Fonder tradutor Turco
70 parallel translation
Wilmer, I'm sorry to lose you, but I want you to know I couldn't be fonder of you if you were my own son.
Wilmer, seni kaybettigim için üzgünüm ancak... seni hep bir ogul gibi sevmis oldugumu bilmeni isterim.
I've never been fonder of a man in my life, but...
Kimseden böyle hoşlanmamıştım, ama...
That and good long stretches of the absence that makes the heart grow fonder.
Bir de uzun süren ayrılıklar. Bunlar kalbi ısıtır.
Now, there's no one in the world fonder of Peter than I am... but if I were in your place - and believe me, I say this for your own good -
dünyada hiç kimse Peter'in iyiliğini benden daha fazla isteyemez... ama senin yerinde ben olsaydım - ve bana inan, senin iyiliğin için söylüyorum -
We're counting on absence making the heart grow fonder.
Yokluğun kalplerdeki sevgiyi artıracağıyla teselli olacağız.
I've become fonder of you than of most people in my life.
Sana hayatımdaki çoğu insandan daha düşkünüm.
I couldn't be fonder Of my big home
Büyük yuvamı bundan daha çok sevemem.
I'm sorry you're not fonder of me, lad.
Kusura bakma ama sen benden pek de hazzetmezsin, evlat.
Oh, well, er... Actually, I've been growing much fonder of him lately.
Son zamanlarda ondan hoşlanmaya başlamıştım aslında.
Remember, absence makes the heart grow fonder.
Unutma, sevdiklerinden ayrı kalmak onlara karşı olan duygularını arttırır.
That's how it should be, absence makes the heart grow fonder.
Olması gereken bu zaten ayrılık kalbi sevgiyle doldurur.
They say that absence makes the heart grow fonder.
Sevgili yokluğu, kalbi daha pervasızlaştırır derler.
Yeah, well, you know, uh, recent studies at John Hopkins University revealed... that the expression "absence makes the heart grow fonder," is in actuality rooted in scientific bedrock.
Evet, John Hopkins Üniversitesi'ndeki son çalışmalar "yokluk sevgiyi artırır" deyişinin aslında bilimsel..... temellere dayandığını gösteriyor.
Nothin'like a little separation to make the heart grow fonder.
Kalplerin birbirine olan düşkünlüğünü arttırmak için ufak bir ayrılık gibisi yoktur.
So tell me, does absence make the heart grow fonder?
Peki söyle bana, bu ayrılık kalbini sevgiyle büyüttü mü?
The heart grow fonder.
Kalp yarası geçmez.
Apparently, distance hasn't exactly made the heart grow fonder.
Görünüşe göre, mesafe kalbin daha da büyümesini sağlamıyor.
You know, you and I are far fonder of this town than we ever let on.
Biliyorsun, ikimiz de bu kasabaya belli ettiğimizden daha düşkünüz.
And even "farrer" fonder of our crappy jobs.
Hatta boktan işlerimize daha da düşkünüz.
You seem fonder of the crew than her!
Settekilerle ondan daha çok ilgileniyormuş gibisin.
Distance always makes the heart grow fonder.
Mesafe kalbini sevgiyle doldurur.
Well, absence makes the heart grow fonder.
Ayrılık özlemi artırır.
Yeah * * I couldn't be fonder of my big home * *
* * I couldn't be fonder of my big home * *
Am I fonder of dolls or of goblins or shoes Raoul or of riddles or frocks
Bebeklere mi düşkünüm cinlere mi, ayakkabılara mı? Raoul. Bilmecelere ya da giysilere mi?
Absinthe makes the heart grow fonder.
Pelinli içki, kalbin sevgiyle büyümesini sağlar.
They say absence makes the heart grow fonder.
- Ayrılık aşkı güçlendirir derler.
Whoever said "absence makes the heart grow fonder"... obviously hasn't met the two of you. Here you go.
"Yokluk kalbi güçlendirir" i kim demişse... kesinlikle ikinizle tanışmamış.
Absence makes the heart grow fonder.
Uzak olmak kalpte sevgiyi büyütür.
But absence makes the heart grow fonder.
Ama yokluklarında özlemimiz artar.
It may make your heart grow fonder but it would also rot your brain.
Kalbini sevgiye doyurabilir ama beynini de kavuracaktır.
The secret of life is finding a love that grows fonder as you grow older.
Hayatın anlamı, sen yaşlandıkça, seninle beraber büyüyecek aşkı bulabilmekmiş.
Absence makes the heart grow fonder.
Yokluğun, kalplerdeki sevgiyi büyütsün.
Absence makes the heart grow fonder.
Sevdiğinin yanında olmaması, aşkını büyütür.
Absence makes the heart grow fonder, right?
Sevdiklerimizden ayrı kalırsak duygularımız artar değil mi?
Let me guess - absence making the little heart grow fonder?
Bu birbirinize olan hislerinizi köreltecek mi?
Young Olive Snook had stowed away in their recently stolen car, hoping the old adage, "absence makes the heart grow fonder" would teach her neglectful parents a lesson.
Küçük Olive Snook, yakınlarda çalınan bu arabaya saklanmıştı, ve "Kör ölür, badem gözlü olur." atasözünün ihmalkar ebeveynine bir ders vermesini ummuştu.
You know as well as I do that absence does not make the heart grow fonder.
Bir kere gözden uzak olan gönülden de uzak olurmuş. Bu bize iyi gelmeyecek.
- Daddy! - True about absence and a fonder heart.
- Ayrılığın kalbi sevgiyle doldurduğu doğruymuş.
Well, I'm sure they'll all be even fonder of you once they understand why you're late.
Niye geç kaldığınızı anladıklarında, eminim ki onlar bile.. ... daha fazla anlayış göstereceklerdir.
Absinthe makes the heart grow fonder.
Apsent sevenleri yakınlaştırır.
She's fonder of the details.
Ayrıntılara düşkündür.
♪ Little Lotte thought, am I fonder of dolls
Küçük Lotte düşündü : " Bebeklerimi mi daha çok seviyorum,
Our astrologer has said if you keep the family locked up for two days it makes the family grow fonder.
Falcımız öyle söyledi. Eğer aileyi iki gün bir odaya kilitlersen o aile daha çabuk büyür.
I grow fonder of all of you every day.
Sizi her gün daha çok seviyorum.
Well, you know what they say... absence makes the heart grow fonder.
Ne derler bilirsin. Biraz ayrılık ilişkiyi güçlendirir.
You gonna give me some crap about "absence makes the heart grow fonder"? No.
"Mesafeler sevgiyi büyütür" nutkunu mu çekeceksin?
Come on. Absence makes the heart grow fonder.
Hadi ama, uzun ayrı kalmalar kalbi daha da düşkün hale getirir.
Me and Bruce play these break-up / make-up games, but it only makes our hearts grow fonder.
Bruce'la bazen şu ayrılma-barışma oyunlarını oynarız ama bu sadece birbirimize olan sevgiyi güçlendirir.
"absence makes the heart grow fonder."
- "Ayrılık kalbi sevgiyle doldurur."
Absence just makes the heart grow fonder.
Özlem aşkı besler.
I am sorry it had to come to this after only just returning to the village.
Köye fönder dönmez işler bu hale geldiği için üzgünüm.