He's in hospital tradutor Turco
789 parallel translation
Kid's in the hospital, you know, but he'll be all right.
Çocuk hastanede ama iyi olacak.
Well, He's In A Robin's Egg Blue Hospital Gown With White Piping.
Beyaz fitilli ve açık mavi bir hastane giysisiyle yatıyor.
In case you'd like to know he's at the Huntington Memorial Hospital on 180th Street.
Madem bilmek istiyorsunuz... O, 180. sokaktaki Huntington Memorial Hastanesi'nde.
He's in the hospital with a broken back.
- Hastanede sırtı kırık bir şekilde yatıyor. - Ne kötü.
What's he doin'in the hospital?
Hastanede ne yapıyor?
- He works in a military hospital.
- O Askerî hastanede çalışıyor.
In what hospital is Mr. Kameda? He's up.
Çabuk söyle, Kameda hangi hastanede yatıyor?
He's in the city hospital.
Şehir hastanesinde yatıyor.
Dad got sick. He's in the hospital.
Babamı hastaneye götürdüm.
He's going to land her in the hospital one of these days.
Bugünlerde onu hastaneye yatıracak.
Do you think Ed would let me go out and earn a living while he's in the hospital?
Sence Ed o hastanedeyken benim çalışmama izin verir mi?
Soon, he bought the most beautiful house in the region and transformed it into a hospital, while he came to live humbly on the other side of the square.
Çok geçmeden bölgenin en güzel evini satın alarak hastaneye çevirdi. Kendisi de meydanın karşısındaki mütevazı evde yaşıyordu.
He's in the hospital.
Şimdi hastanede.
He's been in hospital for weeks.
Haftalardır hastanede.
- He's in hospital.
- O hastanede.
- He's in the hospital?
- Hastanede mi?
Are you sure he's all right? I was in the hospital, too.
Evet ama senin durumun farklıydı.
He's still in the hospital.
Adam hala hapiste.
That's how he came to the country hospital where Madeleine was a nurse.
Madeleine'in hemşire olduğu hastaneye bu şekilde geldi.
Find out what hospital he's in and call them.
Hangi hastanede olduğunu öğren ve onları ara.
He wanted me to stay in the textile factory. 16 hours a day... with my hands in water and end in a hospital... like so many fools I know.
Tekstil fabrikasında kalmamı istemişti. Suya batırılmış ellerle geçen günlük 16 saat mesai. Sonra tanıdığım bir sürü aptal gibi gözlerimi hastanede açayım.
He's in the hospital in Dubovo.
Hastanede yatıyor.
In the hospital when he was conscious and out of danger when they told him his father was dead he began to laugh, I have been told.
Hastanede, tehlikeyi atlatmışken ve bilinci yerine geldiğinde babasının öldüğü kendisine söylendiği zaman.. ... gülmeye başlamış, bana söylenen bu.
He's in hospital.
Hastanede.
I won't allow it when he's in a hospital and mentally incompetent.
O hastanede ve akıl sağlığı yetersiz bir durumdayken buna izin vermem.
He was in Intensive Care, but there's no record of his whereabouts in the hospital.
Yoğun bakımdaydı, ama hastanede nerede olduğu hakkında hiçkayıt yok.
He's in a coma at St Vincent's Hospital. That's awful.
St Vincent Hastanesinde derin komada.
I have been able to piece together what Mr. Arness did the rest of that day that brought him to this mental hospital in the condition that he's now in.
O günden bu yana, Bay Arness'in yaptıklarını ve bu hastaneye... hangi şartlar sonucunda getirildiğini birleştiriyordum.
Katselas was taken to Michael Reese Hospital... where he's reported to be in critical condition.
Katselas, Michael Reese Hastanesi'ne götürüldü. Durumunun ciddi olduğu söyleniyor.
Citizen Pinel has persuaded the administration that the idiot children he observed at Bicêtre Hospital share traits with the Wild Boy of Aveyron, and therefore Victor isn't capable of being sociable and nothing can be hoped for by continuing his education.
Ama Pinel'in kötümser analizi yetkilileri ikna etmiş durumda. Geri zekâlılıkları teyit edilen çocuklarla ilgili Bicêtre'de yapmış olduğu gözlemler, o çocuklarla Aveyron'un Vahşi Çocuk'u arasında benzerlik gösteriyormuş. Bu benzerlik hâliyle Victor'un sosyalleşemeyeceği ve eğitimine devam etmenin bir anlamı olmadığı sonucunu çıkarıyor.
He's in hospital in a serious condition.
Hastanede yatıyor ve durumu ciddi.
Now that his wife is in the hospital, he makes you work all alone.
Karısı hastaneye düştükten sonra bütün işi sana yıktı.
But when I saw on his paper he worked in an American hospital where there are many drugs and he could have taken some by mistake.
Ama belgelerini gördüm. Amerikan hastanesinde çalışmış. Orada bir sürü ilaç var.
You're lucky he's in hospital.
Hastanede olduğu için şanslısın.
Anyway, it's just as well, because he's in the hospital with the dose.
İyi de oldu, fazla doz uyuşturucudan hastanede şimdi.
Yes, well, he's in hospital at the moment, so he'll not mind.
- Evet, tamam... şu anda hastanede yatıyor. Zaten sorun etmez.
He's in the hospital. Appendectomy.
Apandisit ameliyatında.
- He's in the hospital!
- Hastanede!
Fine, I'll be right over My father's had a heart attack He's in the hospital now I've got to rush there
peki hemen geliyorum babam kalp krizi geçirdi şimdi hastanede acilen gitmeliyim
He's been running all over the hospital, dressed up in Dr. Schaefer's uniform.
Dr. Schaefer'ın gömleğini giyip hastanede cirit atıyor.
After two days I learned that he was in hospital.
Aylarca gelip giden sessiz ve sıcak bakışlı adamım kimdi.
He's in hospital at the moment.
Şu an hastanade.
- He's still in hospital.
- Hâlâ hastanede.
No, he isn't. You see, he's in the hospital badly injured and we are going to see him.
hayır hastanede ağır yaralı yatıyor... ziyaretine gidiyoruz!
He's in the hospital, having half a lung removed.
Hastanede, ak ciğerinin yarısı alınacak.
He's in a hospital in Miami.
Miami'de bir hastahanedeymiş.
He's still in the hospital recovering from the goring.
Hala hastanede kan kaybından iyileşiyor.
- He's in the hospital.
- Hastanede yatıyor.
- He's in the hospital.
- Hastanede.
Nothing, only that he's gonna come on sunday to visit he's wife in hospital.
Pazar günü karısını ziyaret etmek için hastaneye geleceğini söyledi.
He's still in the hospital.
Memur hala hastanede.
he's in the shower 29
he's in the house 19
he's in the kitchen 33
he's in v 53
he's in the bathroom 49
he's in the hospital 85
he's insane 97
he's in a meeting 50
he's in the wind 39
he's in bad shape 31
he's in the house 19
he's in the kitchen 33
he's in v 53
he's in the bathroom 49
he's in the hospital 85
he's insane 97
he's in a meeting 50
he's in the wind 39
he's in bad shape 31