Frenemies tradutor Turco
27 parallel translation
- You were the classic frenemies.
- Siz klasik düşman-dostlardınız. - Düşman-dostlar.
- Frenemies.
İyi kelime.
Her friends had become frenemies. And to them, she had become Samantha.
Ve Charlotte da onlar için Samantha olmuştu.
We were "frenemies."
- Biz arkadüştük.
"Frenemies," exactly.
"Dostüşmanlar," kesinlikle.
The angry matriarch acquitted of murder or any one or Wilhelmina's many close frenemies?
Cinayet davasından beraat eden öfkeli hanımağa mı? Yoksa Wilhelmina'nın yakın dost-düşmanlarından biri mi?
I think the word is "frenemies."
"Yalakalar" demek istedin herhâlde.
How'bout "frenemies"?
Ya hem dost hem düşmanı?
Eh, we're frenemies.
Bizler dost görünümlü düşmanlarız.
There's a whole host of voting options- - friends with benefits, frenemies with frenefits, super friends with wonder pets, all designed to distract you while we take your personal information and use it to apply for credit cards in your name.
Bir sürü oy seçeneği var : Yiyişen dostlar, dosta düşman, mucize köpekler ve süper dostlar. Tüm bunlar oy verirken dikkatiniz dağıtmak ve bilgilerinizle kredi kartı başvurusu yapmak için hazırlandı.
What, I'm guessing this is a keep your frenemies close type situation?
Sanırım bu "düşmanlarını yakın tut" tipi bir durum.
We can switch from frenemies to enemies. I'm flexible.
Dost gibi görünen düşmanlarımızı düşmanlarla değiştirebiliriz, ben her şeye uyarız.
" Professional frenemies?
" Profesyonel düşman-arkadaşlar?
Spiderman and his frenemies are at it again, destroying public property and endangering the lives of innocent people.
Örümcek Adam ve sözde düşmanları kamu malına zarar vermek ve masum hayatları tehlikeye atmak için yine iş başında.
Frenemies.
Dost gibi görünen düşmanları?
His grandma and I frenemies.
Onun büyükannesiyle ben dost gibi görünen düşman.
So let's not be these, like, smiley frenemies that backstab each other.
O yüzden birbirini sırtından bıçaklayan dost-düşmanlardan olmayalım.
Well, frenemies at best.
Eski dost yeni düşman diyebiliriz.
Little guy time between frenemies burnt by the same flame, bros before hos, all that.
Aynı dertten muzdarip düşmanların beraber takılması. Sürtüklerden önce kankalar falan durumu.
What better way to get intel on a murder than a gaggle of high-society frenemies?
Bir cinayetle ilgili bilgi almak için dost görünümlü düşmanlardan oluşan sosyete grubundan iyisi mi olur?
♪ We were frenemies at first spite ♪
İlk andan beri düşmandık
Or, at least, frenemies?
Ya da en azından öyleymiş gibi yapsak.
- Oh, you mean... I feel like they're more frenemies.
Bence onlar dostlukla düşmanlık arasında kalmış.
All her frenemies will be there.
Bütün dost gibi görünen düsmanları orada olacaktır.
Having spent time with their frenemies,
Samantha!
"Frenemies"?
- Arkadüş mü?
It's like we're meta-frenemies. Well, have you ever vibed anything from the future that didn't come true?
Gelecekten gördüğün ve gerçekleşmeyen bir şey oldu mu hiç?