English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ F ] / Fillet

Fillet tradutor Turco

150 parallel translation
I can recommend fillet of sole meuniere.
Sole meunière bifteği öneririm.
That is fillet of sea snake.
O, deniz yılanı filetosudur.
This was choice fillet right off the top of the chuck. $ 1.80 a pound.
Bonfileler but etinin en iyisiydi. Kilosu 3.80 Dolar.
- Fillet of sole with mussels, for a change.
Değişiklik olsun diye, dilbalığı ve midye.
- And a lamb fillet with truffles.
Sonra kuzu fileto ve domalan.
I'll take the hors d'oeuvres, clear soup... fillet of sole... salad... and some of your very good Chablis.
Günün çorbası, bonfile, d'oeuvres,.. ... tek biftek,.. ... salata ve şu harika Chablisten'den biraz alalım.
Fillet of a fenny snake, in the cauldron boil and bake.
Bir dilim bataklık yılanı atıp, karıştıralım kazanı.
Felix, find out if there's a Fillet Of Soul restaurant in town.
Felix, şehirde Fillet of Soul diye bir restoran var mı, öğren.
Then there's Mr Big, distributor and wholesaler through a chain of Fillet Of Soul restaurants.
Bir de Bay Big var, Fillet Of Soul restoran zinciri aracılığıyla dağıtım ve toptan satış.
We busted the Fillet of Soul an hour ago.
Fillet of Soul'u bir saat önce bastık.
Imagine, on my very first day here I was served an excellent fillet of beef with mushrooms.
Buradaki ilk günümü gözünüzde canlandırın, mükemmel bir mantarlı sığır eti sunulmuştu.
The fillet of beef...
Fileto... sığır eti...
Go fillet that monster out back.
Git ve canavarını arkada parçala.
- That's fillet.
Bonfile bu.
We had fillet of sole, just broiled, the way Charlie likes it.
Balık fileto yedik... -... ızgara edilmiş, Charlie öyle seviyor. - Öyle mi?
Which means he flips the butcher the three bucks to fillet an alley cat. Shit.
Bu demek oluyor ki kasaba 3 dolar verip bize bir sokak kedisi eti alacak.
There's your favorite - - roast turkey with chestnut stuffing and fillet of sole to start.
En sevdiğinizden var. Başlangıç olarak kestaneli hindi kızartma ve fileto.
God, I wish I was out there with them, dodging the bullets, instead of having to sit here drinking this Chateau Lafitte and eating these fillet mignons with sauce bernaise.
Tanrım, burada oturup, bu şarabı içmek ve soslu fileminyonları yemek yerine keşke onların yanında olup, mermileri savuştursaydım.
How about some... some, er, les oh d'oeuvres, er, gâteau au poivres, er, terrine et fillet lamb et poison au er, poi, poi...
Ya... les, oh, d'oeuvres, ee, gateau au poivres, terrine et fillet lamb et poison au ee, poi, poi...
If they fillet it... Schlegel likes to fillet they can get 60 servings out of one dragon.
Fileto yaparlarsa ki, Schlegel filetoyu sever bir ejderhadan 60 tabak çıkarabilirler.
- Like a piece of fillet steak?
- Biraz biftek alır mısınız?
- Fillet steak.
- Biftek mi?
Fillet?
Et parçası mı?
Fillet, no. Fillet, no.
Biftek istemiyorum, hayır.
And nobody tries to fillet him when I'm around.
Ve ben etraftayken, kimse onu dilimleyemez.
Let's barbecue and fillet him.
Izgara yapalım.
I'd like a petit fillet mignon very lean, but not so lean that it lacks flavour.
Yağsız ama tatsız olmasın. Tabağa yayılacak kadar yağlı da olmasın.
Fillet it and fast-food it if you want to!
Hatta isterseniz onu kesip yiyebilirsiniz de!
Fillet of sole, poached in milk, with boiled vegetables.
Sütte buğulanmış, haşlanmış sebzeli fileto dil balığı.
Help me fillet this fat fuck.
Bu kahrolansını paketlemem yardım et.
No, really, like a fool, I froze 3 pounds of beef fillet at once... and now here I am...
Güven bana. Salak gibi bir buçuk kilo et doldurdum. Ve işte sonuç...
I will fillet him, draw and quarter him, stick his head in a vice.
Onu kesip parçalayacağım, kafasını bir mengene içine sokacağım.
You cut a nice tender fillet into thin slices then you melt butter in the pan
Yumuşak bir filetoyu ince ince dilimler, tavada tereyağını eritirsin.
Rissoles, bratwurst, spaghetti, fish fillet, pork loin...
Balık köftesi, domuz sucuğu, spagetti, balık fileto, domuz fileto...
Beef fillet.
- Biftek fileto.
I'll find a sharp knife and fillet it for you.
Ben de keskin bir bıçak alayım "ve onu senin için dilimleyeyim".
I had a to-die-for veal fillet with a light truffle marinade- -
En çok da hafif salamura edilmiş yer mantarı ile dana etine bayıldım ve...
Well, I don't like the idea of demon fillet either, but it might help us with the vanquishing potion.
Peki, iblis bonfile fikrinden ben de hoşlanmıyorum ama ortadan kaldırma büyüsü için yardımcı olabilir.
Jacques is gonna make a nice fillet out of you, my son.
Jacques senden güzel bir fileto yapacak, evlat.
Please don't be confused, because I may have to fillet Signora Pazzi after all.
Aman karışmasın, yoksa Sinyora Pazzi'yi pirzola yapmaya karar verebilirim.
Nonsense! Can't I make you some nice pasta or a frozen fish fillet?
Biraz makarna uyar mı ya da donmuş balık filetosu mu istersin?
This is codfish fillet.
Bu morina filetosu.
Second dish mixed fry, brains, artichokes and cod fillet.
Bir de karışık kızartma istiyorum. Beyin! Enginar ve Morina balığı.
You did fillet him, though.
Filetosunu çıkardın ama.
While the fillet man disposed of the chef parts you got rid of your bloody wool suit.
Filetocu, aşçıbaşının parçalarını atarken sen de kanlı yünlü takım elbisenden kurtuldun.
Here is your Fillet of Sole.
iste senin ayak tabani fileton.
So, I guess we're having fillet of swamp monster?
Bataklık canavarından fileto mu çıkarıyoruz?
This one here's a Fillet Tarpon Bay with a rubber handle.
Buradaki kauçuk saplı "Fillet Tarpon Bay".
It's an elegant block, the fillet of the neighborhood.
Zarif bir blok. O mahalenin en seçkin sokağı.
It's fillet.
Fileto.
Beware if they should ever serve you a fillet of beef.
Size fileto sığır eti ikram edip etmediklerine dikkat edin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]