Fries tradutor Turco
2,554 parallel translation
Listen. Why don't I just bring you A whole order of french fries,
Dinle, ben sana bir porsiyon patates kızartması getireyim sen de içinden 12 tane seçip ye olmaz mı?
Where's my 12 french fries?
Benim 12 kızartma ne oldu?
It fries everything electronic within the blast radius,
Patlama yarıçapındaki her elektronik aleti kızartıyor.
Well, the fries are here if you want'em, And now the weirdness is, too.
Eğer istiyorsan patatesler burada artık gariplik de öyle.
* Fries on the side to make me jealous
# Bir taraftan patates kızartmasını kıskanıyorum #
- You get my fries.
Patateslerimi alabilirsin.
A 2 super combos, extra fries,
2 süper kombo, ekstra kızartma,
Oh. Well, if you change your mind, I'll save you some fries. Harper Street?
Pekala, eğer fikrini değiştirirsen diye senin için biraz patates kızartması ayıracağım.
Well, I called him "Potato"'cause he kind of smelled like French fries.
Ona "Patates" ismini vermiştim çünkü patates kızartması gibi kokuyordu.
Okay, I'll have the hay fries.
Tamam. Ben de biraz saman kızartması alacağım.
Give me back my fries. Come on. Come on.
- Patates kızartmalarımı bana ver.
Too much to explain now but Morrison's testimony frees us and fries Lynch.
Şu an anlatması uzun. Fakat Morrison'ın açıklaması bizi serbest bırakır, Lynch'in de sonunu getirir.
- Because those are french fries.
- Çünkü onlar kızarmış patates.
I can't eat french fries.
Ben kızarmış patates yiyemem.
French fries are fatal to vampires.
Kızarmış patatesler vampirleri öldürür.
And your french fries are not powerful enough.
Kızarmış patateslerin de yeterince güçlü değil.
I'm gonna need some gravy fries when I get back.
Döndüğümde patates kızartması istiyorum.
I tell you not to eat those French fries and greasy foods.
Kızarmış patates ve yağlı yiyecek yeme diyorum.
I'm just gonna go with the baby backs and some fries.
- Olur. Bana but kızartma ve kızarmış patates.
We'd like to send that table of secretaries a basket of zucchini fries.
Şuradaki sekreterlerin masasına bir sepet kabak kızartması göndermek istiyoruz.
Look, how about some French fries?
Bak, patates kızartmasına ne dersin?
Steak and fries gets boring if you eat it daily.
İnsan her gün biftekle patates kızartması yese ondan da sıkılır.
You don't eat steak and fries every day either.
Her gün biftekle patates kızartması yer misiniz?
You live on Doktor Fries gata 18?
Doctor Fries 18 numarada mı oturuyorsun?
The fries are Frenched, the cheese is curded,
Patatesler Fransız usulü, peynir lor peyniri.
French fries taste great with vinegar.
Patates kızartması sirkeyle iyi gidiyor.
A hot dog with relish and mustard, order of fries and a Coke, please.
Soslu ve hardallı bir sosisli, patates kızartması ve bir kola lütfen.
We just have fries, onion rings and cheese curds.
Patates kızartması, soğan halkaları ve lor peyniri var.
- Will transform into a diner. Snacks, fries, shakes. Just for you.
Senin için güzel bir mekan açıyoruz
Caesar salad, roast beef, french fries, carrots, minced peas, three pieces of bread and butter and a tiramisu.
Mevsim salata, biftek, patates kızartması havuç, bezelye püresi üç dilim tereyağlı ekmek ve tiramisu.
A tool of tyranny, polluter of the environment, fossil fuel saver, lover fries. You're a fucking cookie McDonald's.
Çevre buna karşı gelebilir çok korumacı olma
May we have French fries please?
Fransız kızartması lütfen?
a cheeseburger on a whole-grain bun with French-fries and a coke for lunch, chocolate pudding and grapes for an afternoon snack, and chicken nuggets with a biscuit and canned green beans for dinner with low-fat ice cream for dessert.
Öğle yemeğinde tam tahıllı ekmek içinde çizburger, kızarmış patates ve kola. Öğleden sonra atıştırması için çikolatalı puding ve üzüm. Ve akşam yemeğinde tavuk budu, bisküvi ve konserve yeşil fasulye, tatlı olarak da az yağlı dondurma.
- How about that? French fries, baked potato, potato chips, scalloped potatoes...
Patates kızartması, kumpir, patates cipsi, elma dilimli patates...
Right, so burger and fries.
Tamam, öyleyse hamburger ve patates kızartması.
I'll have burger and fries.
Hamburger ve patates kızartması alalım.
- Mm-hmm. - Burger and fries, house salad and a Diet Coke.
Hamburger, patates kızartması ev salatası ve bir diyet kola.
Please give me a packet of fries.
Lütfen bir paket patates kızartması verir misiniz?
Us two small fries?
Biz mi? Asla olmaz.
Mom made fries, can you believe it?
Annem kızarma yaptı, inanabiliyor musunuz?
You're making fries?
Kızartma mı yapıyorsun?
And I can't decide between French fries or onion rings.
Patates mi alsam soğan halkası mı karar veremedim.
We've got tacos, burgers and fries, sub shop.
Takomuz var köftemiz ve patates kızartması var.
I dip my fries in the shake!
- Patates kızartması sosa batırıp yiyorum!
I'll take more fries! Wait. What are we doing here, Mike?
Biz ne yapıyoruz Mike?
Uh, shake, more fries, a pop from the taco place, not the burger place.
Sos, patates kızartması takocudan içecek, köfteciden değil. Aklımda.
Well, we can always use them for fries.
En azından hala kızartma için kullanabiliriz.
So, Trav, you want to split some curly fries?
Trav, patates kızartmasını paylaşmak ister misin?
No, I'm just an old man eating fries.
- Hayır, ben patates kızartması yiyen ihtiyar bir adamım sadece.
Can we at least get some French fries?
Hiç değilse gidip biraz kızarmış patates alsak?
I may even get some waffle fries. And a milkshake!
Ben hatta kızarmış gözleme ve muzlu süt alacağım!