Hacked tradutor Turco
2,110 parallel translation
If Warburg hacked that drone, then he's our murder suspect, and I am not buying Tack's word that we can't find him.
Warburg o insansız hava uçağını... ... hackediyse o zaman cinayet şüphelimiz odur ve Stack'ın onu bulamazsınız olaylarına inanmıyorum.
Our system was hacked today.
Sistemimiz çökertildi.
Yeah, I think I can work with the sound from when we zombie-hacked Elena, build up a sonographic portrait, an ultrasound of the location.
Evet, sanırım Elena'yı zombi hacklediğimiz zaman duyduğumuz ses ile çalışabilirim, sonografik bir porte oluşturup, mekanın ultrason görüntüsünü çıkarırım.
I won't. But technically, I haven't hacked anything yet.
Ama teknik olarak, henüz bir şey hacklemiş değilim.
I gave you that chip from his dash cam, you were all there when my computer was hacked...
Arabasının kamerasındaki çipi sana verdim. Bilgisayarıma biri girdiği zaman hepiniz oradaydınız.
Uh... maybe we were hacked.
Belki hack'lenmişizdir.
The Falcon must have altered Carrion so that when we hacked the Amanda Clarke Foundation... It triggered the chain reaction.
Falcon, Carrion'ı değiştirmiş olmalı Amanda Clarke Vakfı'nı hacklediğimizde zincir tepkimesini tetikledi.
You hacked the Secret Service database?
Gizli Servis'i mi hackledin?
I think Pelant hacked into my files or something.
Sanırım Pelant dosyalarımın içine sızmış olmalı.
Angela said that Pelant hacked the lights.
Angela, Pelant'ın ışıkları hacklediğini söyledi.
Okay, well, I'm still hacked in to the city's surveillance cameras, scanning social media sites, cross-checking his photo with facial recognition, but so far, nada.
Hâlâ şehrin güvenlik kameralarına sızmış durumdayım, sosyal medya sitelerini tarıyorum. Resmini yüz tanımlama ile aratıyorum ancak şimdiye kadar, bir şey çıkmadı.
The police think she may have hacked our server.
Polis, sunucunuza sızmış olabileceğini düşünüyor.
Once your victim hacked into the law firm, she started with the basics- - e-mails, calendars, payroll.
Kurbanınız hukuk firmasına sızdığında temelden başladı, e-postalar, takvimler, maaş bordroları.
Well, when Jessica told me someone had hacked into their system, I was, of course, concerned.
Jessica, birinin sistemlerine girdiğini söylediğinde elbette endişelendim.
So the girl who hacked into our system, did you find out what she was after?
Sistemimize sızan kızın neyin peşinde olduğunu bulabildiniz mi?
Somebody hacked the Shadownet.
Biri Shadownet'i hackledi.
By the way, I hacked into your Wi-Fi.
Bu arada, Wi-Fi şifreni hackledim.
Somebody hacked into my computer and posted this thing.
Birileri bilgisayarımı hackleyip bu şeyi yapmış.
With the school's camera, and then you hacked into the admin's email database and sent this to every student in school?
Okulun kamerasıyla... Sonra yönetimin email'ini ele geçirip bunu okuldaki herkese yolladınız.
Do you think you can find out who hacked into my stuff?
Bunu kimin yaptığını bulabilir misin?
That is, if they hacked in using one of them Trojans online.
Öyleyse truva atını * kullanarak yapılmıştır.
Somebody hacked into my accounts.
Birisi hesaplarımı çalmış.
You hacked into my computer!
Bilgisayarımı hackledin!
'Oh, there is one thing. Erm, TomTom hacked a voicemail on Frank Reed's phone.
Bir şey bulduk, TomTom Frank Reed'in telefonundaki bir sesli mesaja sızdı.
We're hacked into the CCTV mainframe.
- Mobese sistemine sızdık.
If we're saying that Tyrus got in, dumped the body, hacked this guy's computer, all undetected, then we might have a fight on our hands.
Eğer Tyrus'un içeri girip cesedi bıraktığını, adamın bilgisayarına sızdığını ve bunları yakalanmadan yaptığını söylüyorsak bu adamla işimiz var.
So the suggested meetings with Kimberley are obvious, he just hacked into the judge's online diary.
Kimberley ile buluşmaları konusunda, hiç şüphe yok ki hakimin bilgisayardaki günlüğüne sızdı.
We've got a direct feed into the ambassador's study, but I've hacked into the CCTV DVR so we can pretty much see anything they can.
Büyükelçinin tüm çalışmalarına erişimimiz var ayrıca kapalı devre izleme sistemlerine de sızdım bu sayede onların gördüğü her şeyi de görebileceğiz.
My God, somebody must have hacked my e-mail.
Aman Tanrım. Birileri e-posta hesabımı kırmış olmalı.
Anyway, this girl's ex-boyfriend hacked my entire house, took over my television, and changed my outgoing message.
Her neyse, bu kızın eski sevgilisi tüm evin bağlantılarını kırdı. Televizyonumu ele geçirdi ve telesekreter mesajımı değişti. - Neye?
He hacked my account.
Hesabımı kırdı.
She didn't tell me she knew because Reese had hacked my phone.
Reese telefonuma sızdığı için bildiğini söylemedi tabii.
- I hacked your phone.
- Telefonuna sızdım.
We just need a paper trail to make it look like some accounts got hacked.
Bizim sadece bazı hesapları hacklemiş gibi görülebiceğimiz kağıt izlerine ihtiyacımız var.
That doesn't mean the network can't be hacked.
Bu ağın hacklenemeyeceği anlamına gelmez.
There's no record that I've been hacked, so why did they vanish? !
öyleyse nasıl oldu da kayboldular?
I hacked it.
İçeriye sızdım.
That you've hacked the security protocols, gained access to the lab on the 34th floor.
Güvenlik protokollerini kırdığını 34. kattaki laboratuvara erişimin olduğunu söyle.
I hacked into Ultra's mainframe to help your species track down new breakouts.
Türünüzün yeni patlakları izlemesine yardım etmek için Ultra'nın ana bilgisayarına sızdım.
Okay, can you pull up the security cameras you hacked into?
Tamam, şimdi içine sızdığın güvenlik kameralarından görüntüleri gösterir misin?
I hacked into FEMA's server, yet another federal offense, thank you very much, and was able to find out when the next shipment of pharmaceuticals is taking place.
FEMA'nın sunucusunu hackledim bir federal suç daha, çok teşekkür ederim ve bir sonraki ilaç sevkiyatının ne zaman olduğunu öğrenebildim.
Not some hacked up atrocity you can't even recognize.
Baktığında tanıyamadığın, kesikler içindeki berbat şeye değil.
They've hacked the car.
Arabaya sizdilar.
I need to figure out how many people Everyone managed to offend when they hacked into my accounts.
"Herkes" hesabımı çökerttikten sonra beni kimlere rezil ettiğini öğrenmem gerekiyor.
They'll know it was hacked.
- Hack'lendiğini bilirler o zaman.
I hacked into Liv's e-mail.
Liv'in maillerini hackledim.
It seems like someone hacked into a lot of police-related systems last year.
Görünüşe göre geçtiğimi yıl biri epey bir polisle ilintili sistemi hacklemiş.
I hacked Mermaiden and sent out an email blast from their servers telling stores the product was defective.
Mermaiden'ın sitesine sızdım ve sunucularından mağazalara ürünlerinin hatalı olduğunu içeren e-postalar gönderdim.
My contact hacked her accounts. They-
Konuştuğum adam onun hesaplarını hackledi.
That's why you hacked the FBI?
- FBI'ya böyle mi sızdın?
I've slept like a baby every night this week, even though my twin brother hacked
Bu hafta, her gece tıpkı bir bebek gibi uyudum.