He died in my arms tradutor Turco
53 parallel translation
He died in my arms.
Kollarımda vefat etti.
Your father didn't live to see this day, he died in my arms.
Baban bugünleri görecek kadar yaşayamadı, kollarımda öldü.
Because he was killed in action. He died in my arms.
Çünkü çatışmada öldürüldü.
He died in my arms.
O benim kollarımda öldü.
He... he died in my arms.
O... o kollarımda öldü.
That he died in my arms the same as his father.
O da babası gibi kollarımda öldü.
He died in my arms.
Kollarımda öldü.
He died in my arms, sir. You were standing right there.
O benim kollarımda öldü, efendim.
It hit him in the head and it knocked him unconscious... and he died in my arms... from bleeding on the brain.
Onun kafasına çarptı ve onu bayılttı ve kollarımda öldü. Beyin kanaması yüzünden. Özür dilerim.
He died in my arms six years ago.
Altı yıl önce kollarımda öldü.
They shot a bullet right through his neck, and then he died in my arms.
Dosdoğru boynuna kurşun sıktılar... ve kollarımda can verdi.
He was 18 months when he died in my arms waiting for a young donor.
Kollarımda öldüğünde 18 aylıktı. Genç bir verici bekliyordu.
They shot him in the back. He died in my arms.
Sırtından vurdular kollarımda öldü.
- He died in my arms. - Then were is the body?
- Benim kollarımda öldü.
He died in my arms, and then I ran away like a coward.
- Kollarımda öldü. Ben de bir korkak gibi kaçtım.
He died in my arms.
Kollarımda can verdi.
He died in my arms 36 hours later from a massive cerebral hemorrhage.
36 saat sonra beyin kanamasından ötürü kollarımda can verdi.
I can never forget how he died in my arms
Onun ölümünü asla unutamam!
That man in the garage... He died in my arms.
Otoparktaki adam kollarımda öldü.
No. He died in my arms.
Hayır, o kollarımda öldü.
Dani, the last person I told my suspicion to was Max, and he died in my arms.
Dani, şüphelerimi paylaştığım son insan, Max kollarımda can verdi.
Son, he died in my arms.
Oğlum, o kollarımda öldü.
He died in my arms, Julia.
Kollarımda öldü Julia.
He died in my arms.
Kollarımda ölmüştü.
Does she know that he died in my arms?
Kollarımda öldüğünü bliyor mu?
He died in my arms.
Kollarımım arasında öldü.
He died in my arms.
Son nefesini kollarımda verdi.
He died in my arms, and I ate his heart.
Kollarımda öldü ve onun kalbini yedim.
He died in my arms. On the beach.
Sahilde, kollarımın arasında öldü.
He died in my arms, on the beach.
Sahilde, kollarımda öldü.
and he went and died in my arms under chloroform
Kloroformun etkisiyle kollarımda ölüme gitti.
If only he'd been mashed up and died slowly in my arms, Nan...
Ezilmeseydi ve kollarımda yavaşça ölseydi, Nan...
And... you know, he just died in my arms like that.
Ve... Sonra kollarımda ölüverdi.
He died in here, his heart bleeding in my arms.
Burada, kollarımda kalbi kanarken öldü.
He died... in my arms.
Öldü... kollarımda.
I held him in my arms as he died.
Kollarımda öldü.
I mean, he died last night in my arms... -... as I held him.
Dün gece kollarımda onu tutarken öldü.
I know because I held him in my arms when he died.
Biliyorum çünkü öldüğü zaman onu kollarımda tutuyordum.
I gave birth to a baby boy once. A sweet boy... but he died... in my arms... after just 4 weeks of life.
Bir erkek çocuk doğurmuştum... çok tatlıydı... ama doğumdan... 4 hafta sonra... kollarımda öldü.
I watched my staff sergeant, Robert Ganz, get his stomach blown open after a mortar attack and held him in my arms as he died.
Sorumlu Çavuş'um Robert Ganz'in havan saldırısında patlamış karnıyla kollarımda ölüşünü gördüm.
He died right here in my arms because of me.
Benim yüzümden burada kollarımda öldü.
♪ He died in my mother's arms ♪
Annemin kollarında öldü
Strange, but when David died in my arms the other night, he had the same bracelet on as you.
Garip. David geçen gece kollarımda öldüğünde onun bileğinde de aynı bileklikten vardı..
I was holding him in my arms when he died.
Willie kollarımın arasında öldü.
He died in my arms.
Çok üzgünüm.