English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ F ] / Flippers

Flippers tradutor Turco

181 parallel translation
If I found he put his Jonah flippers into my trawl I'll wind him twice around the capstan and break him off short.
Ağıma elini sürdüğünü bir öğreneyim... o çocuğu bocurgata sarıp endamını bozacağım.
Come on, get those flippers out there!
Haydi, kaldır bacaklarını!
I toss them a dead fish, and they'll flap their flippers.
Ölü bir balık atıyorum, onlar da yüzgeçleriyle alkış tutuyor.
I added king-sized flippers so it could carry a heavy load... even a fat one.
Ona büyük boy paletler ekledim, artık daha ağır yükleri taşıyabilir hatta şişmanları bile.
Goats. Underwater goats with snorkels and flippers.
Sualtı keçisi, şnorkeli ve paletiyle.
The boy with the green ears and the ginger mustache with the spear running through his head, wearing frogman's flippers with a machine gun.
Yeşil kulaklı sapsarı bıyıklı bir çocuk. Boyu kadar bir mızrağı, ayağında paletleri ve elinde makineli tüfeği vardı.
Well... he liked to have the skin between his flippers stroked, for one thing.
Şey yüzgeçleri arasındaki derinin okşanmasından hoşlanırmış.
I remember you was in the water half the time, wearing'them flippers on your feet, lookin'dumb, actin'like a damn penguin.
Sürekli suyun içinde takılıp ayağına palet giyen ve aptal penguenler gibi dolaşan sendin.
[French accent] Here's your aquaman costume, right down to the flippers.
Dalgıç kostümünü al bakalım. Paletlere kadar hepsi tam.
So now he's got two busted flippers, so I said to him,
Böylece iki eli de sarıldı, ben de dedim ki ona,
Free our guests'flippers, that they may drink me health!
Misafirlerimizin kollarını çözün ki sağlığıma kadeh kaldırabilsinler!
There, but for the flippers, go I.
Ben sırf onları görmek için kafese girdim.
Well, the flippers and a breakaway bra.
Tabii bir de, düşen sütyenini almak için.
I want flippers.
Ben çelik toplar istiyorum.
Andy, these flippers ain't flippin'.
Andy, bu yüzgeçler yüzmüyor.
Hey, Quintero, I hope you got your flippers on.
Umarım yüzgeçlerin vardır dostum.
You're going to need fucking flippers... to wade through the shit you're in. The lady was so upset...
İçine düştüğün bu belada kurtulmak için lanet olası Flipper olman gerekecek.
That fat bird would never get invited to a party like this not with those clothes, that waddle, those flippers.
O şişko kuş böyle bir partiye asla davet edilemezdi o kıyafetler, o paytak yürüyüşü, o yüzgeçleriyle asla.
Their flippers are of little help out of water.
Kanatları, suyun dışında pek işe yaramaz.
I give it two flippers up.
Müthiş bir finaldi.
In my day, we did it all with a snorkel and a pair of flippers.
Benim zamanımda, sadece bir şnorkel bir çift de palet kullanılırdı.
Lovely movers, too, considering the flippers.
ayıbalıklarıyla beraber yardımcıları da çok iyi.
- Yeah? That was taken at that place called Flippers.
Bu Flippers denilen bir yerde çekilmişti.
Put up your arms and flippers.
Kol ve yüzgeçlerini kaldır.
Everyone knows our mutants have flippers.
Herkes mutantlarımızın yüzgeçleri olduğunu bilir.
Gonna get it back. Got my flippers and my snorkel ready.
Geri alacağım takımları hazırladım.
Eh, the parking's bad, the place is kind of dark and this carpet, it's a little rough on the flippers.
Park yeri kötü. Mekan biraz loş. Bir de bu halı biraz pürüzlü.
You know, this game was much more boring before they put those flippers in.
Biliyorsun, bu oyun inanılmaz sıkıcıydı... ta ki bu şeyleri oyuna eklenene kadar.
Does he ever take his flippers off?
Paletlerini hiç çıkarmaz mı?
He wears flippers?
Paletle mi gidiyor?
With your diving habit, I'd spend it on flippers.
Ben olsam dalış alışkanlığına, paletlere harcardım.
All sea reptiles once lived on land, but 75 million years ago, their ancestors took to the water and their legs became flippers.
Tüm deniz sürüngenleri bir zamanlar karada yaşamışlardır, fakat 75 milyon yıl önce, onların ataları sulara inmişler ve bacakları da şekil değiştirmiştir.
Most other marine reptiles, like Cryptoclidus, use all four flippers to chase the blizzards of fish through the water.
Diğer deniz sürüngenlerinin çoğu, Cryptoclidus gibi, dört yüzgeçlerini de kullanırlar sudaki balık akıntılarını kovalayabilmek için.
Flapping like underwater wings, the flippers can be used separately to give them huge manoeuvrability, or together, for sudden bursts of speed.
Birer sualtı kanadı gibi, her bir yüzgeç bağımsız hareket edebilir iyi bir manevra kabiliyeti sağlamak için, ya da birlikte hareket edip, ani bir hız artışı sağlarlar.
Each one of Liopleurodon's four flippers is over three metres long, giving him enough power to guide his huge bulk effortlessly through the water.
Paletsi kollarından her biri 3 metreden daha uzun, ve ona yeterli gücü verir hantal gövdesini zahmetsizce yönlendirmesinde.
I was on the beach and these boys stole my flippers and my clothes.
Sahildeydim ve tanımadığım birtakım çocuklar paletlerimi ve giysilerimi çaldılar.
Four flippers, that short compact neck.
Dört paletsi balık kolu, kısa kompakt boyun.
Look at those flippers.
Şu paletsi kollara bakın.
You don't wear flippers at a five-star restaurant.
Beş yıldızlı bir restorana giderken palet takmazsın.
With another ten million years of evolution the limbs will become flippers and the tail will become a hoop.
Evrimin diğer 10 milyon yılında, kollar yüzgeç, kuyruk da kütleşmiş olacaktır.
Flippers.
Tokyoların.
Propelled by its flippers and guided by sound, the golden mole homes in on its prey.
Paletleriyle yol alıp sesle yönünü bulan altın köstebek avına kilitleniyor.
In North America, another mole has paws that look like flippers.
Kuzey Amerika " daki bir köstebekte de palete benzeyen ayaklar vardır.
You always have to wash your flippers.
Ellerini her zaman yıkamak zorundasın.
I can solve them by putting flippers on my feet, by wearing an insulated suit to keep me warm and putting a snorkel in my mouth so that I can breathe underwater.
Ben bu sorunları çözmek için palet takarım, üşümemek için su geçirmez kıyafet giyerim ve su altında nefes almak için şnorkel takarım.
Their front legs have become paddles, their back, broad flippers.
Ön ayakları yüzgeçlere benzemiş, arka ayakları palete dönüşmüştür.
Even though all four limbs are flippers, the front legs are stout enough to act as props.
Artık dört uzuvları da yüzgece dönüşmesine rağmen ön ayakları kendilerini destekleyecek kadar güçlüdür.
Their forelimbs have become short flippers that can be used as paddles or to gently punt along the bottom.
Ön ayakları kısa yüzgeçlere dönüşmüştür ve bunlar bazen kürek gibi, bazen de dipten itmek için kullanılır.
We ourselves, with the aid of plastic flippers and compressed air bottles, managed to follow them a few decades ago, but we still have a great deal to learn about how they organise their lives.
Bizler de lastik paletler ve sıkıştırılmış hava tüpleriyle, birkaç on yıI önce onları takip etmeyi başardık ancak nasıI organize oldukları hakkında öğrenmemiz gereken daha çok şey var.
- Flippers and all.
- Yüzgeçler. Vay.
- Those act as flippers.
Evet.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]