Frigid tradutor Turco
367 parallel translation
As I speak to you now, the icy water of the ponds and ruins fills the hollows of the mass graves, a frigid and muddy water, as murky as our memory.
Şimdi burada sizlerle konuşurken, bu soğuk ortamda harabeler arasında, buradaki kitle mezarların boşlukları, soğuk ve çamurlu sular doldururken, bu utanç verici olaylar anılarımıza kazınıyor.
But the atmosphere's becoming frigid.
Ama atmosfer gittikçe ağırlaşıyor.
You mean, like, frigid?
Yani, seks istememek gibi mi?
In the Frigid Queen?
Dondurmacıda mı?
What do you mean, in the Frigid Queen?
Ne demek dondurmacıda mı?
You have such an advantage in emotional scenes, Elaine, being frigid.
Böyle duygusal sahnelerde üstüne yok, Elaine, böyle soğuklukta.
Either I'm a narcissist or I'm frigid, pussy.
Narsist miyim soğuk muyum, tatlım.
Why are society women more frigid than factory girls?
Neden sosyete kızları işçi kızlardan soğuktur?
You think that you are frigid.
Sanırım cinsel soğukluk çektiğini düşünüyorsun.
You are just as frigid as an old spinster!
Evde kalmış koca karılar kadar soğuksun!
That you were frigid.
Seni soğuk olduğun yani.
The thing I hate about you, Rowntree... is the way you give Coca-Cola to your scum... and your best teddy bear to Oxfam... and expect us to lick your frigid fingers... for the rest of your frigid life.
Senden nefret etmemin sebeplerinden biri, Rowntree kendi sübyanına, Oxfam'dan gelen oyuncak ayıcığına coca-colayı uzatış biçimin ve sonra da bizden o frijit parmaklarını yalamamızı bekliyorsun. Geri kalanı için frijit hayatının.
There are many misleading theories about the subject of women who are so - called frigid.
Frijit olan kadınlar hakkında çok fazla doğru bilinen yalan yanlış bilgiler var.
Therefore, I have come to the conclusion that there are no frigid women.
Bu nedenle hiçbir kadınının frijit olmadığı kanısına vardım.
Frigid.
Frijitti.
Very frigid.
Çok soğuktu.
A cold, frigid, barren woman with no heart or soul.
Bir kalbi ya da ruhu olmayan, soğuk, buz gibi, kısır bir kadın.
AI less we know that you are not frigid.
En azından şimdi frijit olmadığını biliyoruz.
Up until tonight, the doctors had told me that I was frigid.
Bu geceye kadar doktorlar bana frijit olduğumu söylemişti.
Everybody's frigid.
Hepimiz frijitiz.
I wouldn't be frigid...
O zaman frijit olmazım.
You wouldn't be frigid with me.
Benimleyken frijit olamazsın. İnan bana.
Frigid!
Çok hissiz, soğuk!
She's certainly frigid.
O kesinlikle frijit.
You made a girl full of life in a frigid.
Bu kızın hayatını frijitli gibi geçirmesini sağlıyorsun.
You're frigid!
Sen frijitsin!
Are you frigid?
Frigit misin?
Suddenly, one day, I became frigid.
Bir gün aniden frijit oldum.
It's all Luchi's fault, she's so mean and self-centered, and as frigid as a glacier.
Suçlu olan Luchi. Cimri, bencil, ve buz dağı kadar soğuk.
There are no frigid women!
Soğuk kadın yoktur!
You frigid spinster!
Soğuk kız kurusu ne olacak!
Well, it beats waddling'around like a frigid hippopotamus, Beulah.
Pekala, paytak paytak dolanan frijit su aygırı, Beulah.
Are you frigid?
Frijit misin?
Before I went into analysis, I was completely frigid.
Terapilere gitmeden önce, sekse tamamen soğuktum.
Well, a man with a woman whom he's in love with... but who has something wrong with her, like she's frigid, can get very paranoiac.
Eh, adam ve kadın bir aşk yaşayan... Ama bu kadar duygusuz biri, nasıl bu kadar paranoyak olabilir?
Eventually he died in the Frigid Pond
Bi Luo Fu Hanedanlığı böyle mi yıkıldı?
The ginseng and lucid ganoderma must be boiled with water from the Frigid Pond
cinseng ve sıvı ganoderma Donuk havuzun suyu ile pişirilmeli!
Let's go the Frigid Pond right away!
Derhal Donuk havuza gitmeliyiz!
"Frigid Pond"
"Donuk Havuz"
We have the medication and we're at the Frigid Pond
İlacımız var ve Donuk Havuzdayız!
Are you medically frigid or is it psychological?
Tıbbi olarak mı frijitsin yoksa psikolojik mi?
There are men who say that a lot of girls are frigid.
Erkekler, birçok kadının frijit olduğunu söylüyor.
That's stupid, no girl is frigid, they don't exist.
Aptalca, frijit kadın diye birşey yok.
She was frigid, David.
Frijitti, David.
Your mother was frigid.
Annen frijitti.
Oh, I don't know, she's uptight and frigid.
Oh, bilmiyorum, o soğuk ve katı.
Hey, we're not al frigid.
Hey, hepimiz soğuk değiliz.
It's not true you're frigid.
Frijit olduğun doğru değil.
How can you totally ignore Candy Andrews, who, by the way, is hot after your tailpipe, then have perverted dreams about frigid and rigid Blake?
Nasıl olurda Candy Andrews'ı tamamen göz ardı edebilirsin ki o, bu arada, ateşli sonra soğuk ve haşin Blake ile ilgili sapık rüyalar?
Frigid air from the Balkans was swept into a cut off low.
Balkanlardan gelen soğuk hava alçak basınçla karşılaştı.
Probably frigid.
Sanırım frijit.