Hakem tradutor Turco
1,201 parallel translation
- Who the fuck made you scorekeeper?
- Hangi lanet olası seni hakem yaptı?
I won't be a referee.
Aranızda bir hakem olmayacağım.
- I will not referee!
- Aranızda hakem olmayacağım.
Umpire Sunil's signal is being awaited.
Hakem Sunil'in işaretini beklemekte.
Umpire Sunil has signaled.
Hakem Sunil işareti verdi.
The evil umpire?
Kötü kalpli hakem mi?
If it wasn't for that bullshit ref, he'd be kissing my ass.
Hakem saçmalamasaydı, şimdi bana yalakalık yapacaktı.
Come on, ref.
Hadi ama, hakem.
Good no-call, ref!
İyi ki çalmadın düdüğü, hakem!
A foul is not a foul unless the referee blows his whistle.
Faul, hakem düdüğünü çalana kadar faul değildir.
- Good game, Coach.
- İyi maç koç - Teşekkürler, hakem..
Sit down. Hey, Ref, why don't you call something?
Hey hakem niye birşey çalmıyorsun?
Referee taking Robertson over to the penalty box.
Hakem Robertson'u penaltı odasına götürüyor
The umpire has inspected the pitch and is about to take his place.
Hakem sahayı kontrol etti ve yerini aldı.
Are you watching, your honor?
Sayın hakem, izliyor musun?
Your honor, the sunlight brightens up all the gardens of the world.
Sayın hakem, bahçenin ışıklarını kapatalım.
It's of importance that during the weeks ahead, the eyes of the WBA remain...
Ama en önemlisi önümüzdeki haftalarda hakem komitesinin gözü...
All right, let's get the referee here.
Tamam, hakem buraya gelsin.
Yo, ref!
Hey, hakem!
Ref.
Hakem.
We're face to face, like a manager and an umpire.
Yüzyüzeydik, antrenör ile hakem gibi.
He had been worried, for he was a truthful man, that the heading might say "Name of dog." And then whatever he put would be a lie.
Dürüst birisi olduğundan, hakem domuzun ismini sorduğunda, ne yalan söyleyeceğini düşündü.
Where's the referee?
Hakem nerede?
Did you always want to be a referee?
Hep hakem olmak mı istemiştin?
I love being a referee.
Hakem olmayı seviyorum.
Then this little referee shows up.
Sonra bu küçük hakem ortaya çıktı.
As only a little referee can.
Ancak küçük bir hakem bunları yapabilirdi.
- This is Jack Garrett. The referee.
- Ben Jack Garrett, hakem.
Well, sir... Chester. You be the judge.
Sen hakem olacaksın.
We want you to be the dice man.
Hakem sen olacaksın.
- Yo, Ref.
- Hey, Hakem.
Two minutes, 35 seconds of the second round referee Mills Lane stopped the bout.
İkinci rauntta iki dakika, 35 saniye hakem Mills Lane karşılaşmayı bitirdi.
Watch it, ref!
Bunu görsene, hakem!
- Hey, ref!
- Hey, hakem!
- Time-out, ref.
- Mola, hakem.
You know, you can call this thing now, and we can all get home in time to see Melrose.
Hey hakem, düdüğü şimdi çalabilirsin Böylece bizde eve zamanında gideriz ve Melrose'u izleyebiliriz.
- Okay. Hey, ref, you- -
- Tamam, hey hakem sen...
Come on! Well, blow something, ref! Come on!
Birşeyler yap hakem hadi!
- Come on, ref!
- Hadi hakem!
- Come on, ref!
- Hadi be hakem!
Ref, give me a break. That's a dive.
Hakem hadi ama kendini yere attı.
- Too many men, ref! Too many men!
- Fazla adam hakem!
Put a man in the box.
- [Hakem] Ceza kutusuna bir adamını yolla.
Are you out of your mind, ump?
Aklını mı kaçırdın hakem?
Oh, man, the ump's gonna call the game. Oh, my... Fuck.
Hakem maçı bitirecek.
- "The umpire has decided..." ... to send both teams into the dugouts.
- Anlaşılan hakem iki takımı da kulübelerine yolluyor.
Ladies and gentlemen, the umpire has called for a rain delay with the Padres leading the Giants 2 to 1.
Bayanlar baylar, hakem yağmur yüzünden maçı erteledi. Padres, Giants karşısında 2'ye 1 önde.
It's the umpire!
Hakem! Sahada birleşin.
Go but apart, make choice of whom your wisest friends you will and they shall hear and judge'twixt you and me.
Git en akıllı dostlarını seç getir, dinlesinler bizi, hakem olsunlar.
Come on, ref, call something.
Hadi ama hakem, birşeyler çal!
I'll be the judge.
Hakem ben olacağım.