He's a tradutor Turco
179,634 parallel translation
I tried to be real cool about this Omicron character, but clearly he's a bad influence. Get up to your room.
Şu Omicron hakkında anlayışlı olmaya çalıştım ama belli ki sende kötü bir etki yaratıyor.
What he needs is a positive role model... that's where I come in.
İhtiyacı olan şey örnek bir rol modeli. Yani artık devreye ben giriyorum.
Yeah, come on, he's a kid.
Yapma, o daha bir çocuk.
He's a... he's a good boy.
O uslu bir çocuktur.
No, he's a freak, for sure.
Kafası gidik, o kesin.
Dreyfuss has supernatural allies, but in the end, he's just a guy.
Dreyfuss doğaüstü müttefiklere sahip, ama aslında, sadece bir insan.
Then what's he doing in Brooklyn when he said that he was at a golf course in Jersey?
Jersey'de golf dersine gideceğim demişken hem de.
He speaks seven languages like a local and he's a master in the art of camouflage and concealment.
Yedi dili ana dili gibi biliyor ayrıca kamuflaj ve saklanma konusunda çok iyidir.
- It's all right, rip said he dropped my grandfather off in 1965 New York and told him to assume a new identity.
Sorun değil. Rip, dedemi 1965'te New York'a bırakmış ve yeni bir kimliğe bürünmesini söylemiş.
- He hid the spear in the flag Neil Armstrong planted on the moon.
Parçayı, Neil Armstrong'un Ay'a diktiği bayrağa saklamış.
Uh, he's a man of few words, but makes up for it with... Personality.
Az konuşan biridir ama kişiliğiyle bunu telafi eder.
The man has a wife and son, and still he asked me to abandon mine.
Adamın karısı ve çocuğu olduğu halde benden kendi ailemi terk etmemi istedi.
- He's going to land on the moon.
- Ay'a inecek.
- He's a little tied up at the moment.
O şu an başka bir yere bağlı.
- do you trust thawne about this, after everything that he's done?
Yaptığı onca şeyden sonra bu konuda Thawne'a güveniyor musun?
I think what Martin is trying to say is that he's worried that, if it came down to a decision between Leonard and us...
Sanırım Martin'in endişe ettiği şey Leonard'la aramızda seçim yapman gerekse...
He's a friend, and you guys ain't exactly being friendly right now.
O arkadaşım ama siz şu an pek öyle davranmıyorsunuz.
He said it would burn a thousand times hotter than the sun once it's operational.
Jefferson, lütfen, hayır.
What if he's a murderer?
Ya adam katilse?
♪ He's a Muslim Jew! ♪
O bir Müslüman Musevi
[ominous music ] [ softly] He's a monster!
O bir canavar.
He's been searching for a purpose ever since.
O zamandan beri bir amaç arıyormuş.
Ivan's continuing to do Oleg's dirty work, but he'll bring Ryan back to St. Petersburg so Oleg can kill him.
Ivan Oleg'in işlerini yapmaya devam ediyor, ama Ryan'ı Oleg'in öldürmesi için St. Petersburg'a getirecek.
I'm more than you'll ever be, because I know what it is to love and be loved, unlike a narcissistic sadist like you who gets off on other people's pain because he can't feel anything for himself.
Daima senden fazlası olacağım çünkü senin gibi hiçbir şey hissedemediğinden başkalarının acısıyla tatmin olan narsist bir sadistin aksine sevmek ve sevilmek nasıldır biliyorum.
He's a father.
O bir baba.
I know you feel silly, but he loves it. I want him to grow up in a home where it's okay to be silly.
Sana aptalca gelecek ama onun hoşuna gidiyor.
He's a Gulf war vet.
Körfez Savaşı gazisi.
Or the unsub's got a brand all his own and he's sending a message...
Ya da şüphelinin bir damgası var ve bir mesaj veriyor.
He was a street liaison for a drug rehab center that focused on substance abuse among the homeless.
Evsizlerdeki uyuşturucu kullanımına odaklanmış bir rehabilitasyon merkezi için aracılık yapıyormuş.
It's like with each new victim, he connects a new dot.
Her yeni kurbanda yeni bir nokta ekliyor gibi.
This could be a sign he's devolving, and with this unraveling, the danger to the public is likely to escalate.
Gerilediğinin göstergesi olabilir,... ve bu gerilemeyle halk daha büyük bir tehlikede olabilir.
We're trying to anticipate which one he might pay a visit to next.
Gelecek sefer hangisini seçeceğini bulmaya çalışıyoruz.
He's a very famous rock and roll singer.
Çok ünlü bir rock and roll şarkıcısı.
That's why he must be choosing especially virtuous victims, people who have tickets to a front-row seat in heaven.
O yüzden cenneti garantilemiş erdemli kurbanları hedef alıyor.
I think the mark he's making on his victims'arms is a rough rendering of the Ophiuchus star cluster.
Sanırım kurbanların kollarına çizdiği işaret Yılancı takımyıldızının kaba bir çizimi.
It's hard to say for sure, but my guess is he'll be heading to a sinkhole in the vicinity of latitude 27.75, longitude minus 82.25.
Emin olmak zor, ama tahminimce gideceği bir sonraki obruk 27.75 enleminde ve 82.25 boylamında.
After the Palm Springs case, Reid said he had to get back to Houston to talk to his mom's doctor.
Palm Springs vakasından sonra Reid annesinin doktoruyla konuşmak için Houstan'a gidecekti.
That's why he crossed the border and kept it a secret.
O yüzden sınırı geçti ve herkesten sakladı.
He's deep in a case, but he promised to do what he can.
Bir vakayla uğraşıyor ama elinden geleni yapacağını söyledi.
Looks like he checked in and out of a hotel there.
Mesela Reid'in Houston uçuşunun bilgisi var. Orada bir otele girmiş ve çıkmış.
He says that she's a doctor.
Doktor olduğunu söylüyor.
But Scratch has done one hell of a job making it look like he did.
Ama Tırmık onu suçlu göstermek için bayağı uğraşmış.
I mean, as a federal agent, he's a high-value target.
Federal bir ajan çok değerli bir hedef oluyor.
He's an American, accused of murdering a Mexican citizen.
Meksikalı birini öldürmekle suçlanan bir Amerikalı.
Even if he could get away with it, could Dinesh really sell the company, knowing it's basically a Sizzler buffet for the sexually deranged?
Bundan kurtulsak bile, Dinesh, cinsel sapkınlar için açık büfe işlevi gören bir şirketi satmayı becerebilecek mi?
Because even if there is a one percent chance of success and a 99 percent chance of failure and prison, he will do the right thing and get me my money back.
Tabii ki yapabilir. Çünkü eğer yüzde bir bile şansı varsa, başarısızlık ve kodese girme ihtimali yüzde doksan dokuz olsa bile, doğru şeyi yapacak ve paramı bana geri getirecek.
- He's a stickler for the accent.
- Aksan konusunda çok titizdir.
He's a cautionary tale.
Feyiz almak gereken bir hikaye bu.
I actually did some image recognition stuff on Nip Alert, so maybe you could hire me to help on the demo,'cause my dad's been, like, kinda on me lately to, like, get a job or go to school'cause...'cause he's upset that I lost all that money on... on PiperChat.
Nip Alert'i yaparken resim tanıma işleri yapıyordum. Yani demo için belki beni kiralayabilirsin. Babam son zamanlarda iş bulmam veya okula gitmem için üstüme geliyor.
Well, because he walked away from it, and you seemed so excited about it, I thought you had a new angle.
Çünkü bundan vazgeçti. Bu konuda çok heyecanlı görünüyordun. Yeni bir bakış açın var diye düşündüm.
You know, you have to be patient with him, -'cause he's a bit of a moron.
Ona karşı biraz sabırlı olmalısın, kendisi biraz geri zekalıdır.
he's an idiot 170
he's a doctor 159
he's a liar 128
he's an architect 23
he's a good boy 135
he's awake 133
he's all 26
he's alive 845
he's an animal 43
he's a good man 366
he's a doctor 159
he's a liar 128
he's an architect 23
he's a good boy 135
he's awake 133
he's all 26
he's alive 845
he's an animal 43
he's a good man 366
he's an asshole 70
he's an engineer 17
he's an actor 55
he's an angel 27
he's an alien 17
he's all yours 283
he's an ass 27
he's an old man 43
he's an artist 66
he's angry 68
he's an engineer 17
he's an actor 55
he's an angel 27
he's an alien 17
he's all yours 283
he's an ass 27
he's an old man 43
he's an artist 66
he's angry 68
he's adorable 75
he's an 20
he's all right 417
he's an expert 18
he's an assassin 16
he's an adult 32
he's a hero 86
he's a good guy 247
he's an ex 66
he's a cop 152
he's an 20
he's all right 417
he's an expert 18
he's an assassin 16
he's an adult 32
he's a hero 86
he's a good guy 247
he's an ex 66
he's a cop 152