Fulfill tradutor Turco
1,640 parallel translation
By grace of Jupiter, Gaius Octavian Caesar, lawful son of Gaius Julius Caesar, makes this his pledge that he personally will fulfill the terms of his beloved father's bequest to the people.
Jüpiter'in inayetiyle, Gaius Octavian Sezar Gaius Julius Sezar'ın meşru oğlu sevgili babasının insanlara olan vasiyetinin şartlarını şahsen yerine getirmek taahhüdünü vermektedir.
We must fulfill our potential to him.
Potansiyelimizi yerine getirmeliyiz.
"I have orders that to fulfill". The discussion was finished.
"onu karşılamak zorundayım".
And I always fulfill my promises.
Bir kaç saat içerisinde gün doğacak ve seni serbest kılacak.
But finally perhaps the mummies will fulfill their destiny. To sustain the gift of life.
Ancak sonunda, belki de mumyalar kaderlerini yerine getirip yaşam hediyesini verebilecekler.
The time to fulfill the contract is near.
Anlaşma yapma zamanı yaklaşıyor.
And I intend to fulfill it, with or without American aid.
Ve bu hakkımı alacağım, Amerikan yardımı olsa da olmasa da.
"I want to fulfill the promise " of your fleeting smile with genuine happiness
Sözümü yerine getirip, gülümsemeni ve gerçekten mutlu olmanı istiyorum.
Now I can fulfill my duty as a son.
Artık bir evlat olarak görevimi yerine getirebilirim.
Our aim at the Overland Clinic is to help every woman fulfill her dream of procreation and I take a personal interest in each and every case.
Bizim hedefimiz Overland Kliniği'nin tüm kadınlara yardım edebilmesi hayallerini gerçekleştirip yeniden yaratmak tüm hastalara özel ilgi ile yaklaşmak.
I need Enya to help me fulfill a dream, so I need you to confess to the killings.
Enya'ya hayalimi gerçekleştirmek için ihtiyacım var yani cinayetleri üzerine almalısın.
Fulfill that part of yourself.
İçindeki o tarafı da ortaya çıkar artık.
You are no longer able to fulfill your duties to the Lord!
Sen artık Tanrı'nın verdiği görevleri yerine getirmeye muktedir değilsin!
If at the end of this three year term you are satisfied with the services of this counsel it will continue to fulfill it's duties and I believe that you will not elect a new government who will lead the country into chaos again.
Milli Güvenlik Konseyinin bu üç senelik icraatından memnun iseniz Konsey icraatını devam ettirecek ve bir daha memleketi kargaşa ortamına sürüklemeyecek bir yönetimi işbaşına getireceğinize inanıyoruz.
Ishaan is unable to fulfill this basic requirement.
Ishaan bu temel gereksinimi yerine getiremiyor..
Is there anyone who can fulfill this mission?
Bu görevi yerine getirebilecek kimse var mı?
I've given him ample time to fulfill his obligation, and he has thus refused.
Ona yapması gereken şeyi yapması için bolca zaman verdim, ama o hala reddediyor.
To fulfill a promise he'd made to someone important.
Önemli birine verdiği sözü yerine getirmek için.
It is our duty as Americans to fulfill that responsibility.
Amerikalı olarak her birimizin görevi bu sorumluluğu yerine getirmektir.
"It is our duty as Americans to fulfill that responsibility because we must never forget that every vote counts."
"Amerikalı olarak her birimizin görevi bu sorumluluğu yerine getirmektir çünkü her oyun önemi olduğunu asla unutmamalıyız."
And after I state my case, I'm sure they will want to fulfill Don Geiss'pre-coma wish.
Durumumu hallettikten sonra eminim ki Don Geiss'in koma öncesi isteğini yerine getireceklerdir.
He said that every student has to fulfill a P.E. requirement.
Her öğrenci beden eğitimi dersine girmeliymiş.
No I want you to fulfill some of those hopes for me.
O dileklerin hiç olmazsa bir kısmını, benim için gerçeğe dönüştürmeni istiyordum!
One always wishes to fulfill one's purpose.
Birisi her zaman başka birisinin amacını gerçekleştirmeyi ister.
Do you think God's decision to spare Mr. McCann's life was a sign that He wanted him to fulfill his eternal marital obligations to his wife?
Sizce tanrının Bay Mccann'ın karısına olan ebedi evlilik sorumluluğunu yerine getirmesi için bir işaret verme kararı boşuna mıydı?
May God fulfill all your wishes.
- Tanrı her dileğini kabul etsin.
Just one. Every other wish I will fulfill myself.
Bir değil, tüm isteklerinin gerçekleşmesini isterdim.
One has to always follow two rules. fulfill every one of the..
Daima iki kuralı hatırla ve bunları uygula.
Now I'II have to fulfill these promises..
Ve şimdi sözümü tutacağım.
Did he fulfill that promise?
Sözünü tuttu mu?
In closing, I truly believe that each one of us has a special destiny... and we owe it to the world to fulfill that destiny.
Son söz olarak, her birimizin özel kaderleri olduğuna ve bunu kaderleri yerine getirmek için dünyaya borçlu olduğumuza inanıyorum.
There is one last thing you can do for me to fulfill your contract.
Anlaşmamızı tamamlayabilmen için yapacağın tek bir şey daha var.
We believed to a man, that we had a calling to fulfill.
Amacımızın bu olduğunu söyleyen bir adama inanmıştık.
And now I'm going to fulfill the dream of every college student.
Şimdi üniversite öğrencilerinin hayalini gerçekleştiricem.
Instead of riding across open fields and hunting with my father, I would be sitting with my mother, hands folded, knitting stockings and such andentertaining boring young men who would fulfill my mother's dreams to be the perfect princess in dresses and jewels and married off by the age of 1 8.
Babamla arazide at yarıştırmak veya avcılık yerine dizimi kırıp annemin yanında çorap örüp genç adamları eğlendiriyor olacaktım.
And then, I have to fulfill the promise I made to ma'am.
O zamanda madama söz vermek zorunda kalırım.
Then fulfill his promise!
Onlara sözü var.
You have to fulfill your destiny as I have fulfilled mine.
Benim tamamladığım gibi alın yazını tamamlamalısın.
Guys like you and me Can fulfill our dreams.
Senin benim gibi adamlar rüyalarını gerçekleştirebilirler.
Μy incapacity to fulfill my duties brought you harm.
Görevlerimdeki yetersizliğim size zarar verdi.
What you need to do now, flash gordon, Is to fulfill your destiny!
Şu an yapman gereken şey, flash gordon, kaderini olan şeyi tamamlamak!
Do you feel that you can fulfill the duties of an SG team member with diligence, integrity... and respect for those in authority over you?
Bir SG takımının gerektirdiği çalışkanlık,.. ... dürüstlük ve senin üstlerin olan kişilere gerekli olan saygıyı yerine getirebileceğini düşünüyor musun?
.. life that I need a husband to fulfill it..
.. doldurması gereken bir boşluk falan yok..
Okay, then I'll fulfill this formality by myself.
Tamam, o zaman bu konuşmayı kendi kendime tamamlarım...
And so that maybe these games, you know, fulfill some kind of... intense excitement or somehow make us feel alive, whereas in our day-to-day existence we never... Don't really have those sensations of intensity and... life or death.
Ve belki de bu tür oyunlar, bilirsiniz ağzına kadar şiddetin heyecanını barındırıp bize yaşadığımızı gösteriyor ancak bizim günübirlik hayatlarımız ciddi şekilde ölüm ya da yaşamın duygu ve enerjisinden uzaklar.
If Yan Fei-er is really unable to fulfill the pledge Yan Guo will choose another for the throne
Madem Yan Fei-er vaadini yerine getirmedi Yan Guo, taht için başka birini seçer!
Martin was a shy, awkward child who will never fulfill his promise to become a weird, unloved adult.
Martin utangaç, sakar bir çocuktu ve tuhaf, sevilmeyen bir yetişkin olma yolundaki sözünü asla tutamayacak.
As if to fulfill it and leave.
İşi yapıp orayı terkeder gibi.
Well, here's your chance to fulfill your fantasy.
Fantezini uygulamak için işte sana fırsat.
You don't want to fulfill your destiny.
Kaderini gerçekleştirmek istemiyorsun!
Which is exactly why I intend to represent her faithfully and fulfill all my duties here in Toronto.
Bunun nedeni kesinlikle ona sadakatle temsil ve Toronto'da tüm görevlerimi harfiyen yerine getirme niyetinde olmamdır..