Fully loaded tradutor Turco
161 parallel translation
German Luger, fully loaded.
Tam dolu, Ülger P08.
You keep this fully loaded?
Tam dolu mu tutuyorsunuz?
Yes, it's fully loaded.
Evet, tamamen dolu.
You'll never make it fully loaded.
Dolu bir araba ile zor geçersin.
My pistol's fully loaded and he's fired... four rounds now.
Benim tabancam tamamen dolu. O ise şimdiden dört el ateş etti.
One Harrington Richardson, caliber 38, fully loaded.
Bartolomeo Vanzetti'nin üstünde de tam dolu
Two guns, fully loaded, and around ten odd grenades.
2 silah, tam dolu ve... 10 el bolması!
Just so you know, we've got a couple of great clients in our hip pockets. Plus, some leads on some new accounts. So we come to you fully loaded.
Bizimle çalışmak isteyen önemli müşteriler ve yeni kampanyalarla ilgili duyumlarımız var.
Al, what you're overlooking is all the things this model can do. This... is a muscle machine. It's fully loaded.
Ben 99 sentlik bozuk parayı icat ettim.
He's fully loaded.
Bu insanlar gelemez, uçak kargo yüklü.
The pilot's first report of trouble was that he blew the number two engine, the one in the tail of the plane. It was fully loaded.
Pilot ilk raporunda uçağın kuyruğundaki iki numaralı motorun patladığını bildirdi.
According to inventory, we're still fully loaded.
Envanter sayımı tamam. topridolarımız hala full yüklü gözüküyor.
Mass and density suggest that it's fully loaded with cargo.
Kütle ve yoğunluğuna bakılırsa kargosu tamamen dolu.
Two gunmen, semi-automatic, fully loaded.
İki silahlı adam, silahlar yarı otomatik ve dolu.
Pistol, fully loaded.
Bir tabanca, dolu.
It's fully loaded.
Tam donanım.
For chrissake. it wasn't an automobile. I mean. it was a fully loaded Lexus.
İsa aşkına, bir otomobil değildi.
Happy? I mean. that car was fully loaded.
Her şey vardı, değil mi, Happy?
It's fully loaded.
Ful aksesuar.
Fully loaded.
Hepsi içinde.
Ammo's almost fully loaded.
Tamamen mermi yüklü.
No, no. This thing comes fully loaded.
Hayır, hayır, hayır.
Fully loaded instrument panel, and real Corinthian leather.
Dört dörtlük kontrol paneli, ve gerçek Korint derisi.
I want this baby fully loaded.
Bu bebeği yüklenmiş olarak istiyorum.
It's brand new, it's fully loaded.
Bunlar yeni çıktı, tam kapasiteli.
- Wave to me on a fully loaded airplane.
- Silah dolu bir uçağa el sallamak.
Unfortunately, as you can see, the boats have been fully loaded... and we haven't even taken on my hats and tea service.
Fakat maalesef gördüğün gibi tekne ağzına kadar dolu ve hatta şapkam ile çay takımlarımı bile yer kalmadı.
Fully loaded, I think is the term.
"Tıka basa", sanırım aradığım tanım buydu.
- fully loaded.
Deposu dolu.
If commando squads are out there, fully loaded, these babies might give us the edge we'll need.
Dışarıda tam teçhizatlı bir komando birliği dolaşıyorsa bu bebekler bize avantaj kazandırabilir.
It couldn't be that all the planes out were fully loaded, huh?
Demek bütün uçaklar dolu değilmiş.
Zeke. Fully loaded clip. Safety's on.
Zeke tamamen dolu ve güvenliği açık.
It's fully loaded.
Şarjörü dolu.
I chase poodles all day so she can drive around in a brand-new Saturn. Fully loaded!
O fiyakalı arabalarda dolaşsın diye bütün gün köpek peşinde koşuyorum.
Convertible, leather interior, fully loaded. You'll enjoy it.
- Deri döşeme, full aksesuar.
Fact is, even in the old days, fully loaded, crewed, and armed, the Andromeda was only an even match for a Pyrian Torch ship.
İşin aslı, eski günlerde olsaydık ve Andromeda tamamen dolu, mürettebatlı ve silahlı olsaydı Pyrian Meşale gemisiyle boy ölçüşebilirdi.
In case anyone hasn't noticed, we're not fully loaded, armed, or crewed, and the Pyrians have had three centuries to improve their technology.
Fark etmeyenler için söyleyeyim, tamamen dolu, mürettebatlı ve silahlı değiliz. Üstelik Pyrian teknolojisinin gelişmesi için önünde 300 yılı vardı.
But bring down a fully loaded 727 into the middle of New York City... and you'll find a dozen tin-pot dictators all over the world... just clamoring to take responsibility... and begging to be smart-bombed.
New York şehrinin göbeğinde, azami kapasite ile dolu bir jumbo jet uçağını infilak ettirip, dünyanın dört bir yanındaki, rüştünü ispat etmemiş diktatörlerden birini seçersin. Büyük bir yaygara ile sorumluluğu üzerine yükleyip, yağacak bombaların, akıllı olması için de dua edersin.
UH, YOU'VE HAD YOUR EYE ON THIS ONE. YEAH, I NOTICE IT COMES FULLY LOADED.
Her şey dahil veriliyor sanırım.
- l bought a'78, fully loaded, out the door.
Tam donanımlı bir'78 model aldım.
Now, tonight's fully loaded, dealer-exclusive offering was generously donated by a Mr. Lonnie Earl dodd of Lonnie Earl dodd Chevrolet!
Bu akşamki tam donanımlı özel yapım bu araba... Lonnie Earl Chevrolet'nin sahibi Bay Lonnie Earl Dodd tarafından bağışlandı.
Cheap-ass MAC-12, fully loaded, safety off.
Ucuz bir MAC-12, dolu, emniyeti açık.
- 2002 blue Navigator, fully loaded.
- 2002 mavi Navigator, tam aksesuar.
I do, however, keep this one down here... fully loaded and prepared at all times.
Ama burada... dolu ve atışa hazır bir tane hep duruyor.
Most bachelors in this city are only interested in an apartment that comes fully loaded with every gadget and contraption man has invented to snare a woman.
Bu şehirdeki bekar erkeklerin çoğu kadınları tavlamak için içinde bir sürü aygıt ve tertibat bulunan evlere ilgi gösteriyorlar sadece.
Anyway, this definitely is a woman-snaring bachelor pad fully loaded to get you in the mood.
Neyse, burası kesinlikle, kadınları tuzağa düşürmek için tam teçhizatlı, insanı havaya sokan bir bekar evi.
What Ingrid and I have is, uh, comparable to a fully-loaded X-15... firing at 57,000 pounds of thrust.
Ingrid ve benim aramdaki şey tamamen dolu bir X-15'in 25 bin kilo basınçla ateş etmesiyle kıyaslanabilir.
'Cause we're prepared to offer you... a free, fully-loaded Canyonero.
Sana bedava, deposu dolu bir Canyonero teklif etmeye hazırlanıyorduk.
it's a pontoon bridge, strong enough for a fully-loaded truck.
TEKRAR YÜRÜME BAŞLADI
Pushing a fully-loaded, brand-new Lincoln Navigator.
Altıma dört dörtlük bir Lincoln Navigator çektim.
Now, that's what I call a fully-loaded'gator for the haters.
İşte, ben buna dört dörtlük canavar derim.