Got that tradutor Turco
80,830 parallel translation
Have you got that, pretty boy?
- Anladım mı tatlı çocuk?
What if we kill that dentist who got that woman pregnant while she was having her wisdom teeth out?
20 yaş dişini aldırmaya giden kadını hamile bırakan dişçiyi öldürmeye ne dersin?
Rick got that guy's number.
Rick, adamın numarasını bulmuş.
So I decided to ask you if there's a reason I got that pit or if I'm just an asshole for doubting you.
O yüzden şüphelenmemi gerektirecek herhangi bir şey var mı yoksa hepsi benim adiliğim mi direkt sana sormak istedim.
You need beer... I got that.
Biraya ihtiyacın var... bunu anladım.
You got that? Yeah. Yeah.
- Anladın mı?
I don't know where you got that,
Bunu nerden buldunuz bilmiyorum ama ben değilim.
Everyone assumes that I'm next in line, and now I've got Donna telling me that if I don't step up...
Herkes sırada benim olduğumu düşünüyor, ve şimdi de Donna öne çıkmazsan ne olacağını...
- I understand that you said that you wanted one last case together before you stepped up, but you clearly are not ready to step up, so I got to get my pro bono cases in before this place doesn't even exist anymore.
- Sen öne çıkmadan önce beraber son bir davada çalışmak istediğini anladım..... ama belli ki sen öne çıkmaya hazır değilsin, bu yüzden bu firma tamamen yok olmadan önce ücretsiz davalarımı almaya karar verdim.
I got back, I stopped him, that's it.
Geri geldim, onu durdurdum, her şey bitti.
We got lucky last night with that guy you killed in the parking lot.
Dün gece park yerinde öldürdüğün adamda şanslıydık.
I got a call from a colleague who pulled Abby over for running a stop sign, on a motorcycle without plates or a VIN number, in a jacket that says "Pussy Magnet."
Meslektaşım aradı. Abby'yi kırmızı ışıkta geçtiği için kenara çekmiş. Motorda plaka ya da şase numarası yokmuş.
There's got to be something in here we can use to get that guy out of there so we can talk to him.
Burada o herifi dışarı çıkarmamızı sağlayacak bir şey olmalı. Böylece konuşabiliriz.
If you believe that, I got a Japanese sex doll to sell you, unused.
Buna inanıyorsanız size Japon şişme bebek satabilirim, hem de kullanılmamış.
- That's certainly... a good thing. - [ Marian Hill's "Got It" playing ]
Bu kesinlikle... iyi bir şey.
The last time I was there, I saw a baby wearing an outfit that said, "My parents fucked nine months ago and all I got was this lousy T-shirt."
Oraya son gittiğimde kıyafetinde "Annem ve babam dokuz ay önce sikişti ve tek aldığım bu dandik tişört." yazılı bir bebek gördüm.
We also got a few bottles of that Serbian liquor you like.
Ayrıca sevdiğiniz Sırp liköründen birkaç şişe var.
Last week you got so drunk that you threw up.
Geçen hafta o kadar içtin ki kustun.
[knock on door ] - I got tased, that's cool. - [ door lock buzzing]
Şok tabancasıyla vuruldum, bu çok havalı.
I know that, but we've got a good cop / bad cop strategy to get the offer up.
Biliyorum ama teklifi artırmak için iyi polis kötü polis stratejisi uyguluyoruz.
You promised Rachel that you'd pull the plug if things got too risky.
Rachel'a işler sarpa sararsa bitireceğine söz vermiştin.
- Carly got upset that Louis brought Rachel and Katrina to the meeting instead of you.
Carly, Louis'in senin yerine Rachel ve Katrina'yı götürmesine sinirlenmiş.
Well, then you should know that I just got ten more from ten other clients and they all say the same thing.
On ayrı müvekkilden daha geldi ve hepsinin içeriği de aynı.
- Mike, we not only found her, we got enough to force that bastard into a settlement.
- Mike kadını bulmakla kalmadık, o pisliği anlaşmaya zorlayabiliriz.
I still haven't even told her I knew about Mike's secret before he got caught, let alone the fact that I used it to get made partner. - Louis...
İsim ortağı olmak için kullandığımı bırak daha Mike'ın sırrını bildiğimi bile söylemedim.
- To tell those miners that the world's best lawyer just got them what they deserve.
- Nereye gidiyorsun? - Madencilere dünyadaki en iyi avukatın haklarını aldığını söylemeye.
Besides, after that, you've got some preparing to do for that hearing.
Hem sonra da görüşmen için hazırlanman gerek.
Well, in that case, Nathan, I've been working here seven days a week since I started, and I've got some personal stuff that I need to...
O halde Nathan, başladığımdan beri burada haftada 7 gün çalıştım. Halletmem gereken birkaç özel...
That the prosecutor that put Mike in prison just got herself put on that panel.
Mike'ı hapse gönderen savcının kendini kurula sokturduğunu. - Ne?
And all of a sudden, I got this pit in my stomach that wouldn't go away.
O an geçmek bilmeyen bir şüphe kafamı kurcalamaya başladı.
Because you're the only one I know who's qualified to tell the board that I was a different man when I got out than when I went in.
Çünkü dışarı çıktığımda içeri girdiğimde olduğum insandan farklı biri olduğumu kurula anlatabilecek yeterlilikte senden başka kimsem yok.
And if you don't get that, then she's got you right where she wants you.
Eğer bunu anlamadıysan, tam da onun istediği yerdesin.
I stopped being your secretary, you started having panic attacks, and I'm not saying that's gonna happen again, but you just got a look on your face, and I wanna make sure you're okay with all of this.
Tekrar olacağından değil ama yüzünde garip bir ifade var. Bununla bir sorunun olmadığından emin olmak istiyorum.
I know that, but he got the judge on his side, and he's gonna try and do the same thing with the jury, and my own client barely trusts me.
Biliyorum, fakat hakim onun tarafında ve jüriyi de kendi tarafına çekmeye çalışacak. Ayrıca müvekkilim de bana pek güvenmiyor.
So if we can prove that that's the company's real policy, we got'em.
Bu yüzden eğer bunun şirketin gerçek politikası olduğunu kanıtlayabilirsek onları haklarız.
Well, that is the best news I've heard since finding out you got into the bar.
- Bu baroya kabul edildiğinden beri duyduğum en iyi haber.
Got food inside. You hear that?
İçeride yemek var.
It's fresh. Stick around, I'll make you that pesto that got me a James Beard nomination.
Beklersen, sana ödüllü pesto sosumdan hazırlarım.
You trying to jinx me now that you got four outs left?
4 tane dışarıda kartın varken beni sinirlendirmeye mi çalışıyorsun?
Okay, you've got to cut that out.
Tamam, şunu kes artık.
The point is that some people got muscles for show and some people got muscles for go. I got'em for go.
Bazılarının kasları göstermeliktir, bazılarının harbidir, benimki harbi.
That got the most votes by far.
- Açık ara en çok oyu aldı.
Tank's got a regulated power supply that's keeping it locked.
Tankın ayarlanmış bir güç kaynağı var... bu onu kilitli tutuyor.
That I don't know how they got used to.
Buna nasıl alışmışlar bilmiyorum.
I'm sorry that your friend got killed.
Arkadaşın öldüğü için üzgünüm.
It's not even about some dusty old books that got a lonely kid through childhood.
Yalnız ve küçük bir çocuğun büyürken okuduğu tozlu tarih kitaplarıyla da ilgili değil.
What I do know is that we've got to get out of here.
Ama buradan çıkmamız gerektiğini biliyorum.
Mr. Rory said, if we do that, we run the risk of stranding her inside Rip's mind forever. Well, I got news for you.
Bay Rory dedi ki, eğer bunu yaparsak sonsuza kadar Rip'in zihninde mahsur kalabilirmiş.
It's just... I can't figure out where he got all that Kryptonite.
Sadece o kadar Kriptoniti nereden aldığını anlayamadım.
And since you've got enough time on your hands to stand around and look up at that TV, how about you get out there and get an exclusive on Lena Luthor?
Ve televizyona bakıp ortalıkta dolaşacak yeterince zamanın olduğuna göre, dışarı çıkıp Lena Luthor hakkında özel röportaj alsan olmaz mı?
What part of that got lost in translation?
Bunun neresini anlamadın?
got that right 36
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's my best friend 28
that'll be it 25
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's my best friend 28
that'll be it 25