Fikri tradutor Turco
9,797 parallel translation
I got to hand it to you, that was quick thinking with the pipe.
Yiğidi öldür, hakkını yeme ; boru fikri zekâ ürünüydü. Gitmemiz lazım.
Alan has this crazy idea that Charlie's still alive.
Alan'ın, Charlie'nin hâlâ hayatta olduğuna dair çılgınca bir fikri var da.
Like I said, Harvey has no idea how lucky he is to have you.
Önceden dediğim gibi, Harvey'nin sana sahip olduğu için ne kadar şanslı olduğu konusunda en ufak bir fikri yok.
All James... not Cyrus, James.
Hepsi James'in fikri... Cyrus'un değil, James'in.
I'm saying I'm not giving that girl a set of new breasts that were never her idea in the first place.
Kendi fikri olmadığı halde yeni bir çift göğüs vermek istemiyorum.
But I'll be hot-damned if he's going to be the only man to ever razz my berries.
Fakat meyvelerimi tadan tek erkek olması fikri hoşuma gitmedi.
So, the great Agent Krueger has no idea who this is?
Yani, Muhteşem Ajan Krueger'un hiç bir fikri yok bunun kim olduğu ile ilgili?
But Duffman, the idea, endures.
Ama Duffman fikri devam ediyor.
What do you think the point of the movie is?
Filmin ana fikri neydi sence?
First of all, how many attorneys do you even have in your intellectual properties department?
İlk olarak fikri haklar bölümünüzde kaç avukat çalışıyor?
And, confidentially, we're making an I.P.O. In the next few months, so I need to be sure that your firm has a background in securities, as well.
Aramızda kalsın, önümüzdeki aylarda fikri mülkiyet ofisi yapacağız da avukat büronuzun güvenliğinin sağlam olduğundan emin olmalıyım.
Um, what would you say the market value of your I.P.O. Is?
Fikri mülkiyet ofisinizin pazar değeri nedir?
Similarly, we believe only that there will be prime minister.
Tek bildiğimiz, görevinden ayrılmak üzere olan bir başbakanın fikri.
He doesn't know whether to love her or to hate her.
Onu seviyor mu yoksa ondan nefret mi ediyor olduğu hakkında hiçbir fikri yok.
Of course she does, she just didn't think you were into the idea, okay?
Tabii ki istiyor, sadece senin fikri beğenmediğini düşünüyordu, tamam mı?
Niels, I've been working on this idea of nebulizing the cure, and I'm having a little bit of trouble, so I was just wondering if you'd be at all curious to... take a look at my research.
Niels, bir süredir tedaviyi toz hale getirme fikri üzerinde çalışıyorum. Bazı zorluklar yaşıyorum. Acaba çalışmalarıma bir göz atmak ister misin diye düşünmüştüm.
This is Niels'bright idea, right?
- Bu Niels'in parlak fikri değil mi?
You got the point, didn't you, son?
Sen ana fikri anladın, değil mi evlat?
Ah, yeah.
Yeni kariyer fikri? Erotik fotoğrafçı İşte bu.
Moving on is the point of the whole thing.
Bütün bu olayın ana fikri zaten devam etmek.
Before we lost Holden, the idea of cheating on my wife, on my family, would have been unthinkable to me.
Holden'ı kaybetmemizden önce karımı aldatma fikri ailemi aldatma fikri benim için düşünülemezdi bile.
No-one's heard of him, not even his family have any idea who the time traveller is talking about.
Kimse onu duymamış, ailesinin bile bu zaman yolcusunun neden bahsettiği hakkında bir fikri yokmuş.
Just the idea that he was angry got Lambert to hand over a luxury RV.
Kızgın olduğu fikri bile Lambert'i lüks karavanını sorgusuz sualsiz vermeye zorladı.
He wasn't the one that put you back in the kitchen.
Seni mutfağa sokmak onun fikri değilmiş meğer.
Well, if it makes you feel any better, my new girlfriend is all about talking and sharing our feelings.
Eğer daha iyi hissetmeni sağlayacaksa yeni kız arkadaşımın aklı fikri konuşmak ve duygularımızı paylaşmakta.
I'm the one who came up with trivia Tuesday.
Savsak Salı fikri benden çıkmıştı.
And the decision was made by my office to explore this and see what we can do.
Bu olayı araştırıp ne yapabileceğimize bakma fikri de benim ofisime verildi.
I just came up with the idea of a wig, and then, since I'm going to be a woman, I've got to be mute because I cannot sound the way I sound.
Aklıma peruk fikri geldi... sonra da dedim ki madem kadın kılığına girdim... sessiz kalmam gerek... çünkü sesim kadın gibi değildi.
I got this idea that I was going to cut it in half.
Onu ikiye bölme fikri aklıma geldi.
Lydia's got an idea for that.
Lydia'nın bu konuda bir fikri var.
Francis has had a change of heart.
Francis'in fikri değişti.
"Thorium" project - it's not Berg's idea, is not it?
Toryum projesi fikri Jesper Berg'ten çıkmamıştı, değil mi?
- I suggested it to him, yes.
- O fikri ben önerdim, evet.
The idea that being gay was such a shameful thing...
Eşcinsel olma fikri oldukça utandırıcı bir şeydi.
It's a misconception that plastic doesn't degrade.
Plastiğin çözünmediği fikri yanlıştır.
And she has no idea who it's from?
Kimden geldiği hakkında hiçbir fikri yok mu?
And a mass cat-kidnapping seemed to defy reason.
Ayrıca toplu kedi kaçırma fikri de saçma geldi.
Here's a, a business idea I just thought of.
İşte size bir iş fikri.
Got that idea from Google.
Fikri Google'dan aldım.
Where did you get the motif for'The Child in the Basement'then?
O zaman "Bodrumdaki Çocuk" kitabının fikri nasıl çıktı?
The voice of Mr Gandhi?
Bay Gandi'nin fikri mi?
Did it occur to you to leave him under guard?
Onu gözetim altında tutma fikri aklınıza gelmedi mi?
Which was a jerk move by your boss.
Patronun olacak lavuğun fikri olduğuna eminim.
Christine's got some ideas to make it more palatable.
Christine'in yemi daha yenilebilir yapmak için birkaç fikri var.
The point of the story is debt collection.
Hikayenin ana fikri borç toplamaktı.
She has no idea she could get me killed.
Ama beni öldürebileceğine dair en ufak bir fikri yok.
The concept, not the name.
İsmi değil, fikri beğendim.
The idea of it being that the newly patched members cut it and sell it retail for 200 grand.
Yeni üyelerin alınması fikri de, bu malı paylaştırıp perakende olarak 200 binlik getiri için satılmasından çıkmış.
Regardless, as in most matters, son, it's important to have both points of view.
Yine de, her konudaki gibi, oğlum, iki fikri de değerlendirmek önemlidir.
Does Kalinda have any idea who's doing this?
Kalinda'nın bunu kimin yaptığına dair bir fikri var mı?
Sophie's idea.
Konuşurken iki elini de görmek garip gelmişti zaten. Sophie'nin fikri.