Hasta tradutor Turco
33,461 parallel translation
I had a patient in the back with a Coke bottle shoved up his ass.
Arkada da götüne kola şişesi sokmuş bir hasta vardı.
We're waitin'to see on who gets sick.
Kim hasta olacak göreceğiz.
Louisa, the little one, she's always sick.
Luisa, küçük olan, her zaman hasta.
My mother is seriously ill. =
- Annem gerçekten çok hasta.
Everytime he's sick, people bashed him.
Hep hasta oluyor. İnsanlar onu aşağılıyor.
Well, thank you for your concern, but I'm not sick.
Endişen için teşekkürler, ama ben hasta değilim.
Are you sick?
Hasta mısın?
Yeah, and I'm a very ill man... with nothing left to lose.
Ve ben de hasta bir adamım kaybedek hiçbir şeyi olmayan.
If you feel sick, remember to tell me.
Hasta gibiysen bana söyle mutlaka.
You know she's sick.
Hasta olduğunu biliyorsun.
That would take extensive patient analysis, uh, probational hearings, - appeals...
Bu ciddi hasta analizleri, sınamalar, başvurular gerek...
She's not sick.
Hasta değil.
The missing guard from the lab, he called in sick.
Laboratuvardaki kayıp nöbetçi hasta olmuş ve izin almış.
Hey, hey, hey. That's no way to treat a sick man.
Hasta bir adama öyle davranılmaz.
You're just gonna say that I'm sick.
- Hasta olduğumu söyleyeceksin.
Nygma, you sick bastard.
Nygma, hasta şerefsiz seni.
Is he sick?
O hasta mı?
They won't release the damn case files.
Hasta dosyalarını vermiyorlar.
Our son is ill.
oğlumuz hasta.
Is she sick?
- Hasta mı?
He is unwell.
O hasta.
Basically, the patient identifies as Synthetic.
Temel olarak, hasta sentetik gibi davranıyor.
He brought a sick kid into the stadium.
Stadyuma hasta bir çocuk getirdi.
My God, I'm gonna be sick.
Aman Tanrım, hasta olacağım.
She was making herself ill.
Kendisini hasta etmeye çalışıyordu.
Mr Christie - you would really need to be gravely ill.
Bay Christie,... ölüm derecesinde hasta olmanız gerekir.
Mr Christie, for me to sanction your absence from court, you would really need to be gravely ill.
Bay Christie, mahkemeye katılmamanızı sağlayabilmem için ölüm derecesinde hasta olmanız gerekiyor.
♪ Abby's dead, Stacie's infected ♪
# Abby öldü, Stacie de hasta, #
"Why is my daddy sick?"
"Babacım neden hasta?"
Nurse javier.
- Hasta bakıcı Javier.
- Feeling really sick.
- Hasta hissediyorum.
- A dirty, sick, disgusting pervert?
- Pis, hasta, iğrenç bir sapık mı oldun?
I mean, I ain't sick or nothing.
Yani, hasta falan değilim.
She's sick.
Kadın hasta.
Don't hospitals admit patients just to make a bill.
Hastaneler sadece para için hasta kabulu yapmazlar mı?
Look, I don't want to fall sick again.
Bak, yine hasta olmak istemiyorum.
If a couple of patients die, do we stop practicing?
Birkaç hasta öldü diye, doktorluğu mu bırakacağız?
Communications picked up conversations in the Manrique district between Jairo, who is one of Escobar's sicarios, and his mother, who is ill.
İstihbarat birimimiz Manrique Bölgesinde, Escobar'ın adamlarından biri olan Jairo ile hasta olan annesi arasında geçen bir konuşmayı yakaladı.
I'm like patient zero.
İlk hasta gibiyim resmen.
- Uh, well, she's sick.
- Hasta.
'Cause I'd be sick, and you'd be like, "Mom, get up."
O zaman ben hasta olurdum sen de "Anne hadi kalk." derdin.
He wasn't that old or sick.
Yaşlı ya da hasta da değildi.
Joel, what if your brother wasn't sick?
Joel, ya ağabeyin hasta değilse?
The animals are sick.
Hayvanlar hasta.
Jackson is still sick.
Jackson hala hasta.
She's never been sick a day in her life.
Bu yaşa kadar hiç hasta olmadı.
It's mission control for every patient.
Her hasta için görev kontrol birimi.
CT scans, MRI, any imaging, all the labs, anything that you need to know or the patient wants to know is available at any time.
Tomografi taramaları, MR, röntgenler, tahlil sonuçları. Hasta hakkında bilmek istediğin ya da hastanın bilmek istediği her şey elinin altında.
My kids are home sick.
Çocuklar hasta oldukları için evdeler.
Her bed. Is she unwell?
- Hasta mı?
It's a tiny supercomputer.
Hasta hap içermiş gibi oral yolla alıyor.