Falls tradutor Turco
7,178 parallel translation
Kids, like, trapped in the basement, and the building falls, and they're like, "Ma, get me out of here."
Çocuklar bodrumda mahsur kalıyor, bina çöküyor ve "Anne, kurtar beni" falan diyorlar.
Walker falls out of the has-beens...
Walker bir zamanlar olduğu yerden düşüyor...
As if it knows, that when it falls, it would be an astounding sight to behold.
Sanki düştüğünde farkına varılacak kadar şaşılası bir görünütüsü olacağını biliyormuş gibi.
I have no spur to prick the sides of my intent but only vaulting ambition which o'erleaps itself and falls on the other.
Yükselme arzumdan başka hiçbir şey yok maksadımı dürten. O da atlayıp öbür tarafa düşüyor.
See, something's degrading the lipid bi-layer, and it all falls apart.
Gördün mü, bir şeyler lipit çift katmanı küçültüyor, ve sonra hepsi yıkılıyor.
And the panther falls out of the tree.
Panter de ağaçtan düşmüş.
What if someone falls in?
Biri aşağı düşerse?
If it falls into Strago's hands, he will unleash his unpleasantness to disastrous effect upon the world.
Strago'nun ellerine düşerse tatsızlığının feci etkileri dünya üzerine salacak.
So it falls to myself... to find a few choice words.
Anlayacağınız bu görev bana düşüyor. Konuşma için birkaç kelime bulma işi.
"It's about a boy who goes back and falls in love with his morn."
"Geçmişe gidip annesine aşık olan bir çocuk hakkında".
- I pin it, it falls.
- Raptiyeliyorum, düşüyor.
Sometimes, after Kyle falls asleep,
Bazen Kyle uyuduktan sonra..
What kind of person falls in love with the people who kidnap them?
Bir insan nasıl olur da kendisini kaçıran insanlara âşık olur?
He falls to his knees and dies.
Dizleri üstüne çöküp öldü.
He falls, revealing'a... a dead lump of fur and meat.
Yere düştü herif, arkasındaki kürk ve ölü et yığını ortaya çıktı.
What you did to us falls under the legal definition of kidnapping.
Bize yaptığın şey, hukuki açıdan adam kaçırmadır.
No substance on Silk Road falls under those guidelines. "
İpek Yolu üzerinde hiçbir madde düşüyor Bu kurallar altında. "
Now the risk falls almost entirely on the first two men out.
Tehlikeye atılacak olanlar az önce söylediğim 2 adam olacak.
If nature was gonna grow an orange, Neil, she would just make it just enough meat, that's what we call this, just to fertilize the seed once it falls, but man, we want all this sweet meat.
Tabiat ana bize portakal veriyorsa,... yenen kısmı besleyici olmalı,... olması gereken bu,... ekmeden önce tohumları aşılamalıyız,... yenen kısmı tatlı ve sulu olmalı.
The guy falls off and breaks his neck and dies, that guy?
Çocuk düşüyor, boynu kırılıyor ve ölüyordu, hatırladın mı?
As the moon rises and the sun falls, fire will illuminate the sky.
Ay yükselip güneş battığında ateş göğü aydınlatacak.
Night falls fast around here.
Burada çabuk gece oluyormuş.
- Two. - Two falls in one day?
Bir günde iki kaza.
We're broadcasting from Spring Falls.
Spring Falls'tan yayın yapıyoruz.
Where's Spring Falls?
- Spring Falls neresi?
I try that, too, only that at school when I do that, it usually falls on the floor.
Onu da denedim ama sadece okuldayken yapınca genelde yere düşüyor.
Colum doesna travel, so visiting the tenants and tacksmen that can't come to the Gathering, that falls to me.
Colum seyahat edemiyor o yüzden toplanmaya gelemeyen kiracıları gezme işi bana düşüyor.
The biggest stage of my life, and I lose my costume! It falls off the edge.
Hayatımın en büyük gösterisi ve kostümümü düşürdüm!
Turning now to the weather for your Thursday morning... here in Bristol Falls.
Şimdi Bristol Falls'ta Perşembe günü havanın nasıl olacağına bakıyoruz.
... with your updated weather forecast here for Bristol Falls.
Bristol Falls'taki son hava tahminleri bu yönde.
I mean, what if the deal falls through or somethin'?
Ya anlaşma olmazsa?
Falls in the bad-choice category. I should know.
Yanlış tercih kategorisinde gibi görünüyor.
Who do you think carries Sheldon to bed when he falls asleep in front of the TV?
Televizyonun önünde uyuya kalınca Sheldon'ı yatağa kim taşıyor zannediyorsun?
The cracks wouldn't widen before it falls.
O düşmeden önce çatlaklar genişletmek olmaz.
The rest of you, follow me to the falls.
Geri kalanınız benimle şelaleye gelsin.
With Kip in tow, she presses on, and the group falls into line behind her.
Yanında Kip, üzerinde baskılar ve ardı sıra gelen sürü ile yola koyuluyor.
'The stronger rises as the weaker falls.
'Kuvvetli olan yükselir, zayıf olan düşerken.'
When she feeds him, touches him then your face falls.
Ona yemek yedirdiğinde, ona dokunduğunda senin yüzün düşüyor.
Everyone falls in love with him.
Herkes ona aşık olur.
Um, a bunny who falls in a well and no one can save him because... everyone's been eaten.
- Ben değilim, a kuyuda düşen bir tavşan. Ve kimse onu kaydedebilirsiniz çünkü - - Herkesin yemiş oldu.
It's day three of my search here in the town of Collins Falls and I've seen no sign of the mysterious lights reported in the sky.
Collins Falls kasabasındaki araştırmamın üçüncü günü ve gökyüzünde görüldüğü bildirilen gizemli ışıklara dair bir ize rastlamadım.
Oh, well, mais ici, dans Collins Falls.
- Ama Collins Falls'dayız.
- Mm. Collins Falls, you're the archivist?
Collins Falls, arşivci sensin.
Wardenclyffe Falls.
Wardenclyffe Falls.
I thought this was Collins Falls.
Burasının Collins Falls olduğunu sanıyordum.
It was called Wardenclyffe Falls. Oh, okay.
İsmi Wardenclyffe Falls'du.
Construction worker gets into a fight, falls ten floors, but somehow only breaks his arm.
İnşaat çalışanı kavgaya tutuşuyor sonra on kat aşağı düşüyor. Ama bir şekilde sadece kolu kırılıyor.
You know, if it gets sticky there and somebody falls..
Eğer yere birşey dökülür ve birileri üstüne basıp düşerse...
Yes, we'll be there before night falls.
Evet, hava kararmadan orada oluruz.
- We'll die if the cake falls.
- Pasta düşerse biteriz.
what if he falls down on the road...?
Ya yolda düşerse?