English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ H ] / He didn't tell me

He didn't tell me tradutor Turco

1,078 parallel translation
Brigham signed it, all right. I can't understand why he didn't tell me.
Brighan imzalamış tamam, bana niye söylemedi anlamadım.
Why didn't he tell me where he was going?
Nereye gittiğini bana niye söylemedi?
Tell him I know Roth misled him. That he didn't know they would try to kill me.
Roth'un onu yanılttığını, beni öldürmeye çalıştıklarını bilmediğini bildiğimi söyle.
He didn't tell me what he saw.
Bana ne gördüğünü söylemedi.
He didn't tell me the purpose of his visit to the island, sir.
- Adayı ne amaçla ziyaret ettiğimizi söylemedi
Why didn't he tell me he needed money?
Neden bana paraya ihtiyacı olduğunu söylemedi ki?
Biberkopf set the cutting machine, and he didn't tell me.
Kesme makinesinin ayarını Biberkopf yapmış ve bana söylemedi.
He didn't tell me nothing.
- Hiçbir şey.
Why didn't you tell me which one he was?
Neden bana söylemedin? Onun da şef olduğunu sandım.
He gave it back to me the next day, but he didn't tell me where it came from.
Onceki gün onu bana geri verdi, fakat onun nereden geldiğini bana söylemedi.
The one man that could have told me something didn't tell me nothing, and then he upped and drowned himself in the Missouri River.
Bana bir şeyler söyleyebilecek olan adam hiçbir şey söylemedi, sonrada Missouri Nehri'nde boğulup gitti.
You didn't tell me he was in Paris.
Paris'te olduğunu söylemedin.
Why didn't you tell me he was bringing somebody with him?
Beraber birini getireceğini neden söylemedin?
I didn't know how to do stuff, so I'd ask him and he'd tell me.
Neyi, nasıl yapacağımı bilmiyordum. Ona sordum ve o da gösterdi.
He died a hero, he didn't tell me anything.
Ağzından tek kelime bile çıkmadı.
- He didn't tell me.
- Bana söylemedi.
Well, if he found the ingredients, why didn't he tell me?
Malzemeleri bulduysa bana neden söylemedi?
Didn't I tell you he'd be happy to see me?
Ben size beni görünce mutlu olur dememiş miydim?
, some strange things between him and me, He really didn't tell you about them? Strange things?
Kıymetli hayatın için, dişlerinle ve parmaklarınla bir şeylere yapışmalısın artık, düşmemek için sıkı tutunmalısın.
Why didn't he tell me?
Neden bana söylemedi?
Why didn't he tell me?
Neden söylemedi?
He didn't tell me straightaway, of course.
Elbette hemen söylemedi.
If he wanted to leak the story, why didn't he just tell me off the record?
Madem bu hikayenin duyulmasını istedi, niye kendisi anlatmadı?
He is my son too! Don't try to tell me that you care about him all that much, He didn't stop you from breaking us up.
Ona fazla bağlı değilsin olsaydın bizi bu hale getirmezdin.
He didn't tell me.
Söylemedi.
He didn't tell me.
Bana söylemedi
He didn't tell me... but I saw it in his eyes.
Söylemedi ama gözlerinden anladım.
And then he told me that if I didn't continue to have relations with him... that he was gonna tell you, and I couldn't let anyone hurt you.
Sonra da onunla ilişkiye girmeye devam etmezsem sana diyeceğini söyledi. Kimsenin seni incitmesine izin veremezdim.
- You didn't tell me he said that.
Böyle dediğini söylememiştin bana.
Because I didn't figure out that was what he was trying to tell me, until after I got home.
Çünkü bana burayı söylemeye çalıştığını anlamamıştım ; ta ki eve dönene kadar.
- He said, "Uh-huh." I said, "Then why didn't you tell me that?"
Neden söylemedin bunu?
He didn't tell me his wife was back.
Dün akşam onu evinin önünde bıraktığımda...
No, he didn't tell me that.
- Hayır, bana hiç bahsetmedi.
I hope he didn't tell me and I forgot.
Umarım bana söylememiştir ve unutmamışımdır.
- Than I asked him, because I can see he didn't tell me everything, I said "Comrade..." ... are you suspecting me?
Baktım ki bana her şeyi anlatmıyor, sordum ona : " Yoldaş benden mi şüphe ediyorsun?
He didn't tell me his name.
Adını söylemedi.
- No. He didn't tell me his name.
- Hayır, adını söylemedi.
So I finally just had to tell him straight out that I didn't feel about him the way he felt about me.
Sonunda onun bana karşı beslediği duyguları kendisine karşı hissetmediğimi doğrudan doğruya söylemek zorunda kaldım.
Didn't you tell me he was tired?
Yorgun olduğunu söylememiş miydin?
Let me tell you a story... about a little fat boy that nobody loved... and all the other kids, they used to make fun of him... and they would pick on him... and they used to say that he talked funny and stuff... and he had a twin brother... and everybody said... that he didn't look anything like his twin brother... but he wanted to.
Sana kimsenin sevmediği küçük şişman çocuğun hikayesini anlatayım. Bütün çocuklar onunla dalga geçip onun komik konuştuğunu söylüyormuş. Çocuğun bir de ikizi varmış.
- I'm sorry, he didn't tell me. OK.
- Üzgünüm, bana söylemedi.
Why didn't anybody tell me that he was dead?
Neden kimse bana öldüğünü söylemedi?
- He didn't tell me about that.
- Bana bundan bahsetmedi.
Why didn't he tell me I had a brother?
Neden bana bir kardeşim olduğunu söylemedi? Neden siz söylemediniz?
Why didn't somebody tell me he had one of those... things?
Neden kimse bana böyle bir şeye sahip olduğunu... söylemedi?
I said if he didn't tell me before.
Daha önce söylemediyse dedim.
He gonna tell me, tell me, Radio Raheem, to turn down my box and shit, man, and didn't even say please.
Bana, Radyo Raheem'e, teybimi kapatmamı söyledi. Lütfen bile demedi üstelik.
He didn't really tell me much about it.
Tam olarak bana hiçbir zaman bahsetmedi.
Don't tell me you didn't hear anything,'cause he heard it!
Bana bir şey duymadığını söyleme, çünkü o duydu!
And you, don't tell me you didn't see anything'cause he saw it.
Ve sen, bir şey görmedim deme, çünkü o gördü.
He didn't come to me and tell me his problem.
Bu adam, bana gelip sorunundan bahsetmemiş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]