English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ H ] / He's not dead

He's not dead tradutor Turco

1,278 parallel translation
Not on my father he's dead.
Babam üzerine değil o öldü.
What can love not do? If I were dead and he called me, I would answer.
Ben ölseydim ve beni çağırsaydı, cevap verirdim çağrısına.
No, he's dead. That's not the one you meant, is it?
Bahsettiğin o değil, değil mi?
You liar, he's not dead!
Seni yalancı! O ölmedi!
He's not dead.
- Çetenize tüm hayatını adadı o.
- No, he's not dead!
- Hayır, ölmemiş!
He's really not dead.
Gerçekten ölmemiş.
I used to think I was Johnny Mathis in a prior life. Until I found out he's not dead.
Önceki hayatımda Johnny Mathis olduğumu düşünürdüm... ta ki onun hala hayatta olduğunu öğrenene kadar.
- He's not exactly dead.
- Aslında ölmedi.
And I'm not gonna rest until he's dead, no matter what you say.
Ve o ölene kadar dinlenmeyeceğim, ne dersen de.
Not a penny, until, like, he's actually dead.
Tek kuruşuna bile, ta ki ölene kadar.
- You're not gonna get anything if he's dead.
- Ama ölürse hiçbir şey elde edemezsin.
He's not dead.
Ölmedi.
We're saying he's not dead.
Ölmediğini söylemeye çalışıyoruz.
He's dead, and you're not.
O öldü, sen yaşıyorsun.
He's not dead!
Ölmedi!
I'm sorry his brother's dead, but don't think that means he's not a dick.
Kardeşi öldüğü için üzgünüm ama yine de aşağılık bir herif o.
- What if he's not dead?
- Ya ölmediyse?
Not until he's dead.
O ölene kadar olmaz.
He's not dead...
O ölmedi.
- Once he's dead, why not?
- Eğer ölürse, neden olmasın?
- Not really. No. I know he's dead. - He's dead, yes?
Ama o ölü, değil mi?
It's a bullshit rumor. He's dead. I hope you're not lying to me, Fran.
- Sana söyliyim, saçma bir rivayet, öldü o
I can see him moving. He's not dead.
Kımıldadığını görebiliyorum.
He's not dead.
O ölü değil.
It's not my fault that he's dead.
Öldüyse suç benim değil.
He may be on the boat, but I'm not sure if he's dead or alive.
Teknede olabilir ama yaşayıp yaşamadığını bilmiyorum.
Daddy's not here, he's dead.
Babam burada değil, öldü o.
Because you're not gonna know where he is, you always wonder what happened to him, whether he's alive or he's dead.
Hep ona ne olduğunu merak edersin. Yaşıyor mu, ölmüş mü diye.
He's not dead,
Sid ölmedi.
Here's another : You sure he said "Hi, Dad" and not "You're dead"?
Bir başka şeyde, "Merhaba, baba" değilde, "Sen ölüsün" demediğinden emin misin?
Yeah, he'll help. lf he's not crazy or off killing people or dead.
Evet, yardım eder. ÇıIdırmadıysa, insan öldürmeye başlamadıysa veya ölmediyse.
Why not? I'm sorry, he's dead.
Üzgünüm, o öldü.
- You sure he's not dead?
Ellilerde - Ölmediğine emin misin?
- He's not dead.
- Ölmedi.
He's not here, unless he's dead.
Burada değil, tabi ölmediyse.
But to do it to a guy like Rebadow, you know, he's got a dying grandson, not throw him a bone... I mean, that's dead-of-winter cold.
Ama bunu Rebadow gibi birisine yapmak, bilirsin, torunu ölmek üzere ve ona bir lokma bile vermemesi... Yani herifin hiçbir hissi yokmuş.
- No, he's not dead.
- Hayır, o ölmedi.
- We're not even really sure he's dead.
- Ölü olup olmadığından emin değiliz.
If he's not dead, he's a fugitive.
Ölmediyse bile bir kaçak.
And he's not dead.
O ölmedi.
He's not my dead boyfriend. He is a dead boy who happens to be my friend.
O ölü erkek arkadaşım değil o ölü bir erkek ve görünüşe göre arkadaşım.
Of course he has not responded, because he's dead!
Tabi ki cevap vermez. Çünkü o ÖLDÜ!
He's not dead!
O ölmedi!
He's not dead.
Daha ölmedi.
He's not dead!
Daha ölmedi.
- No, he's not dead. Go away.
- Hayır ölmemiş, git buradan.
He's not dead till the doc certifies him, technically.
Teknik olarak doktor raporu olmadan ölü sayılmaz.
But he's not completely dead
Ama adam ölmemiş.
Man, if he's not back by morning, he's dead.
Sabaha kadar gelmezse ölmüş demektir.
He's dead, and she's not.
O ölü, ve karım değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]