English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ H ] / Hogwash

Hogwash tradutor Turco

135 parallel translation
I refuted that hogwash during my election campaign.
Seçim kampanyam sırasında bu safsatayı çürüttüm.
Sentimental hogwash. I want my motion.
Duygusal saçmalıklar. Ben isteğimin yerine getirilmesini istiyorum.
Has that hogwash got any alky in it?
Bu külüstürde içki var mı?
- You don't. That's all a lot of hogwash, kid. Look know this.
Bakın bunu biliyorum.
To this hogwash about the meek inheriting the earth.
Anchor'da biz bu saçmalığa kulak asmayız.
The rest is hogwash.
Gerisi safsatadır.
All this hogwash about "self-expression," "permissiveness"...
Tüm bu "kendini ifade etme", "serbestlik", "gelişim kalıpları",
This is pure hogwash.
Bu tamamen saçmalık.
Hogwash, Harry.
Saçmalama, Harry.
And that hogwash about horses.
Ve atlar hakkındaki saçmalıkları.
Hogwash.
- Domuz artığı.
I said, "Hogwash."
"Domuz artığı." dedim.
I expected something different from you, instead of the usual old hogwash.
Her zamanki saçmalıklardan başka bir şey söyleyeceğinizi sanmıştım.
The people of this state have made it clear that they do not want zoological hogwash slobbered around the schoolrooms.
Bu eyalet halkı, zoolojik zırvalıkların sınıflara taşınmasını istemediğini açıkça ortaya koydu.
Now, Horace, this hogwash ain't fit for a fancy bloke like yourself.
Horace, bu değersiz şey senin gibi hoş bir adama uygun değil.
- Oh, come on, that's a lot of hogwash.
- Saçmalama.
That's a lot of hogwash.
Baya bi domuzyemi eder.
That's a lot of hogwash.
Amma çok saçmalık var.
hogwash.
Fasa fiso.
Hogwash!
Saçmalık!
Cut the hogwash.
Saçmalamayı kes.
Hogwash!
Saçmalama, Emmi!
Hogwash.
- Saçmalık.
Excuse me gentlemen. They say, the flagman has lost tre semana ( ital. / span. hogwash'three weeks')... while sleeping on his dispatches.
Özür dilerim beyler, Flaminus'un gelen haberleri hemen incelemediği için Trasimena'yı kaybettiğini söylerler.
What hogwash.
Bunlar boş laflar.
That was hogwash.
Saçma bir şeydi.
You can give him some hogwash. Yes, sir.
Onu taşıyan adam, Nobel ödülü sahibi.
Oh, hogwash. Exeter, Harvard - he's the product of good environment.
Hadi canım sen de, Exeter, Harvard - iyi bir çevrenin ürünü sadece.
If they won't let me sign contracts or have a credit card or vote, then I am not responsible for hysterical hogwash that I babbled in a bar.
Eğer ki sözleşme ya da kredi kartı imzalamaz, ya da oy vermezsem barın arkasında söylediğim duygusal saçmalıklardan sorumlu tutulamam.
- Hogwash! What on earth makes you say that?
Ne halt etmeye böyle bir şey söylüyorsun?
As in hogwash, malarkey, jive.
Gücü etkilememeli... Sanmıyorum.
It don't know time or space or any of that hogwash, but the forces of evil are always after this skull and you gotta help me to protect it.
Duvarların arkasında zaman ve mekan kavramı kalmıyor. Kötü güçler bu taşın peşinde. Korumam için bana yardım etmelisiniz.
Hogwash.
Boş şeyler.
What you were talkin is hogwash.
Konuştuklarınız saçmaydı.
Hogwash is a state of mind.
S.çtığımın haleti ruhiyesi.
it's all a bunch of hogwash.
Zırvadan ibaret.
- Hogwash!
- Saçmalama!
That's hogwash, Stevens.
Bu saçmalık, Stevens.
Hogwash!
Pislik!
Oh, it's just hogwash, hon.
Oh, bu sadece saçmalık tatlım.
That's such hogwash.
Saçmalık bu.
You're connecting my computer bug with one you might've had and some religious hogwash.
Bilgisayarımdaki böcek ve senin karşılaştığınki ve birkaç dindar herifle arada bağlantı kuruyorsun.
Please, do we have to listen to this hogwash?
Lütfen, bu saçmalığı dinlemek zorunda mıyız?
I'd see'em sitting on that couch all day long... just staring at that Hollywood Hogwash.
Bütün gün kanepede oturduklarını görürdüm. Öylece Hollywood saçmalıklarına bakarlardı.
Our favorite show was Hollywood Hogwash, but we also loved the Dreck Squad.
En sevdiğimiz program "Hollywood Saçmalıkları" ydı. "Zırva Takımı" nı da severdik.
Hogwash!
Aptalca.
In the light of your abnormal and abonimable state, and your refusal to see you have been duped into a hogwash alternative lifestyle,
Anormal ve iğrenç bir durum... değersiz bir alternatif yaşam tarzı için... kandırıldığını reddediyorsun...
Hogwash.
Saçmalık.
Hogwash!
- Tanrım.
And I said, "That's hogwash!"
" Saçma.
- That's hogwash!
- Bilirsin, uzun boylu çocuk? - Bu saçmalık!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]