He did nothing tradutor Turco
387 parallel translation
- He did nothing but scream all night.
- Gece boyunca bağırmaktan başka bir şey yapmadı.
- No, he did nothing wrong.
- Hayır, yanlış hiç bir şey yapmadı.
He did nothing and the law has little to say on the subject of things left undone.
Hiçbir şey yapmadı ve yasa yarım bırakılmış işler üzerinde çok az konuşabilir.
He did nothing and he nearly killed him.
O bir şey yapmadı, sen ise onu öldürecektin.
- No. - She said he did nothing to her, Doc.
Ona bir şey yapmadığını söyledi, Doktor.
He did nothing but shoot off fireworks for his own amusement.
Tek yaptığı, kendi zevki için havai fişek yakmaktı.
He did nothing.
Hiç bir şey yapmadı.
He did nothing!
O bir şey yapmadı!
Yes. But he did nothing wrong.
Evet, ama kötü bir şey yapmadı.
Yes, but if he did nothing wrong, he wouldn't be in trouble.
Eğer kötü bir şey yapmasaydı başı dertte olmazdı.
- Doctor said he did nothing.
- Doktor birşey yapmadığını söyledi.
I prayed desperately, but He did nothing.
Ben umutsuzca dua ettim, ama O hiçbir şey yapmadı.
He wasn't in college when he did nothing for Spain.
İspanya için hiçbir şey yapmadı.
He did nothing.
Bir şey yapmadı.
Leave him alone, he did nothing to you!
Merak etme, hiçbir şey yapamaz sana. Sadece biraz dikkatli ol yeter. - Ne yapabilirim ki...
I don't think he did nothing.
Bir şey yaptığını sanmıyorum.
He did nothing.
O hiçbir şey yapmadı.
Kevin grieved for the others, Captain, but he did nothing.
Kevin diğerleri için yas tuttu Kaptan, ama o hiçbir şey yapmadı.
He did nothing but help me and love me.
Bana yardım etmek ve beni sevmekten başka bir şey yapmadı.
Don't get mad... he did say nothing.
Bu kadar delirme... Hiçbir şey söylemedi.
Did he threaten her to say nothing of what occurred?
Herhangi bir tehditte bulundu mu?
You know he did it. I know nothing of the sort, madame.
Bu konuda bir şey bilmiyorum, madam.
Sir, this report of his did Hamlet so envenom with his envy that he could nothing do but beg and wish your sudden coming o'er to fence with him.
Bu anlattıkları öyle kıskandırdı ki Hamlet'i, en çok dilediği, özlediği şey, senin çıkagelmen oldu boy ölçüşmek için seninle.
But Tony didn't have nothing to do with it. Did he, Monte? Oh, no.
- Ama Tony'nin bu işle bir ilgisi yok.
I did not think the cards were worth something... But he could not... I offer nothing more...
Mektupların bir değeri olduğunu düşünmedim, insana sağlayacağı fazla bir şey yok, ama çoğu kez karşılığını ödemeye hazır birileri bulunur.
And did he give you anything? " Blimey, he never gave me nothing.
Size bir şey verdi mi? " Bana hiçbir şey vermedi.
He's right, Prewitt did nothing.
Prewitt bir şey yapmadı.
Don't tell me "nothing," now, what did he want?
Bana hiçbir şey deme, ne istedi?
But now there was nothing left but to help Alice, and this he did.
Ancak şimdi Alice'e yardım etmekten başka bir şey kalmamıştı. Böyle de yaptı.
When he was wondering about the moon, did he mention the possibility of heaven? Or did he say there was nothing but a world of stars and moons and galaxies?
Ayın öbür tarafında ne olduğunu merak ettiğinde orda cennetin olabileceğinden hiç bahsetti mi,..... yoksa yıldızlar, aylar, galaksiler ve evrensel tozlardan başka birşey olmadığını mı söyledi?
The things they say he did to the Jews and the rest, we knew nothing about that.
Yahudi ve diğerlerine yaptıklarını söyledikleri şeyleri bilmiyoruz.
Surely now nothing can prevent his sending for us if only to attend his coronation as he did mine.
Şimdi hiçbirşey bizi aldırmasına engel olamaz. Benimkine katıldığı gibi onun taç giyme törenine katılsak.
he's got to be the best top of the heap when it comes to spelling better than all the rest champion Charlie Brown you did it if you're our blockhead boy you did it it must be something to not to be nothing
En iyisi o olmalı. Hecelemeye gelince en iyisi o. Herkesten daha iyi.
- I want you tell me, I did nothing. I was lying in bed, alone when suddenly he break into my room.
- Odamda tek başına yatıyordum ve birden odama girdi, diyorum.
He may have changed his name but nothing can change what he did.
Adını değiştirmiş olabilir, ama yaptıklarını hiçbir şey değiştiremez.
He said nothing about what you did.
Yaptıklarından hiç bahsetmedi.
WHAT DID HE DO THAT FOR? HE DIDN'T HAVE NOTHING ELSE TO DO
Elleri ve ayaklarıyla yapacak başka bir şeyi yokmuş, zenci.
What did he tell you, Hallie? Nothing.
- Sana ne söyledi, Hallie?
What did he say on the phone? - Nothing?
Telefonda ona ne dedin?
Sonny, I called the D.E.A. boys, and there's nothing current on Desmond Maxwell in this state, but he did some federal time up in Atlanta.
Sonny, DEA'daki çocukları aradım, ve bu eyalette Desmond Maxwell hakkında güncel bilgi yok, ama Atlanta'da federal hapiste yatmış.
What did you mean, he's nothing?
Neden o bir hiç?
But, tell me... What did you do about that? - Nothing, he refused.
Söylesene şu meseleyi ne yaptın?
When you're in the witness chair and he goes'tell the court what you did when wacko was digging and my client was suffering and begged you to open the cage.'And Terry says'nothing'.
Tanık sandalyesinde oturduğunda sana "sapık çukuru kazarken ve müşterim senden kapağı açmak için yardım dilenirken sen ne yapıyordun?" Ve Terry'nin cevâbı "hiçbir şey" olur.
There is nothing in the scriptures to say that he did.
Kutsal yazılarda güldüğünü belirten hiçbir şey yok.
Nothing in the scriptures says that he did not.
Gülmediğini belirten hiçbir şey de yok.
Uh, what did he say about her? Nothing.
- Kızım için ne söyledi?
He did everything he could to keep it going. Nothing helped.
Hiçbir şeyin yararı olmadı.
But he did not understand that, the idiot, he understood nothing at all.
O çocuk beni anlamadı. Hem de hiç.
Kenneth Joyce confessed to you that he watched a rape and did nothing.
Kenneth Joyce bir tecavüze seyirci kaldığını itiraf etti.
Did you get to where he says, "This does not mean nothing"?
- "Bir anlam ifade etmiyor" dediği yere gittin mi? - Hayır.
Nothing he said or did during the entire mission.
Görev boyunca söylediği ya da yaptığı hiçbir şeyde yoktu.
he didn't mean to 22
he didn't 1210
he didn't answer 29
he didn't make it 114
he didn't tell me 71
he didn't want to 25
he didn't show up 29
he didn't have to 77
he didn't say anything 96
he didn't come 27
he didn't 1210
he didn't answer 29
he didn't make it 114
he didn't tell me 71
he didn't want to 25
he didn't show up 29
he didn't have to 77
he didn't say anything 96
he didn't come 27