Feeders tradutor Turco
155 parallel translation
I am the leader of the feeders of Vaal.
Vaal'ı besleyenlerin lideriyim.
About 550 million years ago filter feeders evolved gill slits which were more efficient at straining food particles.
550 milyon yıl önce, filtre ederek beslenenler, daha etkin olan solungaç yarıklarını geliştirdiler
It has a hollow shaft, with feeders for blood circulation.
Kan dolaşımı için besleyici faktörler içeren boş bir kanaldır.
Ricky Butler says they're nocturnal feeders. Oh, Ricky Butler says.
Ricky Butler diyor ki onlar et yiyiciler.
Do not touch the feeders... and I disappear.
Tuzaklara dokunma... ben temizleyebilirim.
The feeders are untouched.
Tuzaklara dokunulmamış.
She had them all attacking the fences when the feeders came.
Son gelen, yemek zamanı hepsini tellere saldırttı.
Fools to the left of me, Feeders to the right!
Sağım aptallarla, solum yırtıcılarla çevrili.
Feeders are sneaky.
Yırtıcılar sinsi olur.
- Those guys are bottom feeders.
- O herifler serseri.
We bottom-feeders prefer cereal first.
Biz alt basamaktakiler önce mısır gevreği yeriz.
I'm not that far off, am I? By the time these bottom feeders finish turning dogshit into diamonds,
O kadar da uzak değilim Max, değil mi?
They call us ambulance chasers, bottom feeders, vultures preying on the misfortunes of others.
Bize ambulans kovalayıcılar, kıç yalayıcılar ve başkalarının talihsizliklerini sömüren akbabalar derler.
Over here you have your microgeeks... nerds, whiz kids and various other bottom feeders.
Orada mikroçip çocukları. Bilgisayar budalasi ve öteki klavye hastaları.
And raise laying hens, mass-production eggs for our noodles, automatic heaters and automatic feeders,'got so many things in mind we can do together, Lola...
Yumurtalar otomatik olarak kırılacak. Otomatik sürücüler ve otomatik ısıtıcılar da olacak. Birlikte uygulayabileceğimiz bir sürü fikrim var, Lola... "
Kate Rhubee is one of many volunteer feeders who have taken pity on these outcasts.
Kate Rhubee toplum dışına itilmiş bu kedilere acıyan... gönüllü besleyicilerden biri.
You bottom-feeders and your arrogance.
Seni kibirli şey...
- I just want to till the feeders.
- Kuşların yemini vermek istiyorum.
Yes, she kept them here so she could watch the feeders through the window.
Evet onları burada saklardı böylece yemlikleri camdan gözleyebilirdi.
Why are you dragging him into a seedy world reserved for bottom-feeders?
Neden onu, senin gibi dipteki artıklarla beslenenler için ayrılmış ahlâksız, hasta bir dünyaya sürüklüyorsun?
He had two feeders with him who hadn't turned yet.
Yanında henüz dönüşmemiş emicisi vardı.
Yeah. - Hey, hey, hey, no buttock feeders, out!
- Hey, hey, hey, baş belaları yaklaşmasın.
They're really just bottom feeders who'll do anything for the highest bidder.
Onlar sadece en yğksek ödeyen kimse ona çalışırlar.
You think only underworld bottom feeders worship the Beast?
Ona sadece alt dünyanın iblisleri mi tapar sanıyorsunuz?
Forget the gentle filter feeders of the twenty-first century.
20.yüzyılın biberonla beslenen nazik hayvanını unutun.
Most tunicates are filter feeders, but this one has become a predator and its greatly enlarged siphon has been converted into a trap.
Gömleklilerin cogu süzücüdür ama bu bir yirtici hayvan haline gelmis ve fazlasiyla genislemis olan sifonu bir tuzaga dönüsmüstür.
They are indiscriminate feeders, taking both rock and coral alike in their quest for algae.
Ayrım yapmadan beslenirler alg ararken hem kayaları hem de mercanları alırlar.
Most Tunicates are filter feeders but this one, uniquely, has become a predator and it's greatly enlarged siphon has been converted into a trap.
Gömleklilerin çoğu süzücüdür ama bu bir yırtıcı hayvan haline gelmiş ve fazlasıyla genişlemiş olan sifonu bir tuzağa dönüşmüştür.
The plankton feeders are easy targets.
Planktonla beslenenler kolay hedeftirler.
By dawn, most of the nocturnal feeders will have returned to the depths.
Güneş doğana kadar gece beslenenlerin çoğu derinliklere dönmüş olacaklar.
They are searching for still smaller plankton feeders that have been attracted by the bloom. So are these jacks.
Çiçeklenmelerin çektiği, planktonla beslenen hala küçük olan canlıları ararlar.
They are plankton feeders and whenever it seems safe they head off into open water to feed where the plankton is thickest.
Planktonla beslenirler ve ne zaman güvenli olursa beslenmek icin planktonlarin en yogun oldugu acik denize yönelirler.
But while he's spending all his time hooking up with bottom feeders the crucial skills he'll need to hook his wife are atrophying.
Ama adi balıkları oltasına çekmek için bu kadar zaman harcarken... müstakbel karısını ağa düşürecek yetenekleri köreliyor.
Let the word go forth to friend and foe alike that we will spare no expense, no time, no effort in housing and punishing the bottom feeders of our society.
Sözlerimizi tüm dostlarımız ve düşmanlarımız duysunlar, toplumumuzun artıklarını hapsetmek ve cezalandırmak için ne zamandan ne emekten tasarruf edecek değiliz.
It's one of the most specialised feeders of all mammals. Its tongue has a brush on its tip which soaks up nectar from even the deepest flowers.
En seçici diyete sahip memelilerden biridir ve dilinin ucundaki fırça benzeri alan en derin çiçeklerin nektarını bile almasını sağlıyor.
reefs feeders over three hundred million people rely on fish from reefs for Pacific islander like me our coral reefs are as necessary as the air we breath
Resifler bizi besler. Üç yüz milyonun üzerinden insanın geçimi resiflere bağlı. Benim gibi pasifik adalısı için mercan resifleri soluduğumuz hava kadar gerekli.
Well, if it ain't the bottom feeders.
eğer temel destek değilse.
For bottom feeders, consider smaller, darker patterned lures
" Dip balıkları için daha küçük ve koyu renkli yemleri seçin.
They are the least fussy of feeders.
En az seçici hayvanlardır.
They will only have done so by being extremely unfussy feeders.
Kesin olan tek şey, bunu yemek seçmemelerine borçlular.
The craniotomy is not wide enough to get all those arterial feeders.
Atardamarı besleyen damarlara ulaşılabilecek kadar geçiş değil burası.
Just get the arterial feeders.
Atardamarı besleyen damarları boşver.
All grizzlies are opportunistic feeders.
Bütün boz ayılar fırsatçı beslenicilerdir.
Every field has its bottom feeders.
Her alanda kötü niyetliler vardır.
I mean, don't take this personally, Mr. Forman, but guys who work in muffler shops are bottom-feeders.
Yani, bunu kişisel algılamayın Bay Forman, ama egzoscuda çalışan adamlar sürüngen gibi oluyor.
I've been wondering where you could buy those feeders. I've been noticing them a lot on the front lawns like on Laurel.
- Bunlardan almak istiyordum.
Yeah, it looks like we're getting deeper, and most of the animals down here look like they're suspension feeders, or particle feeders,
Buradaki hayvanların çoğu parçacıklarla beslenen canlılara benziyor.
They're called feeders.
Onlara besleyenler deniyormuş.
And I've got the curator getting us a list of all the people who have access to the zoo after hours, like the vets, feeders, security... not including the nut-jobs who sneak up from the river, though.
Güzel. Buna nehirden yoluyla kaçak giren ahmaklar dahil değil.
Trigger eggs are good food and the plankton-feeders gather what they can before the current sweeps them away.
Tetik balıklarının yumurtaları iyi bir besindir ve planktonla beslenenler, akıntı onları sürükleyip götürmeden önce toplayabildiklerini toplarlar.
Bottom-feeders always do that, especially bottom-feeding attorneys, inserting themselves and their fees into the deal... but fuck it, man, if this was real, we were a gold movie, a green light.
- Alttaki tipler bunu hep yapar. Özellikle de alt düzey avukatlar... Kendilerini ve fiyatlarını da anlaşmaya katarlar.