Helms tradutor Turco
75 parallel translation
Victory sits in our helms!
Zafer tolgamızın siperinde!
" Here helms and swords are made of chalices.
" Burada ayin taslarından yapılır miğferlerle kılıçlar
- Say, "Helms alee."
- Peki, "Dümen çevir," de.
- Helms alee!
- Dümen çevir!
The honorable Judge Matthew Bishop Helms presiding.
Davanın yargıcı sayın Yargıç Matthew B. Helms.
I have filed charges with the police for the arrest of Matthew Bishop Helms for murder in the first degree.
Matthew B. Helms'in... cinayet suçuyla tutuklanması için gerekenler yapılmıştır.
The US Attorney in Washington declines to serve our subpoena on Allen Dulles, Charles Cabell, CIA Director Richard Helms, any FBI agent.
CBS HABER BÜLTENİ CBS Haber Bültenini veriyoruz.
- That's incredible! Meet Earl Hacker, former arts consultant to Jesse Helms.
Beyler, karşınızda Earl Hacker,
As I explained to Mr. Hapsburg, my fee is one million dollars, and, might I add, I'm worth every penny of it.
Jesse Helms'in eski sanat danışmanı. Hapsburg'a açıkladığım gibi ücretim bir milyon dolar. Şunu eklemek isterim ki, her kuruşuna değerim.
He's in there with Helms and Hunt and Liddy, that whole crowd.
Orada tüm o, Helm ve Hunt ve Liddy'lerle beraber.
Isn't that a bit drastic? Sir, the helms amendment and nsc order 725 both specifically prohibit the use of omega force against Caucasians.
Efendim, uluslararası kanunlar, Birleşmiş Milletler emri 725 kesin bir şekilde Omega gücünün beyazlara karşı kullanıImasını yasaklamaktadır.
I guess if I were the president's male secretary, I might read the helms amendment that way.
Eğer başkanın erkek sekreteri ben olsaydım uluslararası kanunları ben de bu şekilde okuyabilirdim tabii ki.
You go to the CIA and tell Helms that Hunt is blackmailing the president.
C.l.A. e git ve Helms'e Hunt ın başkana şantaj yaptığını söyle.
And tell Helms he should call the FBI, call Pat Gray, and say that we wish, for the sake of the country, don't go any further into this... hanky-panky, period.
Ve Helms'e FBl dan Pat Gray ile görüşmesi gerektiğini söyle. ve ülke için bunu umduğumuzu söyle. bu kadar ve daha fazla ileri gitme.
- let Dick Helms take the fall?
Dick Helms in düğmesini sağlamıyoruz?
Because Helms knows too much.
Çünkü Helms çok fazla şey biliyor.
If there's anyone in this country who knows more than me, it's Hoover and Helms, and you don't fuck with Dick Helms, period.
Eğer bu ülkedeki herhangi biri beneden daha fazla biliyorsa bunlar Hoover ve Helms, ve sen lanet Dick Helms.
- Then so shall I. - Mr. Helms.
Bay Helms.
Well, you have CIA people all over this place.
İyi, Bu yerdeki bütün C.l.A halkına sahipsiniz. Helms bunu görmüştü.
Helms has seen to that.
Ve o zaman Kissinger'in elemanı var.
It's gotta be Helms.
O Helms.O Helms olacak.
- I think we can leverage Helms.
O Helms'i kaldırabileceğimizi düşünüyor. Nasıl?
Though it was clearly effective, because all of a sudden it was no problem for Helms to go to the FBI and try to put a lid on Watergate.
O açıkça etkili olamsına rağmen, çünkü bütün bir ani şey... O Helms için gitmek sorun değildi F.B.l.'a ve Watergate'e bir şey koymak.
Annenberg's paid three times that much. Helms wants Iran, or there might be a problem.
Helms lran'ı ister ya da bir sorun olabilir.
-... the CIA...
Helms'e söylersen Howard Hunt- -
"art is no damn good."
- Jesse Helms. ( ABD'li Muhafazakâr politikacı )
- What great thinker said that? - Jesse helms.
Ayrıca bundan sonra sanat dersine gitmeyeceğiz.
"Helms calls for doughnut tax."
Dümeni yönetenler donut vergisi istiyor.
Cardinal Abgott is more conservative than Jesse Helms and Bill Buckley all rolled into one.
Kardinal Abgott Jesse Helms ve Bill Buckly'den daha muhafazakârdır.
What are you, channelling Jesse Helms?
Nesin sen? Jesse Helms'in ruhu mu?
Umm umm, it wasn't the Risa Helms I know.
O tanıdığım Risa Helms değildi.
And you said yourself, what you saw in that living room, well, it wasn't the Risa Helms that you know.
Kendiniz de söylediniz ; o oturma odasında gördüğünüz kişi, tanıdığınız Risa Helms değildi.
Risa Helms is here to see you. Remember the woman whose fiance you slept with right before you stood up at their wedding and ruined it? Yes, Richard, I remember.
Ayağa kalkıp, düğününü mahvetmeden hemen önce nişanlısıyla yattığın kadın, hatırladın mı?
Helms alee!
Dümen kır!
Matthews : helms alee!
Dümen kır!
To Kathy Helms.
Kathy Helms'e.
The helms, weapons and FTL computer are back on line and I think I know how the Cylons took down our defence grid.
Savaş başlıkları, silahlar FTL sürücüleri tekrar çalışıyor Ve Saylonların savunma sistemlerimizi nasıl çökerttiklerini anladığımı sanıyorum.
Helm's prints, every single one.
Helms'in parmak izleri vardı.
Dr. helms : I would like to bang her in her clumsy vagina.
Onun hantal vajinasına çakmak isterdim.
The beach near the launch pad provides a haven for astronaut Susan Helms.
Astronot Susan Helms için fırlatma rampasının yakınındaki plaj cennetten bir parça gibiydi.
Furling rig, twin helms, graceful shear, teak-capped railed, French...
Sarma yelkenler, çift dümen, zarif çizgiler tik ağacı kaplamalar, Fransız...
And I happen to know that Mrs. Helms would be interested as well.
Ayrıca Bayan Helms'in de benim kadar istekli olduğunu bilmelisin.
Between Mrs. Steuby and Mrs. Helms, my egg overflow problem was solved.
Bayan Steuby ve Bayan Helms sayesinde fazla yumurta sorunum çözülmüş oldu.
You know, Mrs. Steuby and Mrs. Helms pay me for my eggs.
Aslında Bayan Steuby ve Bayan Helms, yumurtalar için bana para veriyorlar.
We shall require 3,000 helms and shields, plus swords, pikes, gorgets, maces...
Onlara 3000 miğfer ve kalkan vermemiz gerekecek ayrıca kılıç, mızrak boğaz zırhı, gürz...
Mr. Helms, I took that pile of photos on your dresser and I put them in this scrapbook so you could look at your loved ones.
Dolaptaki fotoğraflarınızı alıp sevdiklerinize bakmanız için albüme koydum.
I'm reading you a book, Mr. Helms.
Size kitap okuyorum, Bay Helms.
I congratulate Mr. Shaw.
1963'te Gizli Operasyonlar Şefi olan RlCHARD HELMS,
Don't lie to Helms and say there's no involvement.
Helms'e yalan söyleme ve bu işle bir ilgini olmadığını söyle.
- That's Helms.
Bu Helms.Sangfroid a somut bir örnek.
Oh, Ally, Ally, uh great.
Risa Helms seni görmeye geldi.