He would never do that tradutor Turco
131 parallel translation
He would never do that to us!
- Hayır, inanıyorum.
You men think it is normal for a woman to leave everything because of her husband. But he would never do that for her.
Bütün erkekler sevgili eşlerinin onlar için herşeyi bırakmasını normal bulur.
He would never do that!
O asla böyle bir şey yapmaz!
He would never do that!
O asla yapmazdı!
He would never do that.
Böyle bir şey yapmaz.
He would never do that.
Asla yapmaz.
He would never do that.
- Harry böyle bir şeyi asla yapmaz.
He would never do that.
Asla bunu yapmaz.
No, he would never do that.
Hayır, yapmaz.
No, he would never do that.
Hayır, o böyle bir şeyi yapmaz.
- You know he would never do that.
- Bunu yapmayacağını biliyorsun.
- He would never do that.
O bunu asla yapmaz.
Say what you will about Michael Scott, but he would never do that.
Michael Scott'la ilgili herşeyi söyleyebilirsiniz ama o asla böyle bir şey yapmazdı.
And he could sense she would never do that.
O da bunu yapamayacağını anlamıştı.
- He would never do that.
- Asla öyle bir şey yapmaz.
Alvin, he would never do that.
Alvin, bunu asla yapmaz.
He would never do that to his brother.
Bunu abisine asla yapmazdı.
But Mr. Akil is so proud that he would never think to do that.
Ama Akil hoca o kadar gururludur ki hiçbir zaman böyle bir şey düşünmez.
First you told me he was retarded. Then that he would be blind and deaf. Then you told me that he'd never be able to do what regular kids do.
Önce geri zekalı dediler, sonra kör ve sağır olacaktı, ve normal çocukların yaptığı hiç bir şeyi yapamayacaktı.
Well, now, we've had our differences over the years, but he would never do something like that to me.
Bakın, şimdi yıllardır zıtlaşıyoruz onunla ama bana asla böyle bir şey yapmadı.
In view of his young age, the fact that he has a family to support, that he has no record, and that he promises never to do it again, I would ask the plaintiffs to forgive him if they can.
Genç yaşını dikkate alarak geçindirmesi gereken bir ailesi olduğunu unutmadan sabıkası da olmadığı ve bir daha yapmayacağına söz verdiği için davacılardan mümkünse onu affetmelerini rica ediyorum.
Just that he felt responsible for Seska, and was determined to stop her, but I never thought he would try to do this alone.
Bu olaydan dolayı kendini sorumlu tutup onu durdurması gerektiğini, söylüyordu, ama asla bu işi yalnız başına yapacağını düşünmemiştim.
Do you think, since it's the last night of school and I might never see him again... that maybe he would dance with me?
Sence, bu okulun son gecesi olduğuna göre ve belki bir daha onu hiç görmeyeceğim için... acaba benimle dans eder mi?
When I told you about Jack and how he was always getting hurt, and how I would never date anybody like that again, you didn't think, "Maybe I should tell her what I do for a living"?
Seninle Jack hakkında konuştuğumda, onun neden sürekli yaralandığını sorduğumda, ve onun gibi biriyle asla çıkmayacağımdan bahsettiğimde, aklına, "Belki de ona ne iş yaptığımı söylemeliyim" diye bir düşünce gelmedi mi?
No, he would never do anything that prosaic.
Asla böyle bir şey yapmaz.
I thought that he would never do something like this.
Böyle bir şey yapmayacağını düşünmüştüm.
Attacking Rome would mean attacking me, and that, he will never do.
Roma'ya saldırmak bana saldırmak demek ve bunu asla yapmaz.
And if he hadn't saved her, she would never get do the good that will earn her her wings.
eğer onu kurtarmamış olsaydı, asla kanatlarını kazanamayacaktı.
He said Nick had never been with a girl before, and that it was his birthday, and if I really loved him, I would do this for his friend.
Nick'in daha önce hiçbir kızla birlikte olmadığını yaş günü olduğunu, onu gerçekten seviyorsam arkadaşı için bunu yapacağımı söyledi.
He would never do that.
Bunu asla yapmaz.
He would never do something like that, not in a million years.
Böyle bir şeyi hayatta yapmaz, milyon yıl geçse yapmaz.
And I know he would never do anything... to hurt me like that.
Ve beni incitecek bir şey yapmayacağını biliyorum.
So she thought maybe if she made it look like Andrew had beat her, that that would do it, but that didn't do it because he'd actually never hit her.
Bu yüzden Andrew'u kendisine vurmuş gibi gösterirse bunun belki olabileceğini düşündü, ama bu olmadı, çünkü adam aslında ona hiç vurmamıştı.
Especially when you've given your heart to someone who barely knows you exist. Who insists on plowing through strange, stupid women who could never love him the way you do leaving you to stand outside alone in the night wishing with all your heart that he would come to his senses and realize that his true happiness lies with you and no one else but knowing all the while that it will never happen because he's a selfish, immature, heartless jerk.
Özellikle de senin var olduğunu bile bilmeyen, onu asla senin gibi sevemeyecek yabancı ve aptal kadınlarla düşüp kalkmakta ısrar eden, aklı başına gelir de gerçek mutluluğun başkasında değil sende olduğunu anlar diyerek geçirdiğin geceler boyu seni dışarıda tek başına bekleten, ama bir yandan da o, bencil, olgunlaşmamış kalpsiz bir serseri olduğu için...
Do y ou know that if wasn't for me he would have never regained his castle?
Biliyor musun eğer mecbur olmasaydı asla benden o parayı istemezdi?
I don't know who he could be in danger from but I do know that it never made sense to me That Trevor would kill himself
kimin tarafından tehlikede olduğunu bilmesem de Trevor'ın kendini öldürmüş olması bana hiçbir zaman mantıklı gelmedi.
- Ben would never do that. He -
- Ben asla böyle bir şey yapmaz.
He'd never do anything that would cause a girl to cry!
Kızları ağlatacak tipte biri değil o.
He hurt me. And I promised myself that I would never forgive him. What do you want me to do, go out and have lunch with him?
Beni incitti ve ben de onu affetmeyeceğime kendime söz verdim.
He knew it wasn't you because you would never do half the freaky stuff that we did!
Sen olmadığını biliyordu sen yaptığımız fantezilerin yarısını bile yapamazdın.
He would never do anything to hurt his daughter. He loves that girl more than anything in the world.
Onu dünyadaki her şeyden çok seviyor.
But I do think I'm a pretty good judge of character, and I know that you would never sacrifice an innocent man, not even if he was a complete stranger, to save yourself.
... ama çok iyi bir kişilik yargıcı olduğumu düşünüyorum ve senin asla masum bir adamı her ne kadar tamamiyle yabancı biri olsa bile kendini kurtarmak için kurban etmeyeceğini biliyorum.
We must remember that, he once made me a promise that he would never force me to do anything against my conscience.
Unutmamalıyız ki, bir zamanlar bana vicdanıma karşı olan hiçbir şeyi zorla yaptırmamak için söz vermişti.
He was my sister's fiance, and I would never do that.
O kız kardeşimin nişanlısıydı ve ben bunu asla yapmam.
He would never do that.
Oğlum yapmaz öyle şey.
He had me do all kinds of things to him that he said you would never...
Benden senin hiç yapmadıklarını yapmamı istedi.
He had me do all kinds of things to him that he said you would never...
Benden senin hiç yapmadıklarını yapmamı istedi
He had me do all kinds of things to him that he said you would never...
Benden senin hiç yapmadıklarını yapmamı istedi...
But the point is, he would never do anything that would compromise your professional obligations.
Olay şu. Senin mesleki yükümlülüklerini tehlikeye atacak bir şeyi asla yapmaz.
He would never do anything like that.
O asla böyle bir şey yapmaz.
He would never do that.
Böyle bir şey yapmazdı.