Eyes closed tradutor Turco
1,389 parallel translation
If I squeeze my eyes closed... tightly enough... you could be someone else.
Gözlerimi sıkıca kapatacak olursam... yeterince sıkı... sen bir başkası olabilirsin.
Oh, no, I had my eyes closed so I could concentrate and take it all in.
- Hayır, gözlerimi kapamıştım, böylece daha iyi konsantre olup anlıyorum.
Time was you could've made that shot with your eyes closed.
Bir zamanlar o sayıyı gözlerin kapalı yapardın.
I could do this with my eyes closed.
Bunu gözlerim kapalı bile yapabilirim.
You'll never get anywhere with your eyes closed.
Kapalı gözlerle asla bir yere ulaşamazsın.
Are you still keeping your eyes closed?
Gözlerin hala kapalı mı?
Eyes closed.
Gözlerinizi kapatın.
I was singing with my eyes closed.
Gözlerim kapalı şarkı söyledim.
He can do this material with his eyes closed.
Bu senaryoyu gözü kapalı yapar.
Eyes closed, please. Head down.
Gözler kapalı, lütfen.
Two women enter on the scene dressed in slips, eyes closed, like two sleepwalkers.
Slip giymiş iki kadın sahneye çıkar. Gözleri iki uyurgezer gibi kapalıdır.
She sat there on the floor of her apartment, looking almost ugly with her eyes closed tight.
Dairesinin zemininde neredeyse kapalı gözlerinde çirkin bakışıyla öylece oturdu.
Just count with your eyes closed.
- Sadece gözlerin kapalıyken say
[Hudnall] Some had their eyes closed because they did have a lot of pain.
Bazıları çok acı çektiğinden gözlerini kapatmıştı.
Some were just keeping their eyes closed and praying they would get out of there.
Bazıları oradan çıkmak için dua ediyorlardı.
Watch this, with my eyes closed.
Bunu izle, gözlerim kapalı.
Though, I can't see myself with eyes closed. I can see you.
Gözlerim kapalıyken kendimi göremesem de seni görebiliyorum.
There was a little boy there who would sit under a table all day with his eyes closed.
Küçük bir oğlan vardı bütün gün masanın altında oturan gözleri kapalı.
I can raise these kids with my eyes closed.
Bu çocukları ben gözlerim kapalı büyütürüm.
Hands out, eyes closed.
elleri uzatıp gözlerini kapat.
I used to say I could land a shuttlepod with my eyes closed.
Tam anlamıyla gözü kapalı mekik kullanmak buna denir.
WITH YOUR EYES CLOSED.
Gözlerin kapalı...
WITH MY EYES CLOSED. I THINK THAT THE SECRET IS TO STOP REGRETTING THE PAST AND FEARING THE FUTURE,
Bence işin sırrı, geçmişten pişmanlık duymayı ve gelecek için endişelenmeyi bırakıp anı yaşamakta.
The most important thing... is that you keep your eyes closed during the ceremony... because if you open them, whatever spirits we're speaking to... will permanently remain trapped between worlds forever.
En önemlisi de, seans boyunca herkes gözlerini kapatacak. Çünkü açarsanız, konuştuğumuz ruhlar sonsuza dek iki dünya arasında sıkışıp kalır.
If I- - If I were replacing an aortic valve, I could do it with my eyes closed.
Bir aort kapağını değiştiriyor olsaydım, bunu gözüm kapalı yapardım.
That means with the eyes closed.
Gözü kapalı yapabilirsin demek ki.
Keep your eyes closed.
Sakın gözlerini açma.
Eyes closed, out in the rain.
Yağmurun altında, gözleri kapalı.
As far as I could tell, but our eyes were closed most of the time.
Bunu söylemem zor ayin sırasında gözlerimiz çoğunlukla kapalıydı.
All right. Shall I keep my eyes open or closed?
Gözlerimi kapatayım mı açık mı kalsın?
I closed my eyes and tried to go someplace else and when he finished,
Gözlerimi kapatıp başka bir yerde olduğumu düşünmeye çalıştım.
WHEN I REALIZED THEY WERE GONE, I CLOSED MY EYES AND IT WAS LIKE I SAW MY PARENTS IN A DREAM.
Gittiklerini farkettiğimde, gözlerimi kapattım ve sanki onları rüyamda görmüşüm gibiydi.
"Christian closed his eyes and received him hungrily."
"Christian gözlerini kapadı ve onu iştahla kabul etti."
Because when these children closed their eyes at night they dreamt only of murder over and over, one after the other.
Çünkü bu çocuklar akşamları gözlerini kapadıklarında tek düşledikleri, birbiri ardına işlenen cinayetlerdi.
No, that's all right. My eyes are closed.
Hayır, Tamam Kapatıyorum sorun değil.
The worst part was when they closed their eyes.
Gözlerini kapamaları her şeyin üstüne tuz biber ekmişti.
I closed my eyes and tried to peer into the future.
Gözlerimi kapadım ve geleceği görmeye çalıştım.
Closed eyes help you think The one kissing you can't see
# Kapalı gözler, senin göremediğin bir öpüşü hissetmene yardım eder #
But at the very, moment I started to talk, he closed his eyes and he passed away... without having heard a word.
Fakat o anda ben birden konusmaya basladim gözlerini kapadi ve kendinden geçti... tek bir kelime bile duymadan.
I closed my eyes and I shot!
Gözlerimi kapadım ve ateş ettim!
I couldn't sleep because when I closed my eyes I saw her fucking another guy.
Uyuyamıyorum çünkü ne zaman gözlerimi kapatsam, onu o pislikle görüyorum.
- O. K, my eyes are closed.
- Tamam.
If I had to walk past there... I closed my eyes and put my hands on my ears.
Oradan geçmek zorunda kaldığımda gözlerimi yumar, kulaklarımı ellerimle kapardım.
And people sleep with open eyes, and wake up with closed eyes.
İnsanlar açık gözlerle uyurlar ve kapalı gözlerle uyanırlar.
I closed my eyes just for a second.
Gözlerimi bir saniye için kapatmıştım.
Where my eyes are half-closed?
Gözlerimin yarı kapalı çıktığı fotoğrafı mı?
It was dark and my eyes were closed.
Karanlıktı ve gözlerim kapalıydı.
I closed her eyes and placed her body in the coffin.
Gözlerini kapadim ve bedenini tabuta yerlestirdim.
- Then I closed my eyes for a sec... just for to think... Is this dinner?
Sonra bir kaç saniyeliğine gözlerimi kapattım, sadece düşünmek için.
During both of her escapes, She jumped with closed eyes, as if she was guided
Her iki kaçışında da, sanki bir rehberi varmış gibi, gözleri kapalı atlıyordu.
My eyes are closed.
Gözlerim kapalı çıkmış.
closed 242
eyes on the prize 41
eyes on me 42
eyes up 51
eyes up here 21
eyes open 53
eyes on the road 42
eyes down 32
eyes here 16
eyes forward 43
eyes on the prize 41
eyes on me 42
eyes up 51
eyes up here 21
eyes open 53
eyes on the road 42
eyes down 32
eyes here 16
eyes forward 43