Hospitals tradutor Turco
2,260 parallel translation
All right, start calling around local hospitals, see if they admitted any John does.
Pekâlâ, bölgedeki yerel hastaneleri, hiç John adında biri gelmiş mi diye arama başlayın.
Hospitals are the most depressing place on the planet, you know.
Hastaneler bu dünyadaki en rahatsız edici yerler.
I spent most of my life in hospitals.
Hayatımın büyük kısmını hastanelerde geçirdim.
My investigators handle bolos, check the hospitals.
Benim soruşturmacılarım bültenleri çıkarıp hastaneleri kontrol edebilir.
Tell the attending to divert all ambulances away and start calling other hospitals and see who can take your stabilized ICU patients.
Tüm ambulansların başka yerlere yönlendirilmesini söyleyin ve diğer hastaneleri arayıp hangilerinin yoğun bakımdaki stabilize hastalarınızı alabileceğini öğrenin.
Recovered two casings from a nine, and I got anti-crime canvassing the hospitals.
İki tane dokuzluk mermi kovanı bulundu ve şuan tetkik için hastaneye gidiyorlar.
I called all the regional hospitals and gave them both names... Cassidy Dawkins and Molly Dawkins.
Bende bölgedeki hastaneleri arayıp hem Cassidy Dawkins'i hem de Molly Dawkins'i araştırdım.
I ordered shipments of the antidote for all the schools and hospitals.
Tüm okullara ve hastanelere panzehir gönderilmesini emrettim.
Things go wrong in hospitals, too. And I'm minding my own business.
ve ben kendi işimi umursuyorum.
Garcia, what mental hospitals in Virginia use ECT machines?
Garcia, Virginia'daki hangi akıl hastanelerinde bu aletlerden var?
5 hospitals use Lexwell equipment.
Beş hastane Lexwell marka cihaz kullanıyor.
Ok, cross-check that list of hospitals against Mullens'electrical business client list.
Tamam, bunları Mullenslar'ın müşteri listesiyle karşılaştır.
Well, I went between that and wondering if I should be calling hospitals.
Aslında, onunla hastaneleri arayıp aramamak arasında kaldım.
I know these helmets make you look like a puss, but trust me you do not wanna rely on these quacks here in these hospitals to put Humpty Dumpty back together again.
Biliyorum kaskları takınca götüm gibi görünüyorsunuz ama bana güvenin buradaki hastanelerde yanınıza Humpty Dumpty'deki ördek gibi parçalarınızı bir araya toplamazlar.
I want to check out hospitals, doctor's offices, veterinarians.
Bütün hastanelerin, doktor ofislerinin, veterinerlerin araştırılmasını istiyorum.
When we checked all the hospitals for a bleeder, we got nothing.
Bütün hastaneleri araştırdık yaralı hakkında hiç bir şey yok. Hiç bir sey.
Call the other hospitals in the area.
- Çevredeki diğer hastaneleri arayın.
We're protesting because hospitals like the ones inside kick children off organ transplant lists simply because they're in foster care.
- Buradaki protestomuzun sebebi, çocuk hizmetlerine... - kayıtlı olduklarından dolayı, onları organ nakil - listesinden çıkartan hastaneler için.
Yet hospitals are removing them from waiting lists because they're deemed too high a risk for organ rejection.
- Buna rağmen hastaneler onları nakil bekleme listelerinden... - nakil olan organın uyuşmama riski nedeniyle çıkartıyorlar.
Unos gives hospitals discretion over which of their patients get priority.
- Organizasyon hastanelere, hastanın durumuna... - göre nakil listesinde değişiklik hakkını verdi.
Well, hospitals do have tough choices to make.
Şey, hastaneler bu tür zor kararları alabilirler.
But he's also in foster care, so the hospitals don't want to give it to him.
- Fakat aynı zamanda çocuk hizmetlerine dahil, - bu yüzden de hastane ona nakil yapmıyor.
Cyrus, hospitals don't kill people, they save lives.
- Cyrus, hastaneler kimseyi öldürmez, onlar hayat kurtarırlar.
- Cyrus, we're challenging the hospital's need to determine patient care in front of a judge who's bankrolled by hospitals.
- Cyrus, biz hastaneler... - tarafından desteklenen... - bir hakim önünde,
I really am sorry, but the good news is, we're giving your kidney to an incredibly rich man, which means he pays a fortune in taxes, taxes that are used to build schools and parks and hospitals.
Gerçekten üzgünüm, ama iyi haber şu ki, böbreğini çok zengin birine...... veriyoruz. Bu da demek oluyor ki o çok fazla vergi veriyor, vergileriyle okullar parklar ve hastaneler yapıldı.
- Did you know that bariatric centers are some of the leading money-makers in hospitals right now, Dr. Bailey?
Bariatrik merkezlerin bugünlerde hastanelere en çok para kazandıran yerler olduğunu biliyor muydunuz Dr. Bailey?
I've notified all the hospitals in the tristate area.
Civardaki tüm hastanelere durumu bildirdim.
I was able to contact the manufacturer, find out which hospitals they distributed to, which doctors performed gastric surgeries around'95...
1995 yılında bu ipi kullanarak mide ameliyatları yapan doktorların çalıştığı hastaneleri öğrenebilmek için üretici firmayla görüştüm.
The red dots represent 33 boys between the age of 10 and 17 who became wards of the state this year, all abandoned at major hospitals.
Kırmızı noktalar, 10-17 yaşları arasında büyük hastanelerde bırakılıp eyalet gözetimine geçen 33 çocuğu temsil ediyor.
I thought the Safe Haven Law was so that women could leave unwanted babies in hospitals instead of leaving them in Dumpsters.
Bu yasa istenmeyen bebeklerin çöplük yerine hastaneye bırakılması için sanıyordum.
The law now just covers infants, but we still get teenagers left at hospitals with a note pinned to their jacket.
Haklı. Yasa şimdi sadece bebekler için, ama hala montlarında not olan gençler hastaneye bırakılıyor.
Georgie hates hospitals.
Georgie hastanelerden nefret eder.
He sells bone and skin to hospitals all over the Southwest.
Hastaneye kemik ve doku satıyor. Bütün güneybatıya.
Children in hospitals need toys, too.
Hastanedeki çocuklarında oyuncaklara ihtiyaçları vardır.
Ask in all the police stations and hospitals... about similar cases.
Bütün polis merkezlerine ve hastanelere sor bakalım... benzer olaylarla karşılaşmışlar mı?
We have to use some form of X-ray tomography, a bit like CAT scanners in hospitals.
Kullanmamız gereken hastanelerde kullanılan bir tür bilgi işlemli tomografi tarayıcısıdır.
I just got a call saying that hospitals in the area are reporting multiple patients coming in with symptoms consistent with radiation sickness.
Az öne bir telefon geldi. Civardaki hastanelere radyasyon zehirlenmesi semptomlarına benzer semptomlar gösteren bir sürü hasta gelmeye başlamış.
Sir, there are two positive cases of radiation sickness in two separate hospitals.
Efendim, iki farklı hastanede teyit edilmiş radyasyon vakaları var.
Vernon, you're going to stay in touch with those hospitals and the Station P.D.
Vernon, hastaneler ve Station polisi ile iletişimde kal.
All I know is, I have sick people in hospitals and a potential public relations nightmare.
Bütün bildiğim hastaneler hasta insanlarla dolu ve potansiyel halkla ilişkiler kabusu var.
I'm absolutely sick and tired of hospitals now.
Artık hastanelere gitmekten bıktım usandım.
You say no hospitals, no shamans, but we have to try something.
En azından bir şey denememiz lazımdı! Böyle yaşamak ister misin?
You can merge your hospitals together.
Kliniklerinizi birleştirebilirsiniz.
Regular customers are important for dog hospitals, right?
Köpek hastaneleri için düzenli müşteriler önemlidir, değil mi?
I've looked through all the hospitals within downtown Seoul and the city limits.
Seoul merkezi ve sınırdaki bütün hastaneleri gözden geçirdim.
Search all the hospitals that are out there.
Oradaki bütün hastaneleri ara.
Tell him how fathers are actually hospitals in the Chicago city center.
Neden, babana, Chicago'da devlet hastanelerinin nasıl olduğunu anlatmıyorsun?
Voila! Rails mind. Hospitals have rules for representatives.
Unutma, hastaneler, ilaç hediyesi kabul etmezler.
And I do not ever know you will want hospitals.
Bu hastanelerin ne istediklerini hiçbir zaman bilemiyorsun.
Party members will be summarily fired from central and local government offices, hospitals, universities, schools and other public institutions.
Parti üyeleri, tüm merkezi ve yerel hükümet bürolarından hastane, üniversite, okul ve diğer enstitülerden kovulacaktır.
Verify! Check the morgue, check the hospitals, check everywhere.
Morgu, hastaneyi, her yeri kontrol et.