Harassment tradutor Turco
1,620 parallel translation
We found a stalking and harassment complaint - Filed against her with the campus police.
Gizlice takip etme şikayetinden kampüs polisi tarafından hakkında tutulmuş bir dosya bulduk.
Sexual harassment is anything but ridiculous, Sheriff.
Cinsel taciz saçmalık değildir, Şerif.
Well, if I can spare at least one person the humiliation of sexual harassment, then I've done my job.
Eğer bir kişiyi bile cinsel taciz aşağılanmasından koruyabilirsem işimi yapmış olurum.
I believe the people of Eureka are a little more evolved than that, which is why we've never had a sexual harassment case in the history of the town.
Eureka'daki insanların bundan daha fazla evrim geçirdiğine inanıyorum. Ki kasaba tarihinde asla cinsel taciz davası yaşamadık.
This has officiallybecome harassment, sheriff.
Tam tescilli bir taciz oldu bu, şerif.
If it is s-sexual, l-I can sue you for... for harassment.
Eğer bu seksle ilgiliyse, sizi cinsel tacizden... dava ederim.
Sexual harassment!
Cinsel taciz.
When it comes to sexual-harassment law I'm a bit of a self-taught expert.
Eğer konu taciz hukukuysa, ben bu konuda uzman sayılırım.
I want you to promise me now, in front of all your new employees, that you will never again become embroiled in a sexual harassment case that damages the company.
Bana yeni işçilerinin önünde bir söz vermeni istiyorum. Bir daha asla, şirketi tehlikeye sokan... cinsel taciz davalarına... - bulaşmayacaksın
Maybe now you can stop your harassment.
Belki artık bizi rahatsız etmeye bir son verirsin.
It could look like harassment.
Bu taciz gibi görünebilir.
Sexual harassment claims go through HR, stress-related leaves through workers comp, and any accusations of criminal activities go directly to the Princeton-Plainsboro police department.
Cinsel tacizle ilgili şikayetler için insan kaynaklarına, strese bağlı işten çıkmalar için sendika bürosuna, ve herhangi bir suç içeren davranış için direk olarak Plainsboro polis karakoluna başvuracaksın.
Sue me for sexual harassment.
Cinsel tacizden dava aç bari.
There is too much harassment from all sides, all the time.
Çok fazla taciz var. Her zaman, her taraftan!
Apparently Hill has squashed a couple of sexual harassment suits.
Görünüşe göre Hill'in cinsel amaçları için birkaç suiti vardı.
Not after that stupid sexual harassment class we had today.
Yoksa gereksiz cinsel taciz davası ile uğraşırız.
- It's sexual harassment.
İrlandalı kızın nesi var? Gerçekten de bıktım bu cinsel muhabbetlerden.
I want felonies, Lawsuits, Sexual harassment allegations.
Ağır suçlar, davalar, cinsel taciz suçlamaları.
Nowadays there would be court cases, sexual harassment, paedophilia, the lot.
Bugünlerde mahkemeler, cinsel tacizler, çocuk seviciler var.
Well, tell Little Tony I think he should know I had to sue my previous employer for sexual harassment.
Pekala, küçük Tony'e söyle, bence bir önceki işverenime cinsel tacizden dolayı dava açmak zorunda kaldığımı bilmesi iyi olacak.
The sexual harassment is over.
Cinsel taciz sona erdi.
All right, well, if this harassment keeps up, I'll have to do a weekend stakeout.
Pekâlâ, bu usanç verici durum devam ederse haftasonumu burada harcayacağım.
Harassment, vandalism, aggravated assault, hate crimes against immigrants.
Taciz, yıkıcılık, ağırlaştırıcı sebepli saldırı, göçmenlere karşı nefret suçları.
- You think this is harassment?
Siz ikiniz durmuş beni usandırıyorsunuz. - Bunu usanç olarak mı görüyorsun?
No, harassment would be if I came down here every night that you were working and scared off all your potential customers.
Hayır, Asıl usanç siz çalışıyorken benim her gece buraya gelip potansiyel müşterilerinizi korkutup kaçırmak olacaktır.
I was praying for his guidance in bringing an end to this harassment.
- Bu tacize son vermek amacıyla rehberlik etmesi için dua ediyordum.
This is sexual harassment, by the way.
Bu arada bunun adı cinsel tacizdir.
Uh, I don't know the legal definition of harassment, but, uh, this is pretty close.
Tacizlerini yasal zemine taşıdığını bilmiyordum, Ama çizmeyi aştın.
Mascot bashing, harassment.
Maskotluğun güçlükleri, tacizler.
Sexual harassment.
Cinsellik sömürüsü.
Uh, isn't this sexual harassment?
Cinsel rahatsızlık olmasın?
Uh, I'll show you sexual harassment.
Cinsel rahatsızlığı gösteririm sana.
Sexual harassment.
- Cinsel taciz.
Harassment, aggravated harassment and criminal trespass.
Taciz, şiddet içeren taciz ve istismar.
Thought I needed a little harassment, too?
Biraz da taciz edilmem gerektiğini mi düşündünüz?
I'm trying to avoid a harassment suit here.
Ben burada bir taciz suçlamasından sakınmaya çalışıyorum.
This is harassment!
Bu tacizdir!
Expect a call from my lawyer about the sexual harassment.
Avukatım cinsel taciz olayı konusunda seni arayacak.
Unlawful business practice, trespassing, harassment.
Yasadışı iş yapma. İzinsiz girme, taciz.
Harassment is not without consequences.
Tacizin bir bedeli vardır.
- Oh. Oh, this is harassment.
Oh, taciz bu.
After your little visit today, they're adding charges of police harassment.
Senin küçük ziyaretinden sonra, polis tacizini de dosyaya ekleyecekmiş.
[ Harassment?
[ Tacizci misin?
You can get punished for harassment of Korean girls and you can get kicked out of the base.
Koreli kızları taciz etmekten ceza alabilirsin ve üsten atılabilirsin.
No formal harassment complaints have been filed. However, the board has decided to aggressively protect itself from possible future litigation.
Şu ana kadar hiçbir resmi taciz şikayeti kayda alınmadı, fakat, yönetim gelecek davalardan korunmak için agresif bir korumaya geçti.
- It's harassment.
- Taciz denir.
The way you're looking at me now, Richard... That's harassment.
Şu anki bana bakışın Richard tacizdir.
That... wasn't a whole boss-assistant thing'cause of the sexual harassment- -
Bu kesinlikle bir patron-asistan şeyi değildi, şu cinsel taciz bazında...
You know what, this is harassment.
Buna taciz denir.
The county's caving to the state's pressure on the issue of sexual harassment litigation.
Enteresan.
And, your harassment of Father Jack...
Ayrıca Peder Jack'i taciz etmeye bir son verseniz iyi olur.