Have you heard from her tradutor Turco
81 parallel translation
Have you heard from her lately?
Son zamanlarda kendisinden hiç haber aldın mı?
- Have you heard from her?
- Ondan haber aldın mı?
Have you heard from her?
Onunla ilgili bir şey duydunuz mu?
Have you heard from her?
Ondan haber aldın mı?
Have you heard from her?
Ondan haber aldınız mı?
- Henry, have you heard from her?
- Henry, ondan haber var mı?
Have you heard from her?
Ondan hiç haber aldın mı?
Have you heard from her?
- Ondan hiç haber aldınız mı? - Hayır, almadım.
Have you heard from her since Mexico City?
Meksiko'dan sonra ondan haber aldınız mı?
Have you heard from her?
Rahim kanseri için de 30 bin dolar.
- Have you heard from her?
- Brooke'dan haber aldın mı?
- Yeah. - Have you heard from her yet?
- Ondan haber aldın mı?
Sometime soon.So have you heard from her?
Ondan haber aldın mı?
Have you heard from her?
Ondan bir haber alabildiniz mi?
Have you heard from her?
Sara'dan hiç haber aldınız mı?
Have you heard from her since?
Onunla bu yakınlar da hiç görüştünüz mü?
Have you heard from her?
Ondan bir haber aldınız mı?
- Have you heard from her?
- Ondan haber alabildin mi?
Hey, Serena, have you heard from her yet?
Serena. Jenny'den haber aldın mı?
Have you heard from her?
Onun hakkında herhangi bişey duydun mu?
Have you heard from her this morning?
Bu sabah ondan haber alan oldu mu?
Have you heard from her?
Annem aradı mı?
Have you heard from her?
- Nerede olduğunu biliyor musun?
Have you heard from her?
Ondan haber mi aldın?
Have you heard from her yet?
Ondan hiç haber almadın mı?
Have you heard from her since then?
Kızdan o zamandan beri haber aldınız mı?
Wherever you came from, wherever you went, you must've been in a railroad station. You must have heard Edwardes ask for tickets to somewhere.
Her nereye gittiysen, tren istasyonuna gelmiş Edwardes bir yerlere bilet alırken bunu duymuş olmalısın.
I'm sure you will keep your minds open until you have heard all the evidence from both sides, and that your verdict will be a just one.
Her iki tarafın da tüm delillerini duyana kadar zihninizi açık tutacağınıza ve kararınızın sadece bir tane olacağına eminim.
I thought maybe she was with you or at least you might have heard from her.
Ben de seninle birliktedir diye dusunmustum ya da en azindan konusmussundur.
Don't you think we'd have heard from her by now?
Şimdiye kadar neden aramadi öyleyse?
I have heard from the most impeccable witnesses... that you're always to be seen at the same place when you're out.
Çok güvenilir tanıklardan duyduğum kadarıyla da, her dışarı çıkışında hep aynı yerde görülüyormuşsun.
I have heard of you from Mrs. Farintosh, whom you helped in the hour of her sore need.
Sizi Bayan Farintosh'dan işittim. Oldukça hassas bir sorununda ona yardım etmişsiniz.
You have heard from her then.
O'ndan haber aldınız o halde.
But you have heard the story from her point of view.
Ama hikayeyi onun bakış açısından dinlediniz.
Anyway, as you may have heard... [SNEEZES ]... especially you... [ CHUCKLES]... 40 percent of our workforce has dropped dead from some sort of mysterious illness.
Her neyse, büyük ihtimalle duymuşsunuzdur özellikle sen çalışanlarımızın % 40'ı gizemli bir hastalık yüzünden öldü.
Have you heard anything from her?
Ondan hiç haber aldın mı?
Instead, I call you friends, because I have told you everything I heard from my Father.
Onun yerine dostlar diyorum çünkü Tanrı'dan duyduğum her şeyi anlattım size.
Now, before anybody decides to get clever, you should know I have multiple deadman sensors from every culture on my ship and a few cultures I haven't heard of.
Şimdi, herhangi biri akıllılık yapmayı düşünmeden, şunu bilin ki gemimde bulunan her kültürden ve adını dahi duymadığın bir kaç kültürden pek çok sayıda leşim var.
But you know, that would have been in self-defense, and if that's the case, why hasn't anyone heard from her yet?
Ama nefsi müdafaa olabilir. Eğer öyleyle neden kimse ondan haber alamadı?
Since I heard that the attacker might have something to do with law enforcement, I thought I'd be in a better position to keep the case from being covered up. So you believed her statement?
Saldırganın kolluk kuvvetlerinden biri olduğunu duyunca böyle bir durumda olayın örtbas edileceğini düşündüm.
Have you heard anything from her?
Ondan haber aldın mı?
In this correspondence to the "blessed virgin", he grants you, in the name of Christ and Saint Peter, permission to publish everything you have heard from the Holy Ghost.
"Kutsanmış bakireye" yazılmış bu mektupta sana lsa ve Aziz Peder adına Kutsal Ruh'tan duyduğun her şeyi yayınlama izni veriyor.
Have you heard everything from Mr. Choi?
Bay Choi'dan her şeyi duydunuz mu?
Wouldn't have thought you were so sentimental about it, from what I've heard of her cooking.
Onun nasıl yemek yaptığını duydum bu kadar duygusal davranacağını sanmıyordum.
Have you not heard from her?
Ondan hiç haber almadın mı?
Have you heard anything from her? - No.
- Ondan hiç haber aldın mı?
so... erm have you still not heard from her?
Hâlâ ondan haber alamadın mı? - Hayır.
Have you heard from her?
- Ivy'den haber var mı?
Some claim to have had you know, from what I've heard, he pretty much minds to himself.
Sonuçta her şikayeti dikkate almak zorunda olduğumuzdan ilgilenmek durumundayım bu konuyla da.
You haven't heard from her, have you?
Sen ondan bir haber almış olamazsın değil mi?
I was actually hired as her replacement, but from everything that I've heard, you could not have gotten a more loving heart.
Ben aslında onun eski yerini aldım ama duyduklarımdan anladığım kadarıyla. bundan daha fazla sevgiyle dolu bir kalbin olamazdı.