For once in my life tradutor Turco
234 parallel translation
Farid, for once in my life, I wish the RAF would turn tail and go to the devil.
Farid, hayatımda ilk kez Kraliyet Hava Kuvvetleri'nin kaçıp gitmesini istiyorum.
I didn't do much talking because, for once in my life... I couldn't find the right words.
Pek fazla konuşmadım, zira hayatımda ilk kez doğru kelimeleri bulamıyordum.
For once in my life I'm gonna eat all the candy that I can hold.
Hayatımda bir kez olsun, yiyebileceğim kadar şeker yiyeceğim. "
For once in my life, I didn't say too much, I didn't say too little.
Hayatımda ilk kez ne çok fazla ne de çok az konuştum.
For once in my life...
Hayatımda ilk kez -
For once in my life I want to be a scoundrel.
Hayatımda bir kez olsun hergelenin teki olmak istiyorum!
At last I can stop thinking, for once in my life.
En azından, hayatımda bir kez düşünmeyi bırakmalıyım.
For once in my life, be more like Pop.
Hayatımda bir kere, babam gibi olmalıydım.
For once in my life, I hate being right.
Hayatımda ilk kez haklı olmaktan nefret ediyorum.
For once in my life?
Bir kez olsun mu?
FOR ONCE IN MY LIFE, I'M TELLING- -
Hayatımda bir kez olsun...
For once in my life I...
General, hayatımda ilk kez bir konuda...
For once in my life?
Hayatımda bir kez olsun...
For once in my life, when the man comes here every day... and every day I know the reason why he comes.
Hayatımda bir kez... Adam her gün buradayken her gün burada ve ben neden geldiğini biliyorum.
Um, for once in my life.
Hayatımda bir kez olsun...
I managed to keep my mouth shut for once in my life.
Hayatımda ilk defa ağzımı kapalı tutmayı başardım.
Let me, for once in my life, feel how much I have been to blame.
İzin ver de hayatımda bir kere kendimi suçlayayım.
For once in my life, I want to think things through.
Hayatımda bir kez olsun düşünerek hareket etmek istiyorum.
[Chuckling] For once in my life, I'm not the issue.
Hayatımda ilk kez korkulacak kişi ben değilim.
For once in my life, I will not be pissed on.
Hayatımda bir kez bile olsa, küçümsenmeyeceğim.
Nina, whatever way that you're planning on doing this, for once in my life I'm not gonna tell you how.
Bunu yaparken vereceğin karar ne olursa olsun hayatımda ilk kez sana karışmayacağım.
'I had the prettiest parrot in L.A. interested only in me, 'I was in show business, and for once in my life, I was a bird.'
L.A.'deki en güzel papağan sadece benimle ilgileniyordu, gösteri dünyasındaydım ve hayatımda ilk kez bir kuştum.
For once in my life, I have inner peace.
Hayatımda ilk defa, iç huzurum var!
So tomorrow, for once in my life, I want to win something.
Yarın hayatımda bir kez olsun, bir şey kazanabilirim.
For once in my life I m absolutely clear headed... about what I'm saying.
Hayatımda ilk kez söylediklerimden eminim.
For once in my life, I'll enjoy killing someone!
İIk defa seve seve birini öldüreceğim!
For once in my life, I'm actually proud of something you're doing.
hayatımın içinde, bir şeyi gerçekten itiraf ederim sen yapıyorsun.
( sighs ) I just wanted to see for once in my life what it'd be like to be a blonde.
Hayatımda bir kez olsun sarışın gibi görünmek istedim.
For once in my life I needed some help from you.
Hayatımda ilk defa yardımınıza ihtiyaç duydum.
For once in my life
Hayatımda ilk defa
For once in my life, I'm tall.
Hayatımda bir kez olsun, uzun boylu oldum.
For once in my life, I feel like I'm part of something.
Hayatımda ilk defa bir şeyin parçasıymış gibi hissediyorum.
Let me do something on my own for once in my life!
Hayatımda ilk defa kendi başıma... birşey yapmama izin ver.
Whoo! Hey, for once in my life, i'm as tall as tyr!
Hayatımda ilk kez Tyr kadar uzunum.
I just had to stay in there for 40 minutes and there was a chance, just a chance, i could walk in the next morning and for once in my life avoid total humiliation.
Orada kırk dakika daha dayanabilirsem hayatımda bir kez olsun sabah iş yerine geldiğimde büyük bir utanç yaşamaktan kurtulmuş olacaktım.
For once in my life, I'm in a relationship and I don't have to worry about my exit strategy. Isn't that great?
Hayatımda ilk kez kurtuluş taktiğini düşünmemin gerekmediği bir... ilişkim var.
And I'll just be praying that for once in my life I don't say something amazingly stupid.
Hayatımda bir kez olsun aptalca bir şey söylememek için dua edeceğim.
I thought once that there would be no room in my life for anything but dancing.
Bay Lermontov, bir zamanlar hayatımda danstan başka hiçbir şeye yer olmadığını düşünüyordum.
Just once in my life, I want to be the first for some girl.
Ömrümde bir kez olsun, bir kadının ilk erkeği olmak istiyorum.
I met once in my life for so short and in such circumstances that I don't know if she really exists.
Kısa süreliğine karşılaştığım ve gerçekten var olup olmadığını bilmediğim birisi.
If you really can't remember, I feel sorrier for you than I've ever felt for anyone in my life.
Eğer gerçekten hatırlamıyorsan daha önce kimse için hissetmediğim kadar senin için üzüleceğim.
It was rumoured in the underworld... given up his life of crime, but my instinct told me he would not remain in hiding for long.
Söylentilere göre, sonu gelmeden önce suç kariyerini bitirecekmiş, ama içgüdülerim bana uzun süre saklı kalmayacağını söylemişti.
Long ago, I was a Christian missionary, then accidentally I came in contact with members of the world brotherhood who were striving for what I had dreamed of all my life.
Uzun zaman önce, bir Hıristiyan misyoneriydim. Bir gün kaza eseri biriyle tanıştım Kendisi uzun yıllar hayalini kurduğum şeye ulaşmaya çalışan bir dünya kardeşliğinin üyesiydi.
For two days and two nights I've been rowing to see Caruso once in my life.
Caruso'yu görebilmek uğruna tam iki gün iki gecedir kürek çekiyorum.
For once in my life, I'm gonna be Joan Collins, and you're not gonna stop me.
Ömrümde bir kere olsun Joan Collins olacağım ve sen beni durduramayacaksın.
For once, in my cautious, buttoned-down life I felt like a real bad boy.
İhtiyatsız davranmadığım şu hayatımda kendimi ilk kez.. ... kötü bir çocuk gibi hissettim.
I once told you that I would pledge my life... for our nation of two... and reside there... even in death... as surely as I reside in heaven... when your arms are around me.
Sana bir keresinde hayatımı iki kişilik ülkemize adayacağımı ve ölene kadar orada kalacağımı söylemiştim. Çünkü kollarınla beni sardığında cennette olduğumdan emin olacaktım.
For once in my life I...
Hayatımda bir kez olsun...
I mean, for once in my fucking life, I'm gonna be his big brother.
Bütün lanet ömrüm boyunca bir kez olsun, onun ağabeyi olmam lazım.
You know, is it too much to ask for you to save my life once in a while?
Bir kere olsun hayatımı kurtarmanı istemem, çok mu?
Well, I would like the opportunity... to explain to you why I'm no longer the person... that I was years ago... how I've changed... for the better, I think... and the direction that my life has gone in.
Şey, belki sana neden yıllar önce olduğum... insan olmadığımın sebebini açıklama fırsatı... bulabilirim, ve nasıl... daha iyi bir insana dönüştüğümü de, ve hayatımın ilerlediği yönü de tabi.