Fredo tradutor Turco
282 parallel translation
"Boots" Fredo.
"Kundura" Fredo.
Fredo!
Fredo!
Hey, Fredo...
Hey, Fredo...
Fredo.
Fredo.
Right, Fredo?
Değil mi Fredo?
It's rough on her. I'll send Fredo's wife over.
Şu an onun için çok zor.Ben Fredo'nun karısını yollarım.
Fredo told me about the kid.
Fredo bana çocuktan bahsetti.
Fredo the Butcher escaped.
Kasap Fredo kaçmış.
- Fredo kidnapped Josépha.
- Fredo, Josépha'yı kaçırdı.
How are you, Fredo?
Nasılsın, Fredo?
My brother Fredo, this is Kay Adams.
Kardeşim Fredo. Bu Kay Adams.
Andiamo, Fredo.
Andiamo, Fredo.
- Fredo, I'm going to buy some fruit.
- Fredo, biraz meyva alacağım.
And I'm sending Fredo to Las Vegas, under the protection of Don Francesco of L.A.
Ben de Fredo'yu Las Vegas'a yolladım. L.A.'lı Don Francesco'nun korumasındaydı.
- Get rid of them, Fredo.
- Yolla onları, Fredo.
Fredo...
Fredo...
And Fredo...
Ve Fredo'nun...
Fredo was, well...
Fredo ise...
Fredo, you son-of-a-bitch, you look great!
Fredo, seni orospu çocuğu, harika görünüyorsun!
- Fredo's wife.
- Fredo'nun eşi.
Fredo?
Fredo mu?
Over Fredo and his men. Rocco, Neri, everyone.
Fredo, adamları, Rocco, Neri, herkes senin emrinde.
- Fredo, this is Johnny Ola.
- Fredo, benim, Johnny Ola.
- Listen good, Fredo.
- İyi dinle, Fredo.
My brother Fredo operates this place.
Burayı kardeşim Fredo işletir.
It's not easy to be a son, Fredo.
Oğul olmak kolay değil, Fredo.
You're no gypsy, Fredo.
Sen çingene değilsin, Fredo.
My sixth sense tells me Fredo brought a bag full of money.
Fredo'nun çanta dolusu para getirdiğini hissediyorum.
You don't know my brother Fredo.
Ağabeyim Fredo'yu tanımazsın.
Johnny Ola, Fredo.
Johnny Ola, Fredo.
I know it was you, Fredo.
Senin olduğunu biliyorum, Fredo.
Fredo, come with me!
Fredo, benimle gel!
I asked about Fredo.
Fredo'yu sordum.
Poor little Fredo, he's got pneumonia.
Zavallı küçük Fredo. Zatürree geçiriyor.
What about Fredo?
Ya, Fredo?
I'm going to talk to Fredo.
Fredo ile konuşacağım.
- I've always taken care of you, Fredo.
- Seni her zaman kolladım, Fredo.
"Send Fredo off to do this, send Fredo off to do that!"
"Fredo'yu yolla, bunu yapsın, Fredo'yu yolla, şunu yapsın!"
"Let Fredo take care of some Mickey Mouse nightclub somewhere."
"Fredo saçma sapan bir gece kulübünün icabına baksın."
"Let Fredo fetch somebody at the airport!"
"Fredo, git havaalanına, şunu al gel!"
Fredo you're nothing to me now.
Fredo artık benim gözümde bir hiçsin.
Fredo, give this to Grandmother.
Fredo, bunu büyükanneye ver.
- Sorry, Fredo.
- Üzgünüm, Fredo.
Fredo's in the house with Mama.
Fredo evde, annemizle beraber.
Can't you forgive Fredo?
Fredo'yu affedemez misin?
- You know my brother Fredo.
- Fredo'yu tanırsın. - Elbette.
I am Fredo.
- Ben Fredo.
You know Fredo?
Fredo'yu tanıyorsun. - Evet.
You know Fredo.
- Fredo'yu tanıyor musun? - Hayır.
I am here with Fredo.
Baksana Fredo'yla birlikteyim.
Fredo's in jail.
Fredo hapiste.