English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ F ] / Feature

Feature tradutor Turco

1,394 parallel translation
Don't short-change yourself by playing it as a triple feature, man.
Bunu üçlü gösterimde oynatmanızı kabul ettiğimi düşünmeyin.
- Let me be frank : We had someone else for the feature on "Karsten Tonight," but it sucked so bad that we had to find something new.
- Açık sözlü olmak gerekirse "Karsten Tonight" da oynaması için başka birisiyle anlaşmıştık ama eline yüzüne bulaştırdı.
- Feature.
- Şovumuz.
What he presents in his feature film is fiction, a fictitious underground world.
Onun bu filmde sunduğu şey, kurmaca, hayali bir yeraltı dünyasıdır.
00, 01 : 20 : 33 : 13, The crowd scenes in The Atomic City feature real baseball fans, 00, 01 : 20 : 35 : 13, not professional extras,
O zamanlar kalabalık sahnelerde figüranlar kullanılırdı... ve bu figüranlar üstü kapalı bir anlaşmayla... sadece beyazlardan oluşurdu, siyah insanlar filmlerde gösterilmezdi. Oysa Atom Şehir'deki ( The Atomic City, 1952 ) kalabalık sahnelerde... gerçek beyzbol seyircileri gösterilmişti.
The Circus, maybe Chaplin's most purely hilarious feature was not going well either.
Belki de Chaplin'in en komik filmi olan The Circus iyi gitmiyordu.
In feature-length things you can't just do them alone with comedy.
Uzun filmlerde yalnızca komedi yetmez.
I checked, and today's feature...
Bugünün programına baktım.
Oh, well fine, next time it's an Ingmar Bergman double feature for you, okay?
Peki öyleyse. Gelecek sefer iki lngmar Bergman filmi seyrederiz, tamam mı?
Another new feature.
Bu da yeni bir özellik.
Then we'll have double feature Tuesday,
- Salı günü iki film birden izleriz.
The magazine I was reading that night with a special feature on who's hotter...
- O gece okuduğum dergi. Hangisi daha seksi? Andrew McCarthy mi?
Well, remember? I feature a different chip every quarter.
Her çeyrekte farklı bir türde cips servis edeceğim.
More importantly, you can identify a cheater... with just a partial face feature.
Daha önemlisi, bir hilebazı yüzünün tek bir bölümünden bile tespit edebilirsiniz.
IT'S A LITTLE INDY FEATURE. NOT MUCH IN THE WAY OF PRODUCTION VALUES,
Standart yapım prosedürüne uygun değil ama performanslar muhteşem.
Ha, ha, you can't blame Principal Skinner for wanting to feature his best student.
En iyi öğrencisini göstermek istediği için Müdür Skinner'ı suçlayamazsınız.
Where does Gordon Blaney feature?
Gordon Blaney nerelere takılıyor?
The truth is, walking on two legs became a defining feature of my life and yours for the most surprising of reasons.
Gerçek şu ki, iki ayak üstünde yürümek....... bir çok şaşırtıcı sebep yüzünden....... sizi ve beni diğer canlılardan ayıran bir özellik haline geldi.
You might think these lumps are a natural feature, but in fact they're wounds, inflicted by pygmy marmosets that come to this tree trunk every day.
Ağaçlardaki bu yumruların doğal bir özellik olduğunu düşünebilirsiniz ancak bunlar aslında birer yara, pigme marmosetler her gün bu ağaç gövdesine gelip onu yaralıyor.
They're basically a celebration of himself, but I do seem to feature in there somewhere.
Genelde kendisini anlatıyor, ama beni de bir şekilde dahil etmiş.
Jane wants to do a feature on you.
Jane senin üzerinde bir gelecek kurmaya çalışıyor.
How about a double feature?
İki film birdene ne dersin?
That's a new feature.
Yeni bir özellik.
Your boy's suit I designed to withstand enormous friction without heating up or wearing out. A useful feature.
Oğluna tasarladığım giysi sürtünmeye dayanıklı ve ısınmıyor, yıpranmıyor.
As an extra feature, each suit contains a homing device, giving you the precise global location of the wearer at the touch of a button.
Ayrıca her giyside yer bildirici var, bir dokunuşla onu giyenin tam yerini bildirir.
Cool refreshments, cozy little hammock, a lovely water feature, and it's all mine.
Güzel meşrubatlar, rahat bir hamak, güzel bir su birikintisi ve hepsi benim.
Before any attack on the feature's eastern side... we need to know... the exact position of the enemy's bunkers
Bundan dolayı! Herhangi bir saldırıdan önce doğu cephesinin... durumunu bilmek zorundayız. Konumunu, düşman sığınaklarını.
And they have an 81 mm Mortar at the top of this feature
Ve üst kısımlarda 81 mm havan topu var.
Artillery will start shelling the feature at 1600 hours, sir
Topçu birliği saat 16 : 00'da başlayacak efendim.
We have to reach the upper ridges of the feature... from where they are targeting our highway
Biz ulaşım yolu olarak üst geçidi kullanacağız. Bu arada onlar da anayolu kullanmak zorunda kalacaklar.
We must reach the feature in two hours
İki saat içinde varmamız gerekiyor.
We've heard gun fire on the feature
Ateş sesi geliyor.
I wonder if it would make it easier for you - if you have some sort of feature hat to wear.
Merak ediyorum ; eğer işinizi kolaylaştıracaksa..... özel bir üniformaya sahip olmanız iyi olabilir.
- No, no. I'm a vain, preening ass without a single redeeming feature.
- Hiçbir özelliği olmayan...
I'm trying to put together a feature, a mix of genres.
Bir film çekmeye çalışıyorum. Bir türler karması.
I'm going to see if he'll do a cameo in my feature.
Filmimde rol alır mı diye soracağım.
How's your feature coming along?
Filmin nasıl gidiyor?
In your store, you feature 109 different ice-cream flavors.
Sizin dükkanda, 109 çeşit dondurma var.
feature films so far.
şu ana kadar, sinema filmleri.
She posed for a feature for Playboy on naked political conservatives.
Çıplak muhafazakarlara dair bir yazı için Playboy'a poz vermişti.
That's right, yeah. You were working as a typesetter in Wellington and you studied journalism in London and found your break as a feature article writer and then a field journalist for Reuters.
Wellington'da dizgici olarak çalışıyordunuz Londra'da gazetecilik eğitimi aldınız sonra da Reuteurs'da makale yazarı ve saha muhabiri olarak çalışmaya başladınız.
Give me five minutes. I'll have tonight's feature ready.
Beş dakika sonra gecenin filmi hazır.
Ladies and gentlemen, this is the feature presentation of the evening.
Bayanlar baylar bu, gecenin en önemli maçı.
And... it's co-feature. That was in the ad.
Burası devre mülk ama ilanda belirtmiştim zaten.
- They're my second-best feature.
Benim ikinci en iyi özelliğimdir.
We expanded the feature editorial.
Senin sayfanı yetiştiremedik.
So I had only had one feature under my belt.
Aklımda sadece birşey vardı.
The main feature is the "movie mode".
Ana özellik "film modu".
The most obvious feature of our flat-roof ships is that they are flat-bottom ships.
Tersane ustası : Tersanede baş marangoz Unbok, ben hayatımı gemi yaparak geçirmek istiyorum.
Grand Circus Theater. It's still got to be a triple feature.
Yine de üç film birden göstermeliyiz.
The enemy who has already lost half the feature... will be more alert and better prepared
Bizim daha uyanık ve daha hazırlıklı olmamız gerekiyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]