Get out of the house tradutor Turco
1,305 parallel translation
- Get out of the house.
- Evden çık!
She had to help In Sook so she couldn't get out of the house
In Sook'a yardım etmesi gerektiği için evden ayrılamadı.
Get out of the house now!
Hemen o evden çık!
Get out of the house now!
Onları yapan yengen!
If you can here this, get out of the house! Is anyone there?
Susan, Shawn, Danny, yine benim, eğer beni duyabiliyorsanız, derhal evden çıkın!
Needs to be exposed to a germ or two, get out of the house, you know,
Bir mikrop veya iki maruz İhtiyaçları, evden çıkmak, bilirsin,
Yeah, well, I kinda needed to get out of the house.
Evet, ben evden çıkmak için gerekli biraz.
I never get out of the house.
Asla evden çıkmayacağım.
Maybe he just needed to get out of the house, and since I'm currently one of the women sitting home, thinking, "If I could only find a man like Aragorn," he picked me.
Belki sadece evden çıkmak istiyordur. Ve ben de şu anda evde oturup "Keşke Aragorn gibi bir adam bulabilsem" diyen kadınlardanım.
I simply had to get out of the house, and your mother told me you were home... so I thought I'd come by and say hello.
- Evden çıkmam lazımdı ve annen evde olduğunu söyledi ve uğrayıp bir selam vereyim dedim.
I gotta get out of the house.
Ben de evden çıkmış olurum.
And at least now I can get out of the house... and back into the working world... and do something. I mean, not that being a mother isn't something.
En azından şimdi evden çıkıp... iş dünyasına dönüp... birşeyler yapabilirim.
No wonder you want to get out of the house.
Evden dışarda olmak istemene şaşmamalı.
Well, it's not a trip to Europe, but at least I get out of the house.
İyi, Avrupa seyahati değil, ama en azından, evin dışında olurum.
I think I just needed to get out of the house.
Galiba evden çıkmam gerekiyormuş.
Get out of the house.
Evden dışarı çık.
Get out of the house!
Evden çıkın!
Get out of the house now!
Şimdi evden çıkın!
You two should get out of the house and talk to each other.
Evden çıkıp, birbirinizle konuşmalısınız.
The plan to have Bush get out of the limo for the traditional walk to the White House was scrapped.
Bush'un, limuzininden Beyaz Saray'a yapacağı planlanan yürüyüşü gerçekleşemedi.
Firstly, it'll get you out of the house, for my sanity.
Öncelikle bu şekilde evden uzak olacaksın, ki bu benim akıl sağlığım için.
Now, what you're gonna do is... you're gonna go get the damn ham for her... and once all these ghetto hood rats are out of my house... we're gonna get it fumigated.
Yapman gereken, ona o lanet eti almak. Bu insanlar evimden gittiğinde... bitecek.
Get out of the house.
- Dinlemeyeceğim.
- Look, I'll get my mother out of the house.
- Bakın, annemi evden uzaklaştıracağım.
Get the fuck out of my house!
Evimden s.ktir git!
Yeah, I think we just go up there, and we... we get him out of the fuckin'house, and I take a pop and...
Oraya gidebiliriz ve onu o saklandığı delikten çıkarırız tüfeği alıp..
Change the subject, or get out of my house.
Konuyu değiştirin, yada evimden defolun.
We gotta get her out of the house.
Onu evden çıkarmalıyız.
- Why are you trying to get me out of the house?
- Yani dışarı çıkalım mı? - Niye dışarı çıkmamı istiyorsun ki?
I saw him get out of the cage and go back to the hog house.
Kafesten çıkıp kulübeye döndüğünü gördüm.
You know, I just can't get over the fact that you were crazy enough to take the Seer out of the house.
Ben yeterince deli gerçeği unutamıyorum evin görendir almaya.
We need to get this little demon creature out of the house.
Biz evin bu iblis yaratık çıkmak gerekir.
Get Wyatt out of the house.
Wyatt evden dışarı alın.
Well - - and the longer it takes for her to get payment, the longer she'll be staying with me, eating me out of house and home, using up my hot water.
Onlardan parasını ne kadar geç alırsa, bende kalış süresi de o kadar uzayacak, evde ne varsa silip süpürecek, sıcak suyumu kullanacak.
I'd like you to sand'em and get the hell out of my house.
Onları kumlamanı ve evimden defolmanı istiyorum.
We have to get all the bread out of the house.
Bütün ekmekleri evden çıkarmalıyız
I'll get the rest of my stuff out of your house tomorrow.
Geri kalanları yarın senin evinden alırım.
I needed to get the hell out of the house.
Lanet olası evden çıkmam gerekiyordu.
Now, get the hell out of my house before I change my mind and call the cops.
Fikrimi değiştirip polisi aramadan hemen evimden çıkın.
You gotta get the fuck out of this house.
Hemen bu evden defol git. Lütfen.
I was trying to get Yvette out of the house... but you had to have that pancake!
Yvette'i evden çıkarmaya çalışıyordum ama sen o krepi almalıydın!
One day Ben's mom says, "Enough moping'around," and she calls her brother Carl to take him somewhere... anywhere, just to get the kid out of the house.
Bir gün Ben'in annesi, "Bu kadar bunaldığın yeter" dedi ve kendi abisi Carl'ı arayarak onu bir yere, herhangi bir yere götürmesini istedi, sırf evden uzaklaşsın diye.
Get the fuck out of my house.
Defol evimden.
Get the hell out of my house!
- Defol. Defol evimden!
Because I was trying to get this guy out of the house.
Çünkü o adamı evden çıkarmaya çalışıyordum.
Get the hell out of my house.
Çık git evimden.
Listen to me, you gotta get you and the kids out of the house.
Beni dinle, çocuklarla birlikte o evden çıkmalısın.
We took out a second mortgage on the house to get her one of those mobile dialysis machines so she doesn't have to go to the hospital every day.
Her gün hastaneye gitmek zorunda kalmasın diye evin üzerine ikinci bir ipotek koydurup ona mobil diyaliz makinesi aldık.
- You get the fuck out of my house.
- Evimden s.ktir olup git.
Well, if that doesn't satisfy you, you can get the hell out of my house.
Evet, bu seni tatmin etmediyse evimden def olup gidebilirsin artık.
A few of you ladies out there will be fortunate enough to attend all our parties... hang out at the best house on campus... and some will even get to know me a whole lot better.
Partimize başlamadan önce, size söyleyeceklerim var kızlar katılanlardan bazıları beni çok yakından tanıyacaklar.