Ferdie tradutor Turco
66 parallel translation
Don't sneeze, Ferdie.
Sakın hapşırma Ferdie.
- I'll miss you, Ferdie.
Macera olarak görebilirim bunu.
Is Ferdie there?
Ferdie orada mı?
My uncle ferdie has two tacky velvet paintings.
Hey, Ferdie amcamın iki kadife resmi var.
Hey, where's ferdie?
- Ferdie nerede?
Ferdie- - [Kissing sound]
Ferdie...
Come back in an hour, Ferdie.
Bir saat sonra geri gel Ferdie.
His name is Ferdie.
Onun adı Ferdie.
I almost cried, Ferdie, you bastard!
Neredeyse ağlayacağım, Ferdie, seni p.ç.
Floating in a life inside his own head, my best friend Ferdie who'll never have a stoyto tell unless the stoy comes looking for him
Kendi kafasının içinde bir hayatta yüzen ve ona bir hikaye anlatacak yakın arkadaşa sahip olmayan biri. Sevgili dostum Ferdie...
Ferdie. Ferdie.
Ferdie, Ferdie.
Ferdie, you proposed to her. - Then what?
- Ferdie ona evlenme teklifi etmişsin.
You know that postmaster Ferdie? He and I are going on a shorttrip.
Postacı Ferdie'yi tanıyor musun?
I had to help Ferdie.
- Sonunda, biraz zaman geçirmek için -
He couldn't even get water?
Ferdie, şişeyi aç.
Get him. Ferdie.
Git getir onu.
Ferdie.
Ferdie, Ferdie. Ferdie, bekle.
Show. Show. Ferdie.
Her yerinde diken var.
Stupid. You should've got some other flowers.
Ferdie, tut şunu.
No Ferdie, I would like to know where that rightturn is.
Fanny hakkında yazdığım şarkılardan birini duymak ister misin?
It'll come. It'll come on the right.
Hayır Ferdie, ben doğru dönüşün nerede olduğunu bilmek istiyorum.
Have some brandy.
Bekle, Ferdie.
Butyou... proud Savio Da Gama couldn't saywhatwas in your heart.
Ferdie'den daha beter durumdasın. En azından o söyledi ama Fanny duymadı.
It makes them spread. You remember the old days, Ferdie?
Hayır, aAçtırıyor.
You always knew about Albert and me.
Ferdie. Ferdie, teşekkürler.
You think he'll bring back applejuice in ajery can?
Biri Ferdie ile gitmeli.
- Ferdie?
- Seni özleyeceğim Ferdie.
No one's ever called me that before.
- Ferdie mi?
Ferdie has a candle for evey ailment.
Çeviri : ohyoulovemetoo Ferdie'nin her hastalık için bir mumu var.
Ferdie!
Ferdie!
It's a mutton bill, Ferdie.
Bu et faturası Ferdie.
This is Pocolim, Ferdie. Out here, eveyone's business is eveyone else's business.
Burası Pocolim, Ferdie.
Ferdie.
Ferdie, Ferdie.
Listen Ferdie, we have to find Fanny.
Dinle Ferdie.
No, Ferdie.
- Ölmek istemiyorum.
He needs my help more than anyone else in the world.
Ferdie'ye yardım edeceğim.
So you lied.
Ferdie'ye yardım etmek zorundayım.
So tell me, Ferdie, how come no Mrs. Ferdie all these years?
Anlat bakalım, Ferdie.
Go get him.
Ferdie.
Ferdie.
Getir onu.
Ferdie, wait. Wait.
Ferdie.
What if...
Ferdie, bekle, bekle.
You know, you're worse than Ferdie.
Kahretsin tam bir aptalım. Neden o zaman söylemedim ki?
Albert, you and me, we used to have so much fun. Ferdie.
Eski günleri hatırlıyor musun, Ferdie?
Ferdie, thanks.
Albert, sen ve ben çok eğlenirdik.
Thanks Ferdie.
Bu bir sır.
Of course, you go.
Birinin Ferdie'ye göz kulak olması gerek.
How can we go without Ferdie?
- Eve gitme vakti.
Let go.
Ferdie'siz nasıl gideriz?
And now suddenly Ferdie this, Ferdie that.
Babanın uşağı mıyız biz?
All your life you treat him like shit and now suddenly it's Ferdie. Ferdie my ass!
Şimdi de birden Ferdie bu, Ferdie.