English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ H ] / He was a friend of mine

He was a friend of mine tradutor Turco

114 parallel translation
He was a friend of mine.
O benim arkadaşımdı.
- He was a friend of mine, and a nice boy.
- Arkadaşımdı, iyi çocuktu.
He was a friend of mine, a B - 17 pilot.
Bir arkadaşımdı, B-17 pilotuydu.
But he was a friend of mine.
ama o benim arkadaşımdı.
He was a friend of mine.
Kenner arkadaşımdı.
He was a friend of mine.
O benim dostumdu.
You chased away the mayor, because he was a friend of mine.
Belediye başkanını izlediniz, o benim arkadaşımdı.
- He was a friend of mine.
- Benim bir arkadaşımdı.
He was a friend of mine
Çok iyi dostumdu.
- He was a friend of mine.
- Bir de arkadaşımdı şuna bak.
He was a friend of mine in London.
Londra'dan arkadaşım.
He was a friend of mine.
O, benim arkadaşımdı.
Look, Tony Braun? He was a friend of mine right?
Tony Braun arkadaşımdı, tamam mı?
Without going into specifics I can tell you he was a friend of mine.
Ayrıntıya girmeden bir arkadaşım olduğunu söyleyebilirim.
- He was a friend of mine.
- O benim arkadaşımdı.
SEAN PENN : And he found out that he was a great fan of Hanks and I said you know I said that he was a friend of mine. So he, he said no, no.
Öpüşecektik.
He was a friend of mine. - Sergeant Bissel ofThird Squad - - Thank you, Sergeant.
Er Williams'ın ateş etme tarzı hakkında bir yorumda bulunur musunuz?
He was recommended by a friend of mine.
Onu, arkadaşlarımdan biri tavsiye etmişti.
The doctor is a friend of mine and he told me that... he had the impression that the fall was voluntary.
Hastanedeki doktor, ki kendisi arkadaşlarımdan biridir... Michel'in kendisini merdivenlerden... bile bile yuvarladığını düşünüyor.
He was a swell guy, a friend of mine.
Kendisi ile iftihar ederdim, benim dostumdu.
He was trying to kill a friend of mine so I shot him.
Bir arkadaşımı öldürmeye çalışıyordu, ben de onu vurdum.
He was a good friend of mine, and I would like to ask you, to find out everything that you can about what happened to him.
Çok yakın bir arkadaşımdı, sizden ricam başına ne geldiğini öğrenmek için elinizden geleni ardınıza koymayınız.
He was driving me to a friend of mine
Beni bir arkadaşa bırakıyordu.
Was a good friend of mine Never understood a single word he said
Söylediği tek sözü anlamazdım
He was a good friend of mine.
İyi arkadaşımdı. Onunla İspanyolca konuşurduk.
He was a friend of mine.
Benim arkadaşımdı. Şimdi ne yapıyor?
Well, he was an acquaintance of a friend of mine, and I merely wish to put his mind at rest.
Bir arkadaşımın tanıdığıydı. Ben de onun içi rahatlasın diye uğraşıyorum.
Mr. Bauli, who used to be clerk before you... he was a good friend of mine. So I have heard.
Sende önceki memur Bay Bauli iyi arkadaşımdı.
And I saw a friend of mine, he was Christ, but he was Judas, too.
Sonra bir arkadaşımı İsa olarak gördüm, ama aynı zamanda Yahuda'ydı da.
He was a very good friend of mine.
O benim çok yakın bir arkadaşımdı.
This friend of mine had a kid... and it was a home birth, so he was there helping out.
Arkadaşımın bir çocuğu olmuştu.. .. ve doğum evde oldu, o da yardım ediyordu.
He's just a friend of mine I was trying to help.
Sadece arkadaşım. Yardım etmeye çalışıyordum.
He was a good man... a friend of mine...
İyi bir insandı. Yakın dostumdu.
He was a good friend of mine.
İyi arkadaşımdı.
He was a good friend of mine. A good guy.
... İyi bir arkadaşımdı.
He was a friend of mine and I'm gonna miss him.
Ve onu özleyeceğim.
Between you and your friends... if a friend of mine has a problem with you, All it means is he was never really my friend to begin with.
Eğer benim bir arkadaşımın seninle bir sorunu varsa, zaten baştan beri arkadaşım değildir.
Colonel Zukov was a friend of mine, and he is now dead, Doctor.
Albay Zukov benim dostumdu, ama şimdi ölü, Doktor.
The one that hit me the most, I remember, was a friend of mine who was buried. Most of his face was sticking up, and his body was buried and his shoulder was sticking up. And with the waves coming in, he was right at water's edge, and that arm moving with the water, like this.
Beni en çok sarsan görüntülerden biri bir arkadaşımdı, yüzünün çoğu yukarıda kalacak şekilde gömülmüştü, vücudu gömülüydü ve omuzu yukarıda kalmıştı, suyun kenarında dalgaların geldiği bölgedeydi ve eli suyla birlikte böyle hareket ediyordu.
A friend of mine knows him, he was in class with him.
Tanıyan bir arkadaşım var. Aynı sınıftalarmış.
A FRIEND OF MINE JUST GOT BACK FROM STUDYING THERE, SAID IT WAS THE MOST PROFOUND EXPERIENCE THAT HE'D EVER HAD.
Arkadaşlarımdan birisi oradan yeni döndü ve şimdiye kadarki en derin tecrübeyi yaşadığını söyledi.
He was a very good friend of mine.
Benim çok iyi bir arkadaşımdı.
A writer friend of mine spent a horrific night there when he was a kid.
Bir yazar arkadaşım çocukken orada korkunç bir gece geçirmiş.
Before I met my husband, he was engaged to a friend of mine, Jacqueline de Bellefort. Now, they weren't remotely suited and he broke it off.
Kocam, benimle tanışmadan önce arkadaşım Jacqueline de Bellefort'la nişanlıydı, ama birbirlerine uygun değillerdi ve kocam nişanı bozdu.
Oh listen, Larry, I was talking to a friend of mine, and, uh... he's a survivor, and he would love to meet you.
Oh Larry dinle, bir arkadaşımla geçen konuşuyordum, ve o bir survivor, ve seninle tanışmak istiyor.
And I asked a gay friend of mine, and he said that that handkerchief in your back pocket was an indication you were really into...
Bir gay arkadaşıma sordum ve o da bana cebinde duran mendilin gerçekten şeyin belirtisi olduğunu- -
playing golf with a friend of mine and he was... talking about this young guy he knew who passed away.
Bir arkadaşımla golf oynuyordum ve... şu tanıdığı ölen genç adamdan bahsetti.
He was a good friend of mine.
O benim çok iyi bir arkadaşımdı.
Huh, I sold a prius to a friend of mine and he told me the blue book value was $ 5,000 less than that.
Bende bir arkadaşıma Prius sattım ama değerinin bundan 5000 dolar az olduğunu söyledi.
He was a very close, personal friend of mine... not to mention that he was a damn fine leader.
O benim çok yakın bir arkadaşımdı. O sadece lanet olası bir lider değildi. Anladın mı?
 Wouldn't yYou know... vice principal of this place happens to be a very close friend of mine, and he was nice enough to open his doors to us and allow us to have our family meeting here.
Buranın müdür yardımcısı yakın arkadaşımdır. Aile toplantılarımızı burada yapmamız için kapılarını bize açma nezaketini gösterdi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]