English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ H ] / He was a great guy

He was a great guy tradutor Turco

115 parallel translation
He was a great guy.
O müthiş bir adamdı.
Now, he was a great guy.
Harika biriydi.
He was a great guy.
Harika biriydi.
He was a great guy.
Harika birisi.
He was a great guy.
O çok iyi bir insandı.
HE WAS A GREAT GUY.
Mükemmel bir adamdı.
He was a great guy, and I really loved him, but... I'm sorry you lost him.
Harika biriydi ve onu çok seviyordum ama... Onu kaybettiğine üzüldüm.
I thought he was a great guy.
- Onun harika bir insan olduğunu düşünmüştüm.
He was a great guy.
Muhteşem biriydi.
He was a great guy, John.
John harika bir adamdı.
I didn't know your dad but I think he was a great guy.
Babanı tanımıyorum ama harika biri olduğunu düşünüyorum.
I said he was a great guy.
Onun iyi birisi olduğunu söylemiştim.
Oh, he was a great guy.
Hayır, harikaydı.
He was a great guy. I learned whatever I've learned from him.
NNe öğrendiysem ondan öğrendim.
Wow, he was a great guy.
O harika bir çocuktu.
Hey, he was a great guy!
- Hey, o harika bir adamdı!
-'Cause he was a great guy.
- Çünkü o harika bir adamdı.
He was a great guy, Nance.
O harika bir adamdı.
- He was a great guy.
Harika bir adamdı.
He was a great guy, you know.
Harika bir adamdı.
Right, the fact is he was a great guy.
Tamam, gerçekten iyi bir adamdı.
He was a great guy, a decorated war hero.
O gerçekten harika biriydi bir savaş kahramanı.
Yeah, he was a great guy.
Evet, harika bir adamdı.
He was a great guy and awesome with the kids.
O harika bir adamdı ve çocuklarla çok iyi anlaşıyordu.
I thought he was a great guy.
İyi biri olarak düşünmüşümdür.
I'm sure he was a great guy.
Eminim çok iyi bir adamdı.
He was a great guy...
Çok iyi biriydi..
Anyway, he was a... He was a great guy.
Neyse, çok iyi bir adamdı.
Yeah, he was a great guy.
Evet, öyleydi.
I'd just like to say that he was a good surfer and a really great guy.
Şunu söylemek isterim ki o iyi bir sörfçü ve gerçekten iyi bir insandı.
Everything, as I recall, that Mulder ever said... was about what a great guy Mulder was... and how marvelous it was that he was getting all these convictions.
Hatırladığım kadarıyla Mulder'ın söylediği her şey kendisinin ne kadar büyük bir adam olduğuyla ve tüm bu mahkûmiyet kararlarını ne kadar kolayca aldırabildiğiyle ilgiliydi.
He was a pretty great guy, huh?
İyi bir adamdı, öyle mi?
He was a really, really great guy.
Gerçekten, gerçekten iyi bir tipti.
He said he was looking on the block for a great-looking guy women find irresistible.
Mahallede, kadınların karşı konulmaz buldukları çok yakışıklı birini aradığını söylediler.
And I guess he passed it on to my old man. My old man was a great guy. A real pussycat.
1 912'de gemiyle İrlanda'dan gelmiş.
He's medium popular, and he just bought a great car so soon he'll be getting more popular. That guy was just popular enough to be invited, but now he needs to hook up with a girl who's more popular than he is.
Şu çocuk orta derecede popüler, ve şu çocuk yeni araba aldı, yani yakında çok popüler olur... şu çocuk partiye davet edilmeye yetecek kadar popülerdi... ama şimdi kendisinden daha popüler bir kızla çıkması gerek.
He was a great guy.
Harika bir adamdı.
Well, he was a really great guy.
Ee çok harika bir adamdı.
But I'm also very sorry that I'm not who you thought I was, But I'm also very sorry that I'm not who you thought I was, a guy you came so far to get to know because you thought he was so great.
Ama ayrıca düşündüğün gibi biri olmadığım için de çok üzgünüm.
a guy you came so far to get to know because you thought he was so great.
Harika olduğunu düşünüp, bunca yolu tepip geldiğin çocuk, ama harika değilim.
Your brother was a great guy, until he took the...
Ağabeyin harika bir adamda, ta ki...
Hey, he was a big shot in the SS. Great guy!
Dinle, o SS kuvvetlerindeki en önemli adamlardan biriydi.
He was such a great guy!
O harika bir adamdı!
So this guy kidnapped me when I was hitch-hiking, but he had a great haircut, so I was fooled into thinking that he was OK.
Otostopla arabasına bindiğim bu adam beni kaçırdı, saçları çok hoştu, ben de zarar gelmez sanmıştım.
He was such a great guy.
Müthiş biriydi.
He wouldn't look at another guy except to ask for a beer was our school's star quarterback, great student.
Barmenden bira istemenin haricinde asla bir erkeğe bakmazdı okulun yıldız oyun kurucusu, mükemmel öğrencisiydi.
- he was such a great guy, you fucking killer!
- o mükemmel biri, seni aşağılık katil!
Jeff was a great guy and he really loved you.
Jeff harika bir insandı. Seni gerçekten seviyordu.
Ray was a great guy, And he shouldn't be remembered For falling out of a coffin With a blond bimbo.
Ray çok büyük bir adamdı ve tabutundan sarışın bir şıllığın düştüğü bir adam olarak hatırlanmamalı.
Yeah, I hear he was a great guy.
Evet, harika bir adam olduğunu duydum.
As insane as that guy was, he made a great point.
Çılgın adamın haklı olduğu bir nokta vardı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]