Grooving tradutor Turco
49 parallel translation
Those nice, gentle flower people grooving along quietly... and you had to mess it up.
O güzel çiçek insanları güzel güzel oturuyordu ama sen mahvettin.
I mean, man, he's out there burning, feeling, grooving on life!
Abi, adam orada işte, yanıyor, hissediyor, hayatın tadını çıkarıyor.
Zack here, moving and a grooving!
Zack burada, hazır!
That was my personal favorite played especially for all you little bitty pretty ones moving and grooving on this sunny afternoon.
Bu, en sevdiğim şarkılardan birisiydi, özellikle minik dinleyicilerimiz için bu güneşli ve hareketli öğleden sonrasında çaldım.
I'm rolling with it. I'm grooving with it.
Havaya giriyorum, kendimi buluyorum.
Grooving to Hanson and Jewel?
Hanson'la Jewel mi olalım?
Grooving right along.
Devam ediyoruz.
Right now I'm grooving with these new mirrors I got.
Şu anda, aldığım yeni aynaları asıyorum.
Within an hour, you'll be grooving to the point of exhaustion with the Cape's version of disenfranchised youth.
Bir saat içinde Cape'in mahrum gençlik türünün tükenme noktasına kendini kaptırmış olacaksın.
When Lucie jumped to her death, you were grooving, unconcerned with what was on her mind.
Lucie intihar ederken, sen eğleniyordun, onun fikirleri umurunda değildi.
We haven't stopped grooving since we started.
Başladığımızdan beri müziğe doyamadık.
And he'd just have to sit there grooving on it.
Tek yapabileceği şey zevk almak.
We've got to get out there, grooving, doing it, you know?
Dışarı çıkıp havamızı bulmamız, işi pişirmemiz gerekiyor.
Your moving is getting me grooving.
Beni kaldıran sizin hareketiniz.
You can see me dressed as a hedgehog, dancing away, grooving around.
O zaman beni, kirpi kostümü ile dans ederken görebilirsiniz.
The grooving's all wrong.
Yivlerin hepsi yanlış.
Just standing there, grooving to gayageum- - - Mama.
Orada dikilip gayageum eşliğinde kıvıracaksın.
I'm supposed to be grooving out to Maroon Five with Colin Farrell right now!
Şuan Maroon 5 ve Colin Farrell'la bir arada olmam gerekiyordu!
The grooving matches a Colt.45, old-school military version.
45'lik Colt'un askeri versiyonuyla uyumlu.
Those squeaks sound like couch springs grooving to the beat of love!
Bu sesler, aşka ihanetin kanepede olduğunu söylüyor sanki!
For grooving wood and bone, antlers especially,
Ahşap, kemik, özellikle de boynuzları yontmak için.
Brushing, beating, grooving, moving, picking, choosing, losing, loving.
Onları tefimle çaldım. Sürterek, vurarak, tempo ile, heyecan verici, seçerek, belirleyerek, kayıp edip, severek.
You're listening to one song, the needle gets bumped and you're grooving to a whole new tune. What's up there?
Bir şarkı dinliyorsundur pikabın iğnesi takılır, artık başka bir şarkıya takılmış gidiyorsundur.
I met this guy at corporate last week, and we were just digging each other's vibe. I was totally grooving on him, and vice versa.
Bu elemanla geçen hafta şirkette tanıştım havadan sudan konuşuyorduk onunla dalga geçiyordum, falan filan.
Next, the Scouse Duane Eddy will play Moving and Grooving.
Sırada, Liverpool'lu Duane Eddy, Moving and Grooving'i çalacak.
- Moving and grooving, Jack!
- Kımılda, gidelim Jack!
Dance is grooving, it makes the world rock...
Dans bu moderndir, dünyayı sallandırır...
I saw you grooving to the beat.
Kendini ritme kaptırdın, gördüm!
He's, like, funky, like, grooving.
O sanki zıpır, sanki oynatıyor.
Everybody's grooving.
Herkes oynuyor.
♪ I see it in a blind site Moving through the limelight ♪ Grooving to the music I'm a use it when the time's right ♪ Hoping I can do it through the shadows I can shine bright
â ™ ª I see it in a blind site Moving through the limelight â ™ ª Grooving to the music I'm a use it when the time's right â ™ ª Hoping I can do it through the shadows I can shine bright
- Doing it and grooving it, man. - Do it. Do it.
Yapıyor, beceriyorum.
I don't know about grooving, Gus.
Havaya nasıl girilir bilmiyorum.
I'm grooving high. Ta-da!
Oluk açıyorum.
That was a hardcore grooving.
Çok sert bir kaşımaydı.
I open the door, and here's this 6'6 " guy just - just grooving on the solo.
Kapıyı açtım ve o 1.92'lik adam soloya dalmıştı.
♫ My body is grooving. ♪ ♫ My heart's thumping. ♪
" Vücudumda yeni yollar açılıyor.
[CHUCKLES] NO, I'M LAUGHING AT THEM IN HERE, LIKE, GROOVING ON THIS.
Hayır, ben şu an onlara gülüyorum, onlara dalmışım.
Grooving on me?
Yazıyor musun?
- Do you want me to flip over? - Grooving.
Arkamı dönmemi ister misin?
Uh, you know, we're kind of grooving out here, so maybe in a couple verses?
Burada bir şeyler tıngırdatıyoruz. Belki bir iki kuple sonra.
Let's get grooving!
Hadi dans edelim!
Now we're grooving.
Şimdi çılgın atıyoruz.
( MURMURING ) It's a mellow afternoon, and I know you're out there grooving, you're funing and suning with your brother Rod McGrew on the big KGYS, playing the sounds that you want to hear on your Soul Support Station MAN ON RADIO :
Sıcak bir öğle sonrası, sizler de iyisiniz.
Girl, I'm grooving!
Eğleniyoruz kızım.
My booty senses nearby moving and grooving.
Durumumuz hızla kötüye gidiyor.
♪ grooving from side to side ♪ 57, 58.
57, 58.
- I'm grooving, I'm grooving.
- Dans ediyorum.
I got to say, I'm grooving on that deep V, Casey.
Yakana bayıldığımı söylemem gerek, Casey.