Fisted tradutor Turco
87 parallel translation
I'm the best two-fisted beer drinker in America.
Amerika'nın en dayanıklı bira içeniyim.
You certainly were a two-fisted newspaper man, Mr Madvig.
Çifte yumruklu bir gazeteciymişsiniz Bay Madvig.
Take four horn-fisted galley growlers and pay him a little visit.
Yanına güçlü kuvvetli dört kişi al ve onu ziyaret et.
Them two swabs is horn-fisted, Mr. Cutler.
O iki adam çetin ceviz çıktılar, Bay Cutler.
Don't be tight-fisted.
- Pintiliği bırak.
That tight-fisted old pig saved every penny.
O cimri domuz her kuruşunu biriktirmiş.
Nothing like a good two-fisted drinker, right?
Dili kuvvetli ve saldırgan bir içiciden daha iyi bir şey olamaz, değil mi?
My Mexican colleague, a two-fisted professional was kind enough to hang him for me.
iki elini de iyi kullanan Meksikalı meslektaşım... Benim için onu asacak kadar nazikti.
Two powerful, two Irish, two-fisted... - drinking guys in the same movie together.
İki güçlü, iki İrlandalı iki ölümüne içen adam, aynı filmde beraber içiyorlar.
But in the case of our beloved founders, Cicely and Roslyn, it was that two-fisted cross-dresser Mortality who did the damage.
Ama sevgili kurucularımız, Cicely and Roslyn'in durumunda bu hasarı veren, iki yumruklu, karşı cins kıyafetleri giyen Ölümlülük'tü.
He cannot hear my ham-fisted playing.
Benim beceriksiz çalışımı duyamıyor.
To right wrongs and pound two-fisted justice into the hearts of evildoers everywhere.
Yanlışları düzeltmek ve her yerdeki kötülerin yüreklerini iyilikle doldurmak gâyem.
She was nothing but a crabby, tight-fisted old pain.
Huysuz, varyemez, baş belasından başka bir şey değildi.
Just that, King Silvus is the meanest, most tight-fisted ruler this side of the Aegean.
Bu sadece, Kral Silvus Ege'nin bu tarafındaki en cimri, en eli sıkı hükümdar.
Well it should be,'cause I am a man. A red-blooded, two-fisted...,... "We-rule-the-world-whether-you-like-it-or-not." man. Hey!
Şey öyle olmalı... çünkü ben bir erkeğim... kırmızı kanlı, iki yumruklu... hoşlan veya hoşlanma dünyayı biz yönetiyoruz, adamım.
No, it says "tight fisted bastard", as a matter of fact.
Hayır, aslında "eli sıkı piç" diyor.
- You tight-fisted cow!
- Seni eli-sıkı inek!
Careful, you ham-fisted cow!
Dikkat etsene, beceriksiz kadın!
Well, some were tight-fisted, didn't like paying, and another one wanted her to work on a typewriter.
- Bir tane şerefsiz vardı. - Nasıl yani şerefsiz?
The last thing your ham-fisted political ploy... will get you is four stars.
Bu sahte politik yaklaşım sana bir şey kazandırmaz.
Cause Im married to a tight-fisted son of a bitch myself.
Çünkü ben de cimri bir orospu çocuğuyla evliyim.
In the cage, no gloves, bare-fisted, to the finish,
Kafeste. Eldiven yok. Çıplak elle dövüşeceksiniz.
Watch that two-fisted Hound Dog out-strum, outrace, out-fight, and outwit the bad guys.
Onu Hound Dog'ta dikkatle izleyin. Tıngırdatıyor, yarışıyor. Dövüşüyor.
They're tight-fisted, unsympathetic.
Cimri ve antipatiktirler.
All right, double fisted.
Tamam, ikisi birden.
Art, uprooted from the people, is a huge two-fisted jerk-off.
Sanat, halktan soyutlanmış çok güçlü bir tatmindir.
'Tight-fisted cock-muncher.'
Pinti saksocu.
There maybe no hard feelings but you're still tight-fisted?
Kötü hisler yok belki, ama sen hâlâ eli sıkısın.
Two-fisted.
Kuvvetli ve saldırgan.
Ham-fisted day labowers make.
- Lebellois, yapmaktır.
Shooting him just seemed so ham-fisted.
Onu vurmak çok hoyratça geldi de.
And all of those conspiracies are run by paranoid fantasists and ham-fisted clowns.
Ve tüm bu komplolar paranoyak hayalperestler ve beceriksiz soytarılar tarafından yürütülüyor.
The feminist joke book's a little ham-fisted, but these fairy tales are interesting.
Feminist fıkra kitapları pek eğlenceli değil, ama peri masalları güzel.
They pursue spiritual peace through mastery of bare-fisted murder.
Çıplak elle adam öldürmede ustalaşarak ruhani huzurun peşindeler.
You storm in here, you accuse me of some ham-fisted home invasion.
Fırtına gibi içeri dalıp beni haneye tecavüzle suçluyorsun...
Every trimester we get fisted by this guy!
Bu herif her sömestr bizi yumruluyor!
What's "fisted"?
"Yumrulamak" ne demek?
No, because you prefer to blunder in without thinking or looking, good old ham-fisted Rhys.
Hayır. Çünkü bir yere etrafına bakmadan dalıveriyorsun. İyi, yaşlı, sakar Rhys.
They fight bare - fisted in there, which means the killer had his hands all over him.
İçeride çıplak elle dövüşüyorlar. Katil her yerine dokunmuş olmalı.
You ham-fisted hecklers.
Her işe burun sokan aptallar.
This is a good old-fashioned bare-fisted brawl here on the court.
Sahada yumru yumruğa bir kavga başladı.
Thank you, Howard "Ham-Fisted" Wolowitz.
Teşekkürler Howard "Eli Ağır" Wolowitz.
It's like being fisted by Joe Calzaghe.
Joe Calzaghe'nin yumruğu gibidir.
or ham-fisted whores. What?
- Ya da eli ağır olan fahişelerle.
One where the dudes who are actually doing all the work ain't getting fisted.
Asıl işi yapanların yumruklanmadığı bir dünyada.
Mr. Shue can be a little tight-fisted with song selection, but I would like to do something a little bit more upbeat and glamorous with a good dance beat.
Bay Shue şarkı seçiminde biraz zor olabilir ama dans da edilebilen, ritimli ve büyüleyici bir şey yapmak isterim.
It's a little ham-fisted, don't you think?
Biraz beceriksizce değil mi sence de?
Feels very ham-fisted.
Gayet beceriksizce.
- Unfortunately, in this ham-fisted production Of sweeney Todd, The real terror comes from the vocal performances.
Maalesef, bu beceriksizlerin oynadığı Sweeney Todd'da asıl dehşeti vokaller saçıyor.
Behind the mass parades in Red Square was the iron-fisted dictatorship of Stalin, who had also thrown millions into his camps.
Kızıl Meydan'daki büyük gösterişin arkasında Demir Yumruk Stalin'in diktatörlüğü vardı.
In my own ham-fisted way.
Tüm beceriksizliğimle.