He didn't know tradutor Turco
6,451 parallel translation
This man was beaten over the head and stomped on by Detective Reagan because he didn't know who was selling stolen goods in the neighborhood?
bu adam dedektif reagan tarafından dövüldü ve onun tarafından hakları çiğnendi neden mi? alıcının kim olduğunu bilmediği için mahallede yeni bir alıcı mı var?
I mean, he didn't even- - he didn't even try, and I know it's kind of embarrassing, but, you know, at least your dad is doing the best he can.
Yani, hiç... Hiç çabalamadı bile. Bunun utanç verici olduğunu biliyorum ama senin baban en azından elinden gelenin en iyisini yapıyor.
I know he didn't survive the war.
Biliyorum savaşta sağ kurtulamadı.
Well, maybe he'd be interested to know he didn't lose his wallet'cause you took it in the first place!
Belki de babam cüzdanını kaybetmediğini en baştan beri sende olduğunu bilmek ister!
We didn't know he was going to use us as drug donkeys. Mules.
- Bizi uyuşturucu eşeği olarak kullanacağını bilmiyorduk.
I didn't even know who he was.
Onun kim olduğunu bile bilmiyordum.
But what you didn't know was that the professor was on a sabbatical, which is why he caught you trying to kill Skinner.
- Ama bilmediğiniz şey profesörün izinde olduğuydu. Bu yüzden Sıska'yı öldürmeye çalışırken sizi yakaladı.
Earle : When I got to know him I realized he didn't... He wasn't making any money.
Onu tanıdığımda, hiç para kazanmadığını fark ettim.
I didn't even know he was sick for the first, you know, eight years I knew him.
Onunla tanıştıktan sonraki sekiz yıl boyunca falan hasta olduğunu bilmiyordum.
But, you know, in college he was a business major and, you know, didn't really think of himself as... Definitely was not a jazz tuba player.
Ama bilirsin, üniversiteye geçince işletme okumuş ve kendini kesinlikle bir jazz tubacısı olarak düşünmemiş.
I didn't know he was going to turn out to be such a great pianist.
Günün birinde olağanüstü bir piyanist olacağını bilmiyordum.
He explicitly said he didn't know anything about you.
Ve bu tür bir patlama onu yok etmeliydi.
All I know is... I moved out here with my crappy boyfriend, and then he dumps me because I didn't want to be the person that I was in high school.
Bütün bildiğim iğrenç erkek arkadaşımın yanına taşınmam ve sonra da beni liseliler gibi olmak istemediğim için terk etmesi.
So it's likely he didn't even know he was stealing Donald's puzzle.
Donald'ın bulmacasını çaldığının farkında olmayabilir. Kendinin sanmış olabilir.
Brooks gambled all his money away? Oh, man, the guy probably didn't even know how much money he was losing.
Adam muhtemelen kaç para kaybettiğinin farkında değildi.
Maybe he didn't know them as well.
Belki onları iyi tanımyordu.
He just didn't know it.
Ama bilmiyordu.
Or perhaps he wanted to, but just didn't know how.
Ya da belki istedi ama nasıl yapacağım bilemedi.
We didn't even know, but he's a bigger celebrity to kids than anyone.
Onu tanımıyorduk bile, ama çocuklar arasında herkesten daha ünlü.
He didn't know that I invited you.
O senin davetli olduğunu bilmiyordu.
I didn't even know he was in town.
- Şehirde bile olduğunu bilmiyordum.
And he didn't want anybody to know about it.
Ve bunu kimsenin bilmesini istememiş.
It didn't happen, but he's coming over later, and we both know why, and it's kind of messing me up.
Yapmadık ama daha sonra gelecek ve ikimiz de neden geleceğini biliyoruz bu beni biraz karıştırıyor.
Well, I didn't know who he really was, so I just...
Kim olduğunu bilmiyordum.
Father, he didn't know any better.
Babam, hiçbir şey bilmiyordu.
I knew he had a warm heart, but I didn't know he had fit chest
Sıcak bir kalbi olduğunu biliyordum fakat göğsü de sıkıymış.
- If he didn't know, he didn't know.
- Bilmiyorum diyorsa bilmiyordur.
His ass was my ass if this all turned to shit, and let's be honest, I didn't know what I was doing. I was damn glad he did.
Böyle yaptığına çok sevinmiştim.
If you think... he was capable of double-crossing a friend, you didn't know him at all.
Eğer arkadaşına kazık atabilecek biri olduğunu düşünüyorsan onu hiç tanımamışsın demektir.
I didn't know he could even speak.
Onun konuşabildiğini bile bilmiyordum.
He didn't know what this place was.
Buranın nasıl bir yer olduğunu bilmiyordu.
Well, I didn't know he'd accept my offer so soon.
Eh, ben bilmiyordum o kadar yakında benim teklifimi kabul ediyorum.
I know it looks that way,'cause I promised I would ask him to leave, and then I invited him to stay for a week, but he didn't play me.
Ben bu şekilde göründüğünü biliyorum, 'Ben söz çünkü Ben, terk etmesini isteyeceğini ve sonra ben bir hafta kalmak için onu davet, ama o beni oynamadı.
You see, Lewis didn't know it yet, but he had already changed banking forever with one simple idea.
Lewis henüz bilmiyordu ama basit bir fikirle bankacılığı tümüyle değiştirmişti :
He didn't even know what a CDO is.
TBY'nin ne olduğunu bile bilmiyordu.
He didn't know before that?
Ondan önce bilmiyor muydu?
He didn't know what to say.
- Ne diyeceğini bilememiş.
Didn't know he was a swinger.
Eş değiştiren olduğunu bilmiyorum.
You know what he fucking said? I didn't have the right context. The right fucking context?
Bana ne dediğini biliyor musun asıl meseleden uzaklaşıyormuşum.
He didn't know it at the time, but his leaving was just the first step on a journey back to her.
O an farkında değilmiş ama onu terk edişi, ona dönüş yolculuğunun ilk adımıymış aslında.
Yeah, well, he didn't know he was doing it at the time, so that makes it okay.
Evet, ama o zaman ne yaptığını bilmiyordu bu yüzden bu sorun olmaz.
He just didn't know he could do it.
Sadece bunu yapabileceğini bilmiyordu.
He didn't know what he is doing.
Ne yaptığını bilmiyordu.
Owner didn't know it was stole till he got in from work this morning.
- Sahibi işten gelene kadar fark etmemiş.
that woman had a husband, in case you didn't know that, her husband found out, and he killed himself, Walt... because Jim and Allie cared more about themselves than they ever did about anybody else!
o kadin onun kocasiydi, aslinda sen bunu bilmiyordun, onun kocasi bulundugunda kendini oldurmustu, Walt... cunku Jim and Allie kendilerini, diger herkesten cok daha fazla onemsiyorlardi!
He just didn't know when.
Sadece zamanını bilmiyordu.
I mean he didn't even know it was me. Oh...
- Karşısındakinin ben olduğumu bilmiyordu.
I didn't know he memorized it.
Bunu ezberlediğini bilmiyordum.
He said he didn't know you were in there.
Orada olduğunu bilmediğini söyledi.
Bruce, we both know he didn't lose his footing, right?
Bruce..... ikimiz de ayağının kaymadığını biliyoruz değil mi?
Didn't'know he'd be hemorrhaging money on this thing. He's got to register it with the federal government, get a special permit.
Bunun ona sorun çıkaracağını bilmiyordu tabii kaplanı kayıt ettirmek için hükümetten özel izin almak zorunda kaldı.
he didn't know what he was doing 27
he didn't mean to 22
he didn't 1210
he didn't answer 29
he didn't make it 114
he didn't tell me 71
he didn't want to 25
he didn't show up 29
he didn't have to 77
he didn't say anything 96
he didn't mean to 22
he didn't 1210
he didn't answer 29
he didn't make it 114
he didn't tell me 71
he didn't want to 25
he didn't show up 29
he didn't have to 77
he didn't say anything 96