English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ H ] / He's not answering

He's not answering tradutor Turco

521 parallel translation
He's not answering his phone. Sorry.
Maalesef telefonuna cevap vermiyor.
He's not answering his phone.
Telefonu cevap vermiyor.
I'm sorry. He's still not answering.
Üzgünüm ama hâlâ cevap vermiyor.
He's not answering.
Cevap vermiyor.
He's not answering his cell.
Telefonuna cevap vermiyor.
He's not at home, he's not answering his phone.
Evine gitmemiş. Telefonlarına cevap vermiyor.
But if he's there, he's not answering his phone.
Ama telefonuna cevap vermiyor.
He's not answering questions today.
Bugün soru cevaplamıyor.
He's not answering.
Cevap yok.
- He's not answering his link.
Telsizden ulaşamadım. - Ben hallederim.
He's still not answering.
Hala cevap vermiyor.
- I paged him. He's not answering.!
- Aradım, cevap vermiyor.
- He's not answering his pages.
Çağrı cihazına cevap vermiyor. - Evini aradın mı?
He's off the force if he does not start answering questions.
Sorularıma cevap vermezse, işini kaybedecek.
How come he's not answering?
Neden yanıt vermiyor?
He's not answering.
Açmıyor.
Colonel O'Neill, Dr. Jackson was supposed to briefing SG - 4 this morning,... he's not here and he's not answering our pages.
Albay O'Neill, Dr. Jackson bu sabah SG-4'e brifing vermeyecek miydi,... burada değil ve ve aramalarımıza cevap vermiyor.
He's not at home and he's not answering his pager.
Evde değil ve çağrısına cevap vermiyor.
He's not answering.
Evet. Cevap vermedi.
I left Squeaky in the engine room and he's not answering, so get the hell down there.
Squeaky makina dairesinde bırakmıştım Ve cevap vermiyor, Hemen oraya inin.
How come he's not answering?
Niye cevap vermiyor?
Dude didn't come to work today, and he's not answering his phone.
Bugün işe gelmedi, telefonu da cevap vermiyor.
He's not answering today either.
Bugün de cevap vermiyor.
He's not answering his cell phone.
Cep telefonu cevap vermiyor.
He's not answering right now.
Şu anda cevap vermiyor.
He's still not answering his pages.
Hâlâ çağrı cihazına bakmıyor.
He's not answering his cell or his pager.
Cep telefonuna ve çağrı cihazına bakmıyor.
- He's not answering.
- Cevap vermiyor mu?
He's not answering his cell.
Cebini açmıyor.
- I did. He's not answering his page.
- Denedim ama çağrı cihazına cevap vermiyor.
Well, he's not answering his cell phone.
Şey, cep telefonu cevap vermiyor.
I've been signaling his comms, but he's not answering.
Telsizi ile sinyalizasyon yapıyorum, ancak cevap vermiyor.
Peter's parents are here, he's not answering his page.
Peter'in ailesi geldi ama o çağrıya cevap vermiyor.
Shit. He's not answering.
Kahretsin, yanıt yok.
And he's not answering his phone.
Ve telefonu cevap vermiyor.
He's not answering any of his numbers.
Hiçbir telefonu yanıt vermiyor.
You can't expect him to be answering your prayers if he's not real, can you?
Gerçek değilse, dualarına yanıt vermesini bekleyemezsin, değil mi?
- He's not answering his cell phone.
- Cep telefonunu açmıyor.
He's not answering.
Beklemek zorundayız
- Yeah, he's not answering either.
- Evet, o da cevap vermiyor? .
He's still not answering calls.
Hâlâ çağrılara cevap vermiyor.
He's not answering his cell.
Cevap vermiyor.
And he's not answering his cellphone.
Cep telefonunu açmıyor.
- He's not answering.
- Cevap vermiyor.
- He's not answering now.
- Şu anda cevap vermiyor.
He's just not answering.
Cevap vermiyor.
He's not answering.
Gelmiyor.
- He's not answering, Mort.
- Açmıyor, Mort.
- He's not answering.
Cevap vermiyor.
He's not answering that.
- Buna cevap vermeyecek.
He's not answering.
Telefonu cevap vermiyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]