Frightening tradutor Turco
1,515 parallel translation
Now, instead of the word "married" frightening me, it was "mother".
Artık beni korkutan kelime "Evlilik." değil de "Anne." olmuştu.
- Just big-mouthed louts who enjoy frightening girls.
- Sadece kızları korkutmaktan hoşlanan... ağzı kalabalık serseriler.
There's no point frightening Bertha into line.
Bertha'yı yola getirmekle korkutmanın anlamı yok.
The bank wields huge bloody frightening power.
Banka korkutucu bir güç kullanıyor.
They continue to rely on your help in this frightening case.
Yetkililer bu korkutucu davada sizlerin yardımına güveniyor.
"Failure is never quite so frightening as regret."
"Başarısızlık asla pişmanlık kadar korkutucu olamaz."
A strange, wonderful, frightening dream.
Garip, şaşırtıcı, ürkütücü bir rüya.
I'm electric. I'm frightening.
Ben elektriğim!
Why it's Greased Frightening!
Bugün Grease Cuma'sı!
Some people might think that your research is a little frightening.
Bazıları sizin araştırmalarınızın çok korkutucu olduğunu düşünüyor.
- Yes. lt was frightening.
- Evet. Bayağı ürkütücüydü.
To deal with Chinese, his frightening attitude works
Korkutucu tavrı Çinli'de işe yarıyor.
When we got to the border it got very frightening because the train stopped at the last station before Holland.
Sınıra vardığımızda oldukça korkmuştuk çünkü tren Hollanda'dan önceki son istasyonda durmuştu.
that there's only two of them actually, and that the whole attraction is the most frightening thing that you would ever see.
Tüm gösteri ise görebileceğin en korkunç şeyle ilgili.
Blood all in the water, and it was a very frightening sight.
Suda kan vardı. Çok korkutucu bir görüntüydü.
( sing ) Before it gets too frightening ( sing ) ( sing ) We ought to call a halt ( sing )
Her şey fazla korkutucu olmadan, mola vermeliyiz...
There's frightening sharks, terrifying sea reptiles...
Korkutucu köpekbalıkları, ürkünç deniz sürüngenleri...
Do you know what the most frightening thing in the world is?
Dünyadaki en korkutucu şeyin ne olduğunu biliyor musun?
That must have been very frightening.
Çok korkmuş olmalısın.
You've been looking forward to senior year with anticipation that borders on frightening.
Son senenin gelmesini, korkulacak derecede dört gözle bekliyordun.
John, he's amazing and... frightening.
John, o harika birşey ve... korkutucu.
Sort of like Gilbert and Sullivan- - only frightening.
Öyle. Gilbert ve Sullivan'ın korkutucu hâli.
Frightening, but true.
Korkutucu ama gerçek.
"Onward up many a frightening creek though your arms may get sore"
Korkutan şeylerin üstüne gideceksin
The room had so many prints and DNA samples, it was frightening.
İhtimalleri nasıl azaltacağız? Odada o kadar çok parmak izi ve DNA örneği vardı ki, ürkütücü.
Summerlee you're frightening her.
Summerlee, korkutuyorsun onu.
I think you might want to talk about getting diagnosed for breast cancer, about how frightening that was, how kind Gloria was, and how you developed feelings for her, and how that led to you having Cyril murder Preston.
Bence sana koyulan meme kanseri teşhisinden konuşmak isteyebilirsin, ne kadar korkutucu olduğundan, Gloria'nın nezaketinden, ve ona karşı gelişen hislerinden, ve bunun Cyril'i Preston'ı öldürmesi için yollamana neden olmasından.
You inhabiting different bodies is a frightening concept.
Farklı bedende yaşayan korkutucu bir düşünce.
[Sighs] Friends, when I came here one month ago... this seemed like a strange and frightening place.
Dostlar, 1 ay önce buraya geldiğimde burası bana garip ve korkutucu gelmişti.
Rage, Anthony is a big, loud, flaming self-distraction from feelings that are even more frightening.
Öfke, Anthony insanın kendi kendine zarar vermesine sebep olan ve birçok duygudan daha korkunç bir şeydir.
I can understand why that was frightening.
Neden bundan korktuğunu anlayabiliyorum.
Some of those fairy tales can be frightening- - ogres and child-eating monsters.
Peri masallarının bazıları korkutucu olabilir - - devler... ve çocuk yiyen canavarlar.
I felt one load being lifted only to be replaced by another just as frightening.
Üstümdeki yükün kalktığını ve yerine, bir o kadar korkutucu bir başkasının yerleştiğini hissettim.
In another section, there are rows and rows of fresh tuna, and amongst these are a frightening quantity of blue fin,
Bir başka bölümde sıra sıra taze tonbalığı var ve bunların arasında ürkütücü miktarda mavi yüzgeçli bulunuyor.
It's sort of, um, exciting and frightening at the same time.
Nasıl denir, heyecan ve korku aynı anda.
A creature so frightening that sailors were said to be driven mad by the mere sight of it.
Öyle korkunç bir yaratık ki, onu gören denizciler deliye dönermiş.
But I slept with him without a condom and his girlfriend is HIV positive. That is pretty frightening.
ama korunmadan biriyle yattığında ve üstelik kızda şey olunca yani biliyorsun durumu.
Yes, but before the TV came he blamed insecurity, he said nobody went out because the streets were frightening.
Evet, ama o TV gelmeden önce güvenliği suçladı, kimse sokağa çıkamadı, çünkü.. sokaklar korkutucu dedi.
Freedom is a little bit frightening.
Özgürlük biraz korkutucu.
The opening of 200 1 was very frightening...
... elestirmenleri ve 200 1'in acılısı cok korkunctu.
That's what's frightening when you're young.
Gençken bunlar ürkütücü gelir.
- That's the frightening power of wave energy.
- Bu dalga enerjisinin korkunç gücü.
He was very strict and frightening. but he forced me to practice swordsmanship.
Çok katı ve ürkütücü bir insandı. Annem öldükten sonra... bana zorla kılıç öğretmeye çalışmıştı.
That's incredibly frightening.
İnanılmaz derecede korkutucu.
In any other room, a frightening declaration.
Ne olursa olsun, ürkütücü bir ifade.
OK, now we're back to frightening.
Yeniden ürkütücü konulara geldik.
in the field of human relationships, what is the most frightening thing that can come through your door?
İnsan ilişkileri içinde başına gelebilecek en korkunç şey nedir?
- The way you love me is frightening - Let's do it!
Haydi yapalım.
What can be more frightening then the thunderous roar of the royal envoy?
Çabuk! Çabuk! - Bayan Gezgin Amber!
Look at this new government, all the monarchists elected, it's quite frightening.
Ama fiyatlar! - Tahmin edebiliyorum. - Fiyatlar gün geçtikçe yükseliyor.
very frightening.
Korku vericiydi.