Fougasse tradutor Turco
37 parallel translation
- Fougasse.
- Fougasse.
You already know Merlot and Fougasse.
Merlot ve Fougasse'la tanışmıssınız zaten.
Fougasse is single.
Fougasse bekardır.
Cruchot, Fougasse, here.
Cruchot, Fougasse, buraya gelin!
Fougasse, get that sock right.
Fougasse, çorapların olmuyor!
Fougasse, still a problem with the sock.
Fougasse, çorapların hâlâ olmuyor!
I don't trust sentimental gendarmes, Fougasse.
Duygusal bir jandarma, beni rahatsız eder...
Fougasse of course.
Fougasse tabiki.
Fougasse has dizzy spells.
Fougasse'nin telaffuzu mükemmel.
Don't act like Fougasse.
Fougasse gibi davranmayı kes.
Fougasse?
Fougasse?
Fougasse, stop that.
Fougasse, kes şunu.
Fougasse, Merlot.
Fougasse, Merlot.
Fougasse, look at me.
Fougasse, bana bak.
Fougasse, go sit somewhere else.
Fougasse, git başka bir yere otur.
- Very nice, Fougasse.
- Çok güzel, Fougasse.
Yes, please, Fougasse.
Evet, lütfen, Fougasse.
And there is Fougasse.
Ve işte Fougasse.
Thanks, Fougasse.
Teşekkürler, Fougasse.
Fougasse, inspection on the beach.
Fougasse, plajı kontrole gidelim.
- Lovely, Fougasse.
- Nefisti Fougasse.
That's Fougasse. His head hit the big drum with a bang and ever since he has amnesia.
Eski bir jandarma, bir baloda, tehlikeli bir suçluyu yakalarken kafasına aldığı davul darbesi sonucu, hafıza kaybı yaşıyor.
And, my little Fougasse?
Ne haber, benim küçük Fougasse'ım?
Fougasse there, the gendarmes there...
Fougasse orada, jandarmalar da diğer tarafta...
Is the fog clearing a bit?
Kafandaki sis perdesi biraz dağıldı mı, Fougasse?
Somewhere around here's a little house that was yours.
Fougasse, buraya yakın bir yerde, bir zamanlar içinde yaşadığın küçük bir ev biliyorum.
Since when, if I can ask?
Sorması ayıp, ne zamandan beri, Fougasse?
And have been for a while.
Gerçekten çok iyi bir zaman. Kes sesini, Fougasse.
On the rocks, as they say.
- "Bol buzlu" dediklerinden. - Kapa çeneni, Fougasse!
Merlot, Fougasse, help him.
Merlot, Fougasse, ona yardım edin. - Haydi, tırman...
Fougasse.
Çıplak avında.
- Saint-Trospète.
- Fougasse, biraz çaba göster lütfen.
Still no click?
Hâlâ tık yok mu, Fougasse? Hayır, hiç bir şey yok.
Are you coming to the beach?
- Fougasse, plaja gidelim mi? - Plaj mı?
The click, Fougasse.
Hâlâ kafanda tık yok mu?
Shut up, Fougasse.
Kes sesini, Fougasse!
I like you too, pal.
- Ben de seni, Fougasse.