English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ G ] / Genocidal

Genocidal tradutor Turco

56 parallel translation
Your genocidal maniacs did this!
Soykırımcı manyaklarınız yaptı bunu!
And Colonel Green, who led a genocidal war early in the 21 st century on Earth.
Dünya'da 21. Yüzyılın başında soykırım savaşı başlatan Albay Green.
And it is a supreme irony to be prosecuted by the very same men... who planned and executed a genocidal war in Indochina.
Yine aynı adamlar tarafından Hindiçin'de planlanan ve yürütülen soykırıma tekrar dahil edilmeleri de çok ciddi bir ironidir.
He was also a lunatic and a genocidal madman.
Soykırım yapan bir deliydi.
But in those days their main strategy and their main weapon was starvation. By 1978, it was approaching really genocidal levels.
Bir taraftan böyle bir dönüşümü gerektirirken, öbür taraftan dönüşüme katkısı olacak kurumların oluşturulmasını hedefliyor.
As the atrocities reached their maximum peak in 1978, when it really was becoming genocidal, coverage dropped to zero in the United States and Canada, the two countries I've looked at closely. Literally dropped to zero.
Çok az insanın kabuğundan çıkmasını gerektiren sürekli bir çatışma için gerekli zamanı ve enerjisi var.
The Bible is probably the most genocidal book in our total canon.
Ne kadar çok çaba harcandığını görebiliyorum. - Onu ne zaman yazdım biliyor musunuz? - Ne zaman yazdınız?
The Lysian Alliance, a genocidal race determined to destroy us.
Bizi yok etmeye kararlı, soykırımcı bir ırk olan Lysian İttifakı ile.
Someone used the word "genocidal." Said I was eradicating deaf culture.
Biri soykırım kelimesini kullanmıştı. Sağır kültürünü yok ettiğimi söyledi.
The myth of Atlantis had come full circle transformed from the story of an earthly paradise into the ideology behind a genocidal nightmare.
Atlantis efsanesi dünyevi bir cennet hikayesinden... bir soykırım kabusunun hikayesine dönüşümle... devridaimi tamamlamıştı.
Let's start with the idea of a parade for a genocidal colonial general. A national holiday, no less.
İlk olarak bu soykırımcı bir koloni generali için düzenlenen bir geçit töreni.
We speak for the men, women and children who have had no voice until now. Who have been victimized by the genocidal policies of the US that Heller has advanced.
James Heller'ın ilerlettiği, Amerika'nın soykırım politikası tarafından kurban edilen, şu ana kadar konuşamayan erkekler, kadınlar ve çocuklar adına konuşuyoruz.
Until I had a very verbal confrontation with a certain professor... who claimed that Green was nothing more than a genocidal madman.
Ta ki, Green'in, "soykırımcı bir deliden" başka bir şey olmadığını iddia eden... şu malum profesörle sözlü çatışmaya girene kadar.
As the world attempted to make amends for the horrors of Nazi genocidal policies, efforts to make Palestine a Jewish homeland increased.
Dünya Nazilerin soykırım siyasetinin yarattığı dehşeti telafi etmeye girişirken Filistin'i Yahudi yurdu yapma çabaları arttı.
That continent is nothing but an economical albatross round our necks, a continent of genocidal maniacs living in the dark ages.
Bu kıta ekonomik bir baş ağrısından başka bir şey değil,... soykırım meraklısı manyakların karanlık çağda yaşadığı bir kıta.
'That continent is nothing but an economic albatross around our necks, a continent of genocidal maniacs living in the dark ages.'
"Bu kıta ekonomik bir baş ağrısından başka bir şey değil,... soykırım meraklısı manyakların karanlık çağda yaşadığı bir kıta."
It's your genocidal dictator that-no, not as much.
Benim sevmediğim şey soykırımcı diktatörünüz.
Lots of people have had crazy genocidal ideas, but very few people have projected those ideas into the chilling, global concert of bloodshed that Hitler was able to orchestrate.
Çok sayıda insan, delice soykırımcı fikirlere sahipti ; fakat çok az kişi bu fikirleri bir tür dehşete, Hitler'in kurmayı başardığı orkestranın küresel katliam konserine yansıttı.
the universal message of salvation of Christianity is absolutely not going to work out for you if you're on a genocidal mission.
Eğer bir soykırım misyonu üstlendiyseniz, Hıristiyanlığın kurtuluşunun evrensel mesajı kesinlikle işinize yaramaz.
Had those people eating out of his hands without issuing one tiny genocidal little threat.
Hiç bir katliam tehdidi yapmadan insanları avucunun içine aldı.
They want the animal testing in Leyland University Science Department to stop or the monster Stutzer will be next to pay for his genocidal crimes.
Leyland Üniversitesi Bilim Departmanı'ndaki hayvanlar üzerindeki deneylerin durmasını istiyorlar. Yoksa "Cani Stutzer katliamlarının cezasını ödeyecek sıradaki kişi olur."
Old-country genocidal maniac.
Ülkesindeki soykırımcı manyaklardan biri.
I doubt we'll ever be treating a genocidal dictator again.
Neden kovulasın? Bir daha soykırımdan sorumlu bir diktatörü bir daha tedavi edeceğimizi sanmıyorum.
I thought it was your genocidal war that did it.
Savaşta yaptığınız soykırımdı diye düşünmüştüm.
On the other hand, Androvax is a genocidal killer who destroyed 12 worlds, let alone the nasty habit he has of jumping into other people's bodies.
Diğer taraftan, Androvax 12 gezegenin yok edicisi soykırımcı bir katil, hem de başka insanların vücutlarına girmek gibi iğrenç bir alışkanlığı da var.
- Genocidal Fascist dictator.
- Soykırımcı Faşist bir Diktatör'e.
So you can see a lot of the really virulent life destructive, eco-genocidal things that are going on now have, in a way, a'thought gene'back in Smith too.
Yani bolca gerçek anlamda öldürücü hayat yıkıcı, eko-soykırımcı düşünceler şimdi de bir şekilde devam eden "düşünen gen" Smith'de de vardı.
So why do people continue to buy in this way which is ultimately eco-genocidal in its systemic effects cumulatively?
Peki neden insanlar bu tüketim şeklinin sistemli etkileri ekoloji soykırımına yol açacağını bile bile hala bu şekilde satın almaya devam ediyorlar?
A genocidal dictator in Laos...
Laos'da soykırımcı bir diktatör- -
The next stage of my plans might be considered... genocidal.
Plânımın sonraki aşaması biraz katliam içeriyor.
The wave of terror that swept across America from Portland, Maine, to Portland, Oregon, was the genocidal armies and the white men with their ax clearing it all and bringing in extractive industries, among many other good things as well.
Portland Maine'den Portland Oregon'a kadar Amerika'yı bir baştan bir başa kasıp kavuran dehşet dalgası baltalarıyla her şeyi silip süpüren ve diğer pek çok iyi şeyin yanı sıra doğal maddeleri işleme endüstrisini getiren beyaz adamlarla soykırım ordularıydı.
Uh, you want to name your kid after a genocidal maniac, hey, it's America, right?
Eğer çocuğuna soykırımcı bir manyağın ismini vereceksen ver, burası Amerika değil mi?
Our president had the same middle name as a genocidal dictator, and we still elected him.
Başkanımızın da aynı soykırımsal bir ikinci adı vardı, ama biz onu yine de seçtik.
They could separate their genocidal actions from their normal lives as fathers, healers, and husbands.
Soykırımla ilgili yaptıklarını ve bir baba, eş doktor olarak davrandıkları hayatlarını tamamen birbirinden ayırıyorlar.
If I can't trust you with a simple walking stick, how am I supposed to trust you with a genocidal weapon?
Sana basit bir baston konusunda güvenemezsem bir soykırım silahı konusunda nasıl güvenebilirim?
You accuse us of being genocidal.
Bizi katliam yapmakla suçladınız.
I don't know, perhaps because the Catholic church systematically abuses children and has a genocidal attitude to condom use in sub-Saharan Africa.
- Bilemiyorum ki, katolik kiliselerin de çocukları sistemli olarak suistimal etmeleri ve Afrika Sahraaltın'da kondom kullanımı konusunda soykırımsal tutumları yüzünden olabilir.
Instead of forging ahead into the 14th century we should be embracing the 21st by writing fini, to the belief in the bigoted, capricious, cruel, deceitful, genocidal, homophobic, misogynistic, racist, vindictive and violent bully.
14. yüzyıla dönmektense 21. yüzyılı, bağnaz, kaprisli, acımasız, düzenbaz soykırımcı, homofobik, kadın düşmanı, ırkçı, kindar ve şiddet yanlısı bir zorbaya olan inanca bir son vererek kucaklamalıyız.
Pretty high and mighty coming from the lackey of a genocidal maniac.
Soykırımcı manyak bir uşaktan oldukça gururlu bir cevap.
When someone writes a book about the Holocaust, or a bestseller about some genocidal dictator, does that make them a leech, too?
Birileri Nazi Soykırımı veya soykırımcı bir diktatör hakkında... -... çok satan bir kitap yazınca onlar da asalak mı oluyor?
"Genocidal immortal fascist..."
Soykırımcı, Ölümsüz Faşist.
♪ We could start a genocidal war ♪
* Başlatırız bir savaş soykırımsal *
You were never at war with the Collective, but with a madman on a genocidal crusade to cleanse the Earth of her rightful inhabitants.
Birlik'le savaş hâlinde değildiniz. Sadece dünyayı gerçek sakinlerinden temizlemeye ant içmiş deli bir adamla savaşıyordunuz.
A genocidal maniac considers most others inferior.
Bir soykırımcı ruh hastası en çok diğerlerinin aşağılık olduğunu düşünür.
Well, marxists can be just as genocidal as capitalists.
Marksist kapitalist gibi soykırımsal olabilir.
We would have genocidal panic above our heads.
Soykırımcı başımızı üzerinde panik olur.
Good. Then you'll understand why there's no way in hell I'm giving a potentially genocidal A.I. access to what's left of the human race.
O zaman sana asla soykırımcı yapay zekayı insan ırkının kalanına ulaştırma ihtimalini veremem.
What do genocidal maniacs dream about, I wonder?
Merak ediyorum da, soykırımcı manyaklar rüyalarında ne görüyor?
We sent a four-man strike team to take out a genocidal warlord who's been eviscerating border-town farming villages.
Sınır kasabasındaki çiftçi köylerinin içini boşaltan soykırımcı bir savaş beyinin işini bitirmek için dört kişilik bir saldırı ekibi yolladık.
What could be worse than a genocidal fascist nuclear-armed super power?
Nükleer silahları olan soykırımcı faşist bir güçten daha kötü ne olabilir?
04, 00 : 09 : 39 : 16, Los Angeles might have been more generous to the genocidal Indian fighters of the Owens Valley, 16, 00 : 09 : 42 : 16, but if there had been no aqueduct,
New York ya da San Francisco'da inşa edilen... su projelerinden daha az yıkıcıydı. Los Angeles, Owens Vadisi'nin soykırıma uğramış yerli savaşçılarına karşı daha cömert olabilirdi, ama eğer su kemeri olmasaydı,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]