Gad tradutor Turco
98 parallel translation
- By gad, we're off.
Tanrım, yola çıktık.
By gad, you'd thing you were both four years old! Shake hands!
50 tane gül göndermek istiyorum.
You mean gad about a bit, see the sights?
Yani etrafta dolanıp, bir yerlere gitmek gibi mi?
By gad, sir, you're a chap worth knowing.
Tanimaya deger birisiniz.
By gad, sir, you are a character.
Tanri askina, siz bir alemsiniz.
Well, by gad, sir- -
Tanri askina...
By gad, sir, you are a character.
Gerçekten de bir alemsiniz.
By Gad, we'll have the proper weapons or I'll know the reason why.
Doğru düzgün silahlar edinmeliyiz yoksa sebebini öğrenirim.
Organisation, general staff, offices, general headquarters - that's what we want and, by Gad, we'll get them!
Bizim ihtiyacımız olansa, organizasyon, genel kurmay, bürolar ve bir genel karargah ve yemin olsun hepsini alacağız.
By gad, I hope I get him back.
Tanrı aşkına, umarım onu geri alabilirim.
So we went off, and, by gad, we found the fox, and by Jimmy Christmas, he caught it!
Sonra Teallach'ın tepesine çıktık ve şansa bak ki tilkiyi bulduk ve olaya bak ki onu yakaladı!
A fortress, by Gad.
bomboş bir kale.
Gad, Hornblower, the only pleasure I seem to get from life these days is when you come home from one of your adventures.
hayatımın bu günlerinde tek aldığım zevk aylak aylak dolaşmak hornblower... ve eve döndüğünde senin maceralarını dinlemek.
I'm so gad I've found you
Memnun oldum, seni gördüğüme çok memnun oldum.
No, by Gad!
Hayır!
You gad about too much and don't eat enough.
Hep serserilik peşindesin ve doğru düzgün yemek yemiyorsun.
We see that in her dreams, she's being plagued by gad-flies.
İzlediğiniz onun rüyasıdır. Kendisi at sineklerinden rahatsızlık duymaktadır.
The gad-flies have disappeared.
At sinekleri yok oldu.
Dear colleague, after your demonstration, the operating theatre was full of gad-flies.
Arkadaşlar! Sunumunuzdan sonra her tarafı sinekler bastı.
The presence of gad-flies has been explained...
Sinek meselesi de aydınlanmış oldu.
Worked for Gad Bryan outta Baldwin.
Baltimore'da Gad Bryan'la çalıştım.
Gad, Henry, the woman's tireless.
Tanrım, Henry kadınlar yorulmaz mı?
-'M gad, Robin.
- Sevindim Robin.
Gad, though you laugh now,'twill be my turn ere long.
Yemin ederim ki şu an gülüyorsun, benim sıram daha uzun sürecek.
- But she's gad-abouting with doxies- -
- Ama onun o kızlarla başıboş gezmesi.
The beings that built it are called the Gad-Meer.
Onu yapanlara ırka Gad-Meer denir.
Now the transformation has been started, it must be finished here,..... or the entire Gad-Meer civilisation will be lost for ever.
Şimdi, burada dönüşüm başladığına göre, sonuna kadar devam etmeli,..... aksi durumda tüm Gad-Meer uygarlığı sonsuza kadar yok olacak.
-.. or the Gad-Meer civilisation will be lost.
-.. aksi takdirde Gad-Meer uygarlığı yok olacak.
By gad, you can search your family tree
Kendi soyağacınıza bakabilirsiniz
- By gad, you can search your family tree -
Kendi soyağacınıza bakabilirsiniz
- Look on Noah as a parvenu - - By gad, you can search your family tree - -
Nuh bile sonradan görme kalır
Are they, be gad?
Adam çok vakit harcamamış.
Oh, gad, if you think so.
Böyle düşünüyor olmanız beni memnun etti.
By Gad, if there's a woman alive who could do the same, it's you!
Aynını yapabilecek bir kadın varsa o kesinlikle sensin.
My gad, Mrs. Crawley.
Tanrım. Bayan Crawley.
He's a flounder and a gad. He's not.
Batmamaya çırpınan bir avare o!
on, my Gad!
Tanrım!
Well, I heard you might be coming I'm really, really gad that you made it.
Geleceğinizi duymuştum. Görebildiğime sevindim.
So girls like Kay Mortimer go around stealing other people's husbands and gad about with entirely unsuitable types like that young man who's always hanging around her.
Kay Mortimer gibi kızlar da gidip, birinin kocasını ayartabiliyorlar. Sonra da en uygunsuz tiplerle sürtüyorlar. Neydi o sürekli çevresinde dolaşan gencin adı?
- lsn't it Gad? - I can't say.
- Gad değil mi bu?
With Gad Elmaleh.
Gad Elmaleh!
Gad's back!
- Gad's dönüyor mu? - Bana söyledikleri şey bu.
Gad's back!
Gad döndü.
I think Gad found our grandmother.
Bence Gad büyükannemizi buldu.
Which Gad was going to deliver were she our grandmother.
Gad o mektubu büyükanneme iletecekti.
Gad : Perhaps you require more privacy.
Belki onunla yalnız kalmalısın.
Gad : Till.
Till.
Gad says he could reform the worst cynic in the world.
Dünyadaki en kötümser insanı bile iyimser yapabildiği söylenirdi.
A thoroughbred, no doubt. Gad!
- Hem de katıksız bir safkan.
Gad, get some water.
- Gad. Bana su getir.
And will, by gad.
Ve çıkaracağız da.