English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ F ] / Forthwith

Forthwith tradutor Turco

204 parallel translation
Whoever can't rise to the challenge will be terminated forthwith without remuneration.
Bu zorluklarla başa çıkamayanlar süresiz olarak uzaklaştırılacak hak iddiası olmadan.
The defendant may be forthwith remanded to the custody of the U.S. marshall.
Sanık derhal polis gözetimine verilebilir.
It's forthwith raised to 10!
10 şiline arttırıyorum!
Meseemeth good that with some little train... forthwith from Ludlow the young prince be fetched... hither to London to be crowned our king.
Bence şimdi uygun olan, küçük Prensin ufak bir muhafız birliği refakatinde....... Ludlow'dan Londra'ya getirilmesi ve taç giyerek kralımız olmasıdır.
I forthwith sent spies to Tartar territory, and learned the news... which brought me here in haste.
Ayrıca Tatar toparaklarına casus gönderdim zaten. Buraya alelacele gelmemin sebebi de aldığım haberler. Şaman, ne diyorsun?
They will be transported forthwith to the military prison of Acre.
Acre askeri hapishanesine nakledilecekler.
" You have refused to vacate said property you are therefore, hereby commanded to immediately and forthwith vacate the real estate, buildings, outbuildings, and the premises, designated as Tract 3, 4, 9, 6, 4, 7,
" Mezkur varlıklarınızı boşaltmayı reddettiniz bu nedenle, derhal ve ivedilikle boşaltmakla yetkilendirildik. Gayrı menkulleri, binaları, ek binaları, arazileri ve 3, 4, 9, 6, 4, 7 olarak gösterilen parselleri boşaltacak ve aksi takdirde ceza hukuku kanunlarının geçerli olduğunu kabul etmiş olacaksınız.
( imitates MacKenzie ) : All leaves casual forthwith for the fortnight.
İki haftalığına tüm gündelik işleri bırak.
General Eisenhower forthwith...
General Eisenhower...
Archbishop of Canterbury, has been found guilty of treason and has forthwith fled his kingdom.
Canterbury Başpiskoposu ihanet suçlamasıyla suçlu bulundu ve krallıktan derhal kaçtı.
Forthwith.
Derhal.
'Stay where you are, the electrical fault will be attended to forthwith.
Olduğunuz yerde kalın... elektrik arızasıyla gecikmeksizin ilgilenilecektir.
Biondello, go and entreat my wife... to come to me forthwith. Oh, ho!
Biondello, git ve karıma söyle Lütfen hemen buraya gelsin.
Masters, your outfit is disbanded forthwith.
Masters, birliğin derhal dağıtılacak.
Sir, I have the honour to request if you'll accept my resignation, effective forthwith.
Efendim, şu andan geçerli olmak üzere size istifamı sunma onurunu taşıyorum.
My writ here says you must stop eating Chen Lee's cornmeal forthwith.
Elimdeki emre göre Chen Lee'nin mısır ezmesini yiyemezsin.
Will forthwith and forever be revoked and canceled. " Not that it makes a goddamn bit of difference to you, I suppose.
Bunu çok da umursadığını sanmıyorum.
I don't hear any arguments So may I say forthwith
Tartışma olmaz bugün O zaman ne diyeyim
And that you be transferred forthwith to serve a term of 1 year at hard labor at a parish prison camp to be hereafter designated.
Sonrasında gecikmeden 1 yıl ağırlaştırılmış hapis cezanı çekeceğin bir hapishane kampına gönderileceksin.
- Commence operations forthwith.
- Hemen operasyona başlayın.
Having grabbed his wife, we inform Pilate that she is in our custody, and forthwith issue our demands.
Karısını kaçırdıktan sonra, Pilate'a onun elimizde olduğunu ve taleplerimizi hemen uygulamasını söyleyeceğiz.
Appear forthwith and show yourself to me.
Hemen gel ve bana kendini göster.
By the fire which is about the throne, appear forthwith and show thyself to me in beastly or in human form.
Ateşin yanında olan taht. Hemen gel ve hayvansal ya da insan formunda kendini göster.
Oh, Lucifer appear forthwith and show thyself to me.
İblis. Gel ve bana hemen kendini göster.
Comrade Reed, the Executive Committee of the Comintern has decided against endorsing either the Communist Labor Party or the Communist Party of America, and instructs the two parties to merge forthwith.
Yoldaş Reed, Enternasyonel Yürütme Komitesi ne Komünist İşçi Partisi'ni ne de Komünist Parti'yi onaylamaya karar verdi ve iki partinin derhâl birleşmesini emrediyor.
On the basis of this staff report, Norman Bates is judged restored to sanity and is ordered released forthwith. What about his victims?
Rapora göre Norman Bates'in sağlık durumu düzelmiş görünüyor...
They must be arrested, brutally tortured and executed forthwith.
Tutuklanmalı, zalimce işkence yapılmalı ve derhal idam edilmeliler.
Have reversed the decision forthwith.
Kararı derhal iptal ettim.
I your commission will forthwith despatch, and he to England shall along with you.
Gerekli talimatı hemen hazırlatıp size ileteceğim ve o da sizinle gelecek İngiltere'ye.
I await your decision forthwith.
Kararınızı derhal bekliyorum.
I your commission will forthwith dispatch, and he to England shall along with you.
Bir an önce gemiye bindirmeye çalışın, geciktirmeyin. Bu gece bitsin istiyorum,
And thou shalt have a lot of other stuff that will come forthwith.
Ve ey insan, bunun getireceği başka bir sürü şeye sahip olmalısın
In preparation for the coming war with England... the ranks and commissions are forthwith transferred to the infantry.
İngiltere ile yapılacak olan savaşın hazırlanma sürecinde... erat ve görev belgeleri, bir an önce piyade ordusuna ulaştırılacaktır.
Discharge this patient forthwith.
Hastayı hemen taburcu edin.
All units, forthwith. Franklin College.
Tüm birimler, derhal, Franklin Üniversitesi'ne.
I shall return forthwith.
Ben de geliyorum.
The Military Court of the First Infantry Regiment... of the Bulgarian army, convened forthwith... and sentenced to death in absentia... the brothers Yannakis and Miltos Manakis or Manakias... and issued orders for the confiscation of all photographs and film found in their house and studio.
Piyade Alayı Askeri Mahkemesi'nce yapılan yargılama sonucunda yukarıda adı geçen sanıklar Yannakis ve Miltos Manakis kardeşlerin işledikleri bu suç için ölüm cezasına çarptırılmaları ayrıca evlerinde ve iş yerlerinde bulunan her türlü film ve fotoğraf malzemesine el konulması kararlaştırıldı.
And regretfuIIy, we feel obliged to tender our resignations forthwith.
Ve tekrar üzülerek, sana ayrıldığımızı bildirmek zorundayız.
I your commission will forthwith dispatch, and he to England shall along with you.
İngiltere'ye gidecek, sizinle birlikte.
- How's this then? If you remove these machines forthwith... I promise not to insert one part of them... into any portion of your anatomy.
Eğer bu araçları buradan götürürsen onları vücudunun herhangi bir yerine sokmayacağıma söz veririm.
Which is why I insist you stop seeing him forthwith.
Bu yüzden, bir daha.. asla onunla görüşmene izin vermiyorum.
That must cease forthwith.
Buna bir son vermek zorundayız.
Forthwith, do you understand?
Son vermek, anlatabildim mi?
My client feels scorned by these horrible charges and would like an opportunity, forthwith, to clear his name.
Müvekkilim bu suçlamalardan dolayı aşağılanmış hissediyor ve adını temizlemek için derhal bir fırsat istiyor.
Is that "forthwith" enough?
Yeterince derhal mi?
Then he will be released forthwith.
Ve derhal salıverilecek.
No, he admitted to shooting the guy, causing his death forthwith.
Hayır sadece kafasından vurduğunu itiraf etti. O da hemen ölümüne neden oldu.
Pubishment to be carried out forthwith.
Ceza - derhal- uygulansın.
You are forthwith stripped of your title.
Derhal ünvanınızdan arındırılıyorsunuz.
" The Valley of the Conococheague is forthwith taxed £ 1 per capita
"Bu vergiler Loudoun Kalesinin, inşaatı ve Majestelerinin askerlerinin masrafları ve"
My lord walsingham needs you there forthwith. Let's go.
Tamam, gidelim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]