Frame tradutor Turco
4,517 parallel translation
You and Bernie Brazenly decided to stay put right here in Santa Barbara, solve Professor Stein's murder, take all the credit, and frame an innocent man for the crimes you committed.
Sen ve Bernie yüzsüzlükle burada, Santa Barbara'da kalarak Profesör Stein cinayetini çözerek, bütün övgüleri almaya ve işlediğin suçları masum bir adamın üzerine yıkmaya karar verdin.
Well, you can huff and puff. But it's a steel frame.
Deneyebilirsin tabii ki, ama çelik kapı...
The key is on the door frame.
Anahtar kapı kasasında.
That's an oddly specific time-frame, right?
Sence de garip bir zaman miktarı, değil mi?
I didn't have a mirror, so I shaved in the reflection of the chrome frame.
Evet, muhteşem bir parça. Aynamın olmadığı zamanlarda... krom çerçevesinin yansımasıyla... traş olurdum.
I've got to get rid of this ugly chrome frame from Kirk's bachelor bad.
Kirk'in bekar evinden kalma krom... çerçeveden kurtulmam lazım.
There's a signature that the frame covered up.
Çerçevenin altında bir imza var.
Have you ever considered the fact that maybe the person who killed Alicia is trying to frame me?
Acaba gerçekten Alicia'yı öldüren kişinin belki de bana kumpas kurabiliyor olması ihtimalini düşündünüz mü?
To frame her cheating husband and get out of her marriage.
Kendisini aldatan kocasına kumpas kurmak ve evliliğini yıkmak için.
Frame job.
- Kumpas işi.
So if Meredith hired Damian to kill Alicia and frame her husband, where's the payment?
Eğer ki Meredith Damian'ı Alicia'yı öldürmesi için işe aldıysa... -... ve kocasına kumpas kurduysa bu işin bedeli ne?
Flynn : You wanted to frame Kurt, which would've been easier if you'd killed Meredith.
Kurt'e kumpas kurmak istedin ki Meredith'i öldürseydin bu daha kolay olacaktı.
Did you frame Mario Pepper?
Mario Pepper'a komplo mu düzenlediniz?
He was hipped to the frame by Major Crimes.
Büyük Suçlar'ın komplosuna biraz meraklıydı o kadar.
But if you didn't have them killed, why frame Mario Pepper?
Ama eğer onları siz öldürtmediyseniz neden Mario Pepper'a kumpas yaptınız?
Here it is, frame by frame.
Kare kare burada.
You have to balance the frame.
- Resmi dengelemek gerekir.
Then blow up every frame until we find something we can use.
Bir şey bulana kadar... her kareyi inceleyin.
We'll frame that and hang it on the wall above Lillian's crib.
Bunu çerçeveletip Lillian'ın beşiğinin yanındaki duvara asarız.
The new carbon-nanotube cape frame is a significant upgrade.
Yeni karbon nano tüp pelerin önemli bir yükseltme.
The entire frame's rusted to fuck.
Bütün gövde çürümüş neredeyse.
Within that time frame.
O zaman zarfında diyebilirim.
Take a look at camera three at three minutes, 25, frame 15, just after the victim's been shot.
3 numaralı kamerada, 3 dakika 25'inci saniyede..... kurbanın vuruluşundan hemen sonrasına bir bakın.
Mendez can't know anything until I frame the whole thing.
Ben her şeyi düzenlemeden Mendez bunu bilmemeli.
That woman is evil and she's trying to frame you and do you harm...
Bu kadın bir şeytan ve sana komplo kurmaya çalışıyor.
And what better way is there to hide your involvement in the crime than to frame a cartel?
Bir suça karıştığınızı saklamak için bunu kartele aitmiş gibi göstermekten daha iyi bir yolu var mı?
I believe it's a frame.
Tuzak olduğuna inanıyorum.
Not in the time frame.
- Şu zaman diliminde mümkün değil.
The time frame, the way we went in.
- Neden? Zaman dilimi, operasyona başlama şeklimiz.
What's the time frame on the remaining 14 grids?
Kalan 14 bölgenin bitmesi için yaklaşık ne kadar vaktimiz var?
But if we turn to frame 379...
Ama 379. kareye geldiğimizde...
With great respect, Your Honour, they've not seen it in slow motion, nor frame by frame.
Saygısızlık etmek istemem, Sayın Hakim, ama ağır çekimde, karesi karesine izlemediler.
Frame by frame?
Karesi karesine mi?
As you can see, there's an unknown prostitute sitting naked but for her face mask, then Felix enters frame, salivating, ah, his tail bobbing about, his eagerness to participate evidenced by a very impressive erection.
Gördüğünüz üzere, kimliği belirsiz çıplak bir fahişe oturuyor ama yüzünde maske var. Sonra kareye Felix giriyor,... salya akıtıyor, kuyruğunu sallıyor,... bu ilişkiye dahil olmadaki hevesi çok belirgin bir ereksiyonla görülebiliyor.
Frame 32,875 - as you can see, Felix's tail is still bobbing around.
Kare 32,875 gördüğünüz üzere, Felix hala kuyruğunu sallıyor.
Frame 32,876 - oh, the lighting here is very good.
Kare 32,876 buradaki ışıklandırma çok iyi.
And again, if we turn to frame 86,426, er, as you can see, Felix's tail is still wagging about, he's still enjoying the loving embraces of his master and an unknown prostitute.
Ve yine 86,426. kareye dönersek,... gördüğünüz üzere,... Felix hala kuyruğunu sallıyor,... sahibinin ve kimliği belirsiz fahişenin sevgi dolu kucaklamaları hala hoşuna gidiyor.
You know, it's importantto realize that we don't have that long of atime frame.
Bunu fark etmek önemlidir, biliyorum Biz bir zaman çerçevesinin uzun yok.
Wejusttalked about how it might be afour-yeartime frame so we don't have 20 years and we don't have $ 18 trillion to develop these so anothersolutionto climate change :
Biz sadece bu olabilir nasıl hakkında konuştuk dört yıllık bir zaman dilimi Bu yüzden 20 yıldır yok ve biz yok Bu geliştirmek için 18000000000000 $ var Iklim değişikliğine yani başka bir çözüm :
Are you aware there's an engraved plate on this frame that says "The truth is behind this picture"?
Bu çerçevenin üstünde "Gerçek bu resmin arkasında" yazdığının farkında mısın?
The frame's okay, you lucked out there, but you'll need a new front axle, power-train coupling, fender, bumper, and floor extensions.
İskelette sorun yok, orada şansınız yaver gitmiş ama yeni bir ön şafta, güç aktarım bağlantısına çamurluğa, tampona ve zemin genişletmesine ihtiyaç var.
Yeah, you know that one, it's across the street from the frame store and that sad-ass spa.
Biliyorsun di mi caddenin çerçeve dükkanının ve iğrenç bir spanın karşısında.
Taylor spatial frame?
Taylor uzaysal çerçeve?
My portal gun was hacked remotely, Morty- - obviously by the real killer, to frame me.
Portal tabancam uzaktan hacklenmiş Morty. Belli ki bana komplo kurmak için gerçek katil yaptı.
The frame is the original.
Dışı orijinal.
I think he's trying to frame me.
Sanırım suçu bana atmaya çalışıyor.
( chuckles ) Oh. If you're trying to frame her, I assure you, your plan is as foolhardy as it is desperate.
Eğer suçu ona atmaya çalışıyorsan seni temin ederim, planın umutsuz olduğu kadar saçma.
It is a very sophisticated frame job.
Çok iyi bir montajdı.
His chip is probably the only one that can do it, and why would he frame himself?
Bunu yapabilecek tek muhtemel çip onun üzerindeki ama neden kendini suçlu olarak göstersin ki?
He's trying to frame me.
Her şeyi üzerime yıkmaya çalışıyor!
He takes it out of his backpack, leans out of frame for about five minutes, and then leaves. Swartz is replacing the hard drive.
Swartz, hard diski değiştiriyor.