Heading east tradutor Turco
312 parallel translation
Okay, we're heading east.
Pekala, doğuya yöneliyoruz.
Why don't you tell him they're heading east toward Leavenworth?
Neden ona doğuya Leavenwort'e doğru gittiklerini söylemiyorsun?
- Heading east.
- Doğuya.
Heading east, 41st Street at Central.
Doğuya doğru gidiyor, Merkez 41. sokak
Ike Clanton rode through here three days ago, heading east.
Ike Clanton üç gün önce buradan geçerek doguya gitti.
Rode through heading east?
Buradan mi geçtiler?
Six Mitsu 104s heading east at 10,000.
Altı Mitsu 104s 3000 de doğuya gidiyor.
He's still heading east.
Doğuya yöneliyorlar.
They rode out of here heading east, colonel.
Buradan doğuya doğru at sürmüşler, Albay.
The subject is heading east on 5th.
Şüpheli 5nci caddeden kuzeye gidiyor.
According to the Colonel, we are heading east.
Albay göre, doğu gidiyoruz.
He's heading east.
Doğuya doğru gidiyor.
- You heading east, buddy?
- Doğuya mı gidiyorsun, ahbap?
We're heading east.
Doğuya gidiyoruz.
The truck is on Canal Street, heading east.
Kamyonet, Kanal caddesinde, doğuya gidiyor.
They got two good approaches, but the fastest escape route is heading east on Fullerton.
İki uygun giriş yolu var ama en hızlı kaçış yönü Fullerton'ın batısı.
Suspects have been seen on Highway 15 heading east in a black van with red trim.
Şüpheliler 15. karayolunda kırmızı çizgili siyah bir van ile doğuya doğru gidiyor.
I got a suspect with a deadly weapon heading east on main street.
Ana caddeden doğuya doğru giden ateşli silah taşıyan bir şüpheliyi takip ediyorum.
On the morning of the second day we saw that we had left Czechoslovakia and were heading east.
İkinci günün sabahında Çekoslovakya'dan çıktığımızı ve doğuya yol aldığımızı gördük.
We're supposed to be heading east.
Doğuya gitmemiz gerekiyordu!
This plane has been heading east / south-east at 420 miles per hour.
Uçağın rotası güney-güneydoğu, saatte 420 mil.
Got ourselves one lawless perpetrator heading east on Gray Road.
Gray Road'da doğuya giden başıbozuk bir suçluya rastladık. Anlaşıldı mı?
He's heading east!
Doğu'ya gidiyor.
You got crunched toes heading east and west and you walk like a duck when you're not paying any attention.
Doğuya ve batıya bakan kütürdeyen parmakların var ve dikatini vermediğin zamanlarda ördek gibi yürüyorsun.
This is 2-Carl-9 heading east on seventh street a gray Nova, license plate, YEU169.
7.Cadde üzerinde YEU169 plakalı gri renkli bir Nova'yı takipteyiz.
We're heading east, pal.
Batı yolunu tutuyoruz Şehir dışına çıkan yol.
When last seen it was heading east on the Chester exit of I-71.
En son / - 71'in Chester çıkışından doğuya doğru ilerlerken görüldü.
Hovercraft is now heading east on 48th Street.
Hovercraft, doğudaki 48'inci caddeye gidiyor.
If everything he shows us says west, he's actually heading east.
Bize gösterdiği herşey batıyı işaret ediyorsa, aslında o doğuya gidiyordur.
I'm heading east on Wilshire.
Doğuya Wilshire'a doğru gidiyorum.
So, I'm heading east.
Pekala! Ben doğuya gidiyorum.
We got a blue overcoat heading east.
Doğuya doğru giden lacivert paltolu biri var.
Aren't we heading pretty much east?
- Güneye yeteri kadar yaklaşmadık mı?
As soon as they're buried decent I'm heading back East on the first boat that comes along.
Layık oldukları gibi gömüldüklerinde buradan geçen ilk gemiyle Doğu'ya döneceğim.
Bandits now twenty miles east of you heading southeast.
Haydutlar şu anda güneydoğuya yöneldi. 20 mil doğunuzdalar.
Bandits now twenty miles east of you, heading southeast.
Haydutlar şimdi sizin 20 mil doğunuzda. Güneydoğuya yöneliyorlar.
The 3rd Division's east of Brolo, heading toward Messina.
3'ncü alay Brolo'nun doğusunda, Messina'ya doğru gidiyor. Üstümüzü değişip gidelim.
Army Bird still heading due east.
Ordu Kuşu hala doğuya gidiyor.
To the men of the "Sea Grass," fifteen miles out tonight... a warm hello... and keep a watch out for that fog bank... heading in from the east.
Size denizden sinyal gönderiyorum. Sıcak bir merhaba. Doğudan size doğru ilerleyen sis tabakasına dikkat edin.
They're probably heading right for East Berlin.
Muhtemelen doğruca Doğu Berlin'e.
Close heading, north-east.
Soundwave, araştırması için Laserbeak'i yolla.
The hijacked plane is still in the air heading for an unknown destination presumably somewhere in the Middle East.
Kaçırılan uçak hala bilinmeyen bir yönde tahminen Ortadoğu'ya doğru ilerliyor.
Heading towards target, 69? north-east.
Hedefe doğru ilerliyoruz, 69 ° kuzeydoğu.
I don't know the number, but it was heading west to east.
Numarayı bilmiyorum, ama batıdan doğuya gidiyordu.
Hah hah! Why we heading this way? We ought to be riding due east.
Bu taraftan gidiyoruz, doğuya doğru gidiyor olmalılar.
Them boys of his is heading for the border. Why would they head east?
Adamların sınıra gidiyor ; neden doğuya doğru gitsinler ki?
Location : east on Main Street, heading toward River Road.
Konum : Ana Caddenin doğusunda, River Caddesi'ne doğru yol alıyoruz.
Star of the East is heading up for a tooth reimplantation.
Doğu Yıldızı diş implantasyonu için geliyor.
We're heading north-east, parallel about to pull off ahead of it on the left.
Kuzeydoğuya, hortuma paralel ilerliyoruz. Birazdan soldan önüne geçeceğiz.
10 : 00, heading nor - nor'east.
Saat 10 yönünde, kuzey-kuzeydoğuya doğru gidiyorlar.
I'm heading on over to the east wall.
Doğu duvarına doğru gidiyorum.
east 330
easter 69
eastern 32
easton 30
eastwood 24
east coast 18
east side 50
east wing 18
heading 58
heading home 29
easter 69
eastern 32
easton 30
eastwood 24
east coast 18
east side 50
east wing 18
heading 58
heading home 29