English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ H ] / He's still breathing

He's still breathing tradutor Turco

197 parallel translation
He's unconscious, but he's still breathing.
Bilinçsiz durumda ama hala soluk alıyor.
He's still breathing.
Hâlâ nefes alıyor.
He's still breathing.
Hala nefes alıyor.
It's the only way he can prove to himself he's still breathing.
Kendine yaşadığını hissettiren tek şey bu.
No, he's still breathing.
Hayır, hala nefes alıyor.
- He's still breathing.
- Yaşıyor.
He's still breathing, though.
Ama hala nefes alıyor.
I feel he's still breathing.
Hala nefes alışını hissediyorum.
He's still breathing.
Neyse, hala nefes alıyor.
- We're gonna eat good. - He's still breathing!
- Hâlâ yaşıyor!
He's still breathing, idiot.
Hala nefes alıyor gerzek.
Well, there's brain damage, but at least he's still breathing.
Şey, beyni zarar görmüş, ama en azından hala nefes alıyor.
He's still breathing!
Hala nefes alıyor.
See if he's still breathing.
Hala nefes alıyor mu bir bak.
Something tells me the Professor wants to be found while he's still breathing.
Bir şeyler bana Profesör'ü hala hayattayken bulmamız gerektiğini söylüyor.
- No, he's still breathing.
- Hayır, hala nefes alıyor.
All right, he's still breathing.
Pekala, hala nefes alıyor.
- Because he's still breathing.
- Çünkü hâlâ nefes alıyor.
Canelli finds out he's still breathing...
Canei yaşadığını bir duyarsa...
He's still breathing and his heart's beating, but probably...
Hala solunum ve kalp değerlerini alıyoruz ama muhtemelen...
H-He's still breathing!
Hala nefes alıyor!
- He's still breathing. - Oh!
Hâlâ nefes alıyor.
- He's still breathing.
- Hala nefes alıyor.
No, I mean, he's still breathing?
Demek istediğim hala nefes alıyor mu?
[SNORING] HE'S STILL BREATHING.
Hala nefes alıyor.
Damn, he's still breathing.
Kahretsin, hala nefes alıyor.
He has a strong pulse and he's still breathing.
Nabzı iyi. Nefes alıyor.
- He's still not breathing.
- Nefes almıyor.
Wait, he's still breathing, he's not dead!
Durun, hala nefes alıyor, henüz ölmemiş.
He's still breathing. Get up!
Kalk!
- I can't find a pulse, but he's still breathing.
- Nabzını bulamıyorum, fakat hala nefes alıyor.
Don't worry about Wayne. That performance was to remind me he's still breathing. And barely, I might add.
Wayne için endişelenme Açıkca söylemeliyim ki bu performansı onun hala nefes aldığını hatırlatmak içindi
He's still having trouble breathing.
Hala nefes almakta zorlanıyor.
- He's still breathing.
- Halen nefes alıyor.
Yeah, but Kevin grabbed Justin's shirt so that means he was still breathing.
Evet ama Kevin, Justin'in tişörtünü tuttuysa hâlâ nefes alıyordu demektir.
No, he's still breathing and farting.
Hayır, hala nefes alıyor ve osuruyor.
Jesus, get him down here if he's still breathing.
Tanrım, hala nefes alıyorsa onu buraya getir.
He's still breathing.
O hala nefes alıyor.
I'm pretty sure he's still breathing but you might want to hold a mirror up to his breath just to be sure.
- Teşekkürler.
Look, I know it's not going to bring Aimee back... but I can't sleep at night, knowing that he's still breathing out there.
Aimee'yi geri getirmeyeceğini biliyorum. Ama onun nefes aldığını bilirken uyuyamıyorum.
- He's still breathing.
- Hâlâ nefes alıyor.
- He's still not breathing.
- Hâlâ nefes almıyor.
I'd like to see your face when you tell me why your code still hasn't been abrogated. The client is breathing on my neck and he's no small client.
Kodların neden hala yüklenmediğini anlatırken suratını görmek istiyorum..
I can't breathe while he's still breathing!
O hâlâ hayattayken, nefes alamam.
He's still breathing!
Hala nefes alıyor! Dayan.
He's still not responding to voices but breathing on his own was a big hurdle. Tavon?
Tavon mı?
It still moves even after he's stopped breathing.
Nefes alışı kesildiği halde bile hareket ediyor.
( man ) He's still breathing.
Nefes alıyor.
If he completes all of his tests and John is still breathing, then I will remove your collar... and you're free to go.
Eğer o tüm sınavları tamamlar ve John nefes alıyor olursa ben yakalığını çıkartırım. Ve gidebilirsin.
One's still breathing, but, uh, he doesn't look too good.
Biri hâlâ nefes alıyor. Ama pek iyi görünmüyor. Değişin.
No, he's still not breathing!
Hala nefes almıyor!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]