He didn't see anything tradutor Turco
100 parallel translation
But you didn't have anything to do with all this until he came to see you.
Ama o seni görmeye gelene kadar bu olayla bir alakan yoktu.
No, no, well, there's nothing going on here at all. And he didn't see anything- - good morning.
Hiçbir şey dönmüyor, hiçbir şey de görmemiş.
He didn't see anything.
Hiçbir şey görmedi.
I believe what he said, didn't see anything.
Ona inandım, hiçbir şey görmemiş.
And you, don't tell me you didn't see anything'cause he saw it.
Ve sen, bir şey görmedim deme, çünkü o gördü.
He didn't see anything either.
O da hiçbir şey görmemiş.
I didn't see anything, so... if she thinks he's alive, then maybe he is alive.
Ben hiçbir şey görmedim. Onu canlı sanıyor, belki de öyledir gerçekten.
He said that he didn't see anything out of the ordinary.
Sıra dışı bir şey görmedim, dedi.
I mean, I didn't see anything that he's talking about.
Onun anlattığı şeyi de görmedim.
He didn't talk about anything else. He didn't see me standing anymore.
Başka hiç bir konuda konuşmaz oldu Beni bile görmeye tahammülü yoktu
He didn't see anything.
Hiçbirşey görmedi.
Ornelle says he was asleep. He didn't see anything.
Ornelle o sırda uyuduğunu ve bir şey görmediğini söylüyor.
- Marcus saw himself the way he wanted to be. - Marcus didn't see anything!
Marcus kendini olmak istediği gibi gördü.
- He didn't see anything.
- Bir şey görmedi.
He didn't see anything.
Kocası hiç bir şey görmemiş.
He didn't see anything happen.
Hiçbirşey görmemiş.
- He came to see me, but I didn't say anything.
- Beni görmeye geldi, ama hiçbirşey söylemedim.
And most important, he didn't see anything inappropriate.
Daha da önemlisi, uygunsuz hiçbir şey görmedi.
He didn't see anything out of the ordinary, he said Eric seemed fine... and he'd see him in English class later.
Olağandışı bir şey görmemiş, Eric'in iyi göründüğünü söyledi... ve daha sonra onu İngilizce sınıfında görmüş.
We talked to the limo driver, but he says he didn't see anything.
Limuzin şoförüyle konuştuk ama hiçbirşey görmediğini söyledi.
He didn't see anything.
Hiçbir şey görmemiş.
I'm telling you, he didn't see anything.
Hiçbir şey görmemiş diyorum.
Tony said he didn't see anything.
Tony hiçbir şey görmediğini söyledi.
If you don't mind, I mean, he didn't see anything, and he's kind of been through a lot.
Yani çok gerekli değilse, zaten o bir şey görmedi, son günlerde yaşadıkları.
- Luckily, he didn't see anything.
- Şansa, hiç bir şey görmedi.
and I could see he got so, like, nervous, but he didn't say anything to me.
Ben "Maria'nın evinde uyuyor" dediğimde Case çok gerildi ama bana hiçbir şey söylemedi.
Says he was outside making his exterior rounds, came back, saw the door to the alley open, vic dead. Claims he didn't see or hear anything.
Dışarıdaki devriyesini yapmış, geri dönmüş, sokağa açılan kapının açık olduğunu ve kurbanın öldüğünü görmüş.
Well, he didn't see anything that looked like a ray gun, but he did find something else that made him curious.
Işın silahına benzer bir şey bulamadı, ama merakını uyandıran başka bir şey buldu.
But that he didn't see anything unusual in the house.
Ama evde olağan dışı birşey görmemiş.
Well, the limo driver said he didn't see anything.
Şoför bir şey görmediğini söylemiş.
He didn't see anything.
Gerçekten hiçbir şey görmemiş mi?
He didn't see anything?
Hiçbir şey görmedi mi?
He didn't see anything.
O hiçbir şey görmedi.
He didn't see anything.
O bir şey görmedi.
Oh, please, he didn't see anything.
Hadi, hiç bir şey görmedi.
I mean, he didn't see anything, and at least we haven't been lying to him about having sex.
Hiçbirşey görmedi ve en azından biz ona seks hakkında yalan söylemek zorunda değiliz.
One of the tree-trimmers called it in, Said he didn't see anything Or anyone unusual.
Ağaçları budayanlardan biri arayıp sıra dışı birini ve bir şeyi görmediğini söyledi.
He said I didn't see anything, but I did. I saw what he did to anna.
Bana hiçbir şey görmediğimi söyledi ama gördüm, Anna'ya ne yaptığını gördüm.
- He didn't see anything, did he? - I don't think so.
- Sanmıyorum.
If what you're saying is right, and Kenny Loggins saw the murder go down, Why would he lie { \ to the cops }, and say he didn't see anything?
Söylediklerin doğru ise ve Kenny Loggins cinayeti gördüyse,... polislere neden kimseyi görmedim diyerek yalan söyledi.
He didn't see anything.
- Ne görmüş? Hiçbir şey görmemiş.
He's covered in blood, but says he didn't see anything.
Her yeri kan içinde ama bir şey görmediğini söylüyor.
He didn't see anything.
- Hiçbir şey görmemiş.
- He's hungry. - I didn't see anything!
Suya girdim ve hiçbir şey görmedim!
Obviously, he's not dead. Obviously, he didn't see anything.
Görünüşe göre, ölmemiş ve bir şey görmemiş.
- He didn't see anything.
Hiçbir şey görmedi.
Then how did you know he didn't see anything?
Peki hiçbir şey görmediğini nereden biliyordun?
I didn't suspect anything, but now I can see he played me like a fiddle.
Hiçbir şeyden şüphelenmemiştim ama şimdi görüyorum ki beni kukla gibi oynatmış.
Her father didn't see our relationship As anything but trivial, And he did everything to break us up.
Babası ilişkimize önem vermedi ve bizi ayırmak için elinden geleni yaptı.
Yeah, he didn't see anything.
Evet, bir şey görmemiş.
He didn't see anything!
O hiçbir şey görmedi!
he didn't mean to 22
he didn't 1210
he didn't answer 29
he didn't make it 114
he didn't tell me 71
he didn't want to 25
he didn't show up 29
he didn't say anything 96
he didn't come 27
he didn't have to 77
he didn't 1210
he didn't answer 29
he didn't make it 114
he didn't tell me 71
he didn't want to 25
he didn't show up 29
he didn't say anything 96
he didn't come 27
he didn't have to 77