How's the tradutor Turco
32,953 parallel translation
I will decide how to use your new lives. That's the way the cookie crumbles.
Yeni yaşamlarınızı nasıl kullanacağınıza ben karar vereceğim.
It's how they stay in touch beneath the sea.
Denizin altında bu şekilde haberleşiyorlar
- Yeah. Uh, how's the... How's the thing go?
Söylemiştim.
If the U.N. really knew how I feel, how pessimistic I am about our future, I mean, to be honest, they may have picked the wrong guy.
Birleşmiş Milletler gerçekte neler düşündüğümü, geleceğimiz hakkında ne kadar karamsar olduğumu bilseydi, açıkçası yanlış kişiyi seçtiklerini düşünürlerdi.
I said uh, the ocean is not Republican and it's not Democrat, all it knows how to do is rise.
Hep söylediğim bir şey var Leo : Okyanuslar ne Cumhuriyetçidir ne de Demokrat. Onlar sadece yükselmesini bilir.
It's gone into the fresh water ponds and that's how people get their drinking water.
Sel suları, temiz su bulunan gölcüklere kadar gidiyor. İnsanlar içme sularını buralardan temin ediyor.
But when you go up there and see it with your own eye, how thin the world's atmosphere is, tiny little onion skin around the earth.
Oraya çıkıp kendi gözlerinizle gördüğünüzde, atmosferin ne kadar ince olduğunu, dünyanın etrafında bir soğan zarı gibi olduğunu anlıyorsunuz.
You know, I knew intellectually how the earth's system works,'cause that's what I've been doing for 20 years.
Dünya'nın nasıl işlediğini bilgisel bağlamda biliyordum. Son 20 yıldır yaptığım şey bu.
And there's a lot of papers written in the State Department and elsewhere, how that sustained drought has helped fuel the conflict of the Syrian civil war, Darfur, Sudan, all these places that are short of water, short of food.
Dışişleri bakanlığında ve başka yerlerde kuraklığın Suriye'deki iç savaşı nasıl tetiklediği hakkında birçok makale yayınlandı. Evet. Darfur ve Sudan gibi su eksikliği ve kıtlıkla boğuşan yerlerde gerilim artıyor.
Let's see how you do the first time.
İlk işi nasıl yapıyorsun bakalım.
How's the job coming?
İş nasıl gidiyor?
How's the head, Chef?
Kafan nasıl Şef?
The ass-numbing boredom, the greasy fast food, the cold coffee, and may I tell you how much I hate peeing in the woods.
Kıç uyuşturacak derecede sıkıcılık, yağlı fast food, soğuk kahve, ayrıca ormanda işemekten de nefret ediyorum.
How's the boat, Henry?
Tekne ne alemde Henry?
How'd you sneak past the guy's downstairs?
Aşağıdaki adamları nasıl atlattın?
How's Wednesday for the appointment?
Randevu için çarşambaya ne dersin?
It's how the airline controls damages.
Bu şekilde havayolu şirketleri tazminatı kontrol ederler.
Seth, how's it coming with the eulogy for President Richmond's funeral?
Seth, Başkan Richmond'un cenazesinde yapacağım konuşma nasıl gidiyor?
How can you ask a musician to stop the music and talk?
Nasıl bir müzisyene sormalısın Müziği durdurmak ve konuşmak için?
- How's the knees?
- Dizlerin ne durumda?
But how? All we have is a face in the crowd of a 30-year-old snippet of film.
Elimizdeki tek şey, 30 yıllık bir film kırpıntısında kalabalık içindeki bir yüz.
If Hopper's right and Murphy's electrified the fence, how are we gonna cut the power?
Hopper haklıysa ve Murphy çitlere elektrik verdiyse...
The table read is where the Family Guy cast reads aloud that week's script to see how the story and the jokes are working.
Masa ekibi, Family Guy oyuncularının haftanın metinlerini okuyup hikayenin nasıl ilerleyeceğini öğrendikleri ve espirilerin hazırlandığı yerdir.
How's the package?
Teslimat ne durumda?
Well, unless you figure out how to connect D-77's spending to the location of their next attack, it's country music all the way home, Curly-Q.
D-77'nin sonraki saldırısının neresi olacağını nasıl tespit edeceğimizi bulamazsan,... halk müziği tek çıkış yolumuz olacak, kıvırbaş.
If I let Governor Royce set up a police state, how can I stop the other 49 governors from doing the same thing? It's time.
Eğer Vali Royce'un kendi borusunu öttürmesine müsaade edersem diğer 49 valiyi aynısını yapmaktan nasıl alıkoyacağım? Zamanı geldi.
Keep people from finding out the newest celebrity baby names or how much money Cat spent at Barney's, which is a lot more than you think.
En yeni bebek isimlerini insanlardan korumak için ya da Cat'in Barney'de ne kadar para harcadığını korumak için düşündüğünden çok daha fazlayı.
How did she feel when you changed the company's direction?
Şirketin yönünü değiştirdiğinde ne hissetti?
So far there's plenty describing how to synthesize and disseminate the virus.
- Şu ana kadar sadece virüsü sentezlemekten ve yaymaktan bahsedilmiş.
Emma, this is the opposite of how therapy's supposed to work.
Emma terapin için yapmamız gerekenin tam tersini yapıyoruz şu an
Now, the real question is, how horrified were you that some desperate bloke would actually show up to a stranger's house to meet her shut-in daughter?
Şimdi, gerçek soru, Sana göre umutsuz bir adamın evde kalmış bir kızla tanışmak için bir yabancının evine gelmesi ne kadar korkutucu?
- BULL : How's the initial polling? - Uh, three on the fence.
İlk yoklamada durum ne?
Very good. Take two. That's an example of how Ellen chose the facts... to make a compelling case.
Bu ikna edici bir dava hazırlayabilmek için Ellen'ın gerçekleri seçme biçimiydi..
How long's the feeling last?
Davayı kazanmanın coşkusu ne kadar sürüyor?
Yeah, it's not a great song, but the story about how you built your business from the ashes of your father's infamy, that's inspiring.
Çok güzel bir şarkı değilmiş. Ama babanızın rezaletinden sonra küllerinizden doğup işletmenizi kurmanızın hikâyesi çok ilham verici.
This woman is the reason I'm here today. She should be giving the speech because she's how I did it.
Bu işi başarmamın sebebi o olduğu için bu konuşmayı o yapmalı.
How can you fail to see, you of all people, Holy Father, you, the author of those heartbreaking love letters, that in pedophilia there is only violence, and in homosexuality there's only love?
Bunu nasıl göremezsiniz? Hem de siz Kutsal Babamız. O yürek burkan aşk mektuplarını yazan siz nasıl görmezsiniz pedofilide sadece şiddet eşcinsellikte ise sadece sevgi olduğunu?
How are they gonna know I was here if I can't carve my initials in the desk?
Adımın baş harflerini sıraya kazımazsam, buraya geldiğime kim inanır?
And it's how I'm gonna get a new wardrobe with the way these are selling.
Ben de bu satışlarla birlikte bu şekilde yeni bir gardırop alacağım.
How's things down at the Coinstar?
Coinstar'da işler nasıl gidiyor?
I am angrily whispering because my phone still isn't charged, and Caroline's in the other room trying to remember how to have sex.
Öfkeyle fısıldıyorum. Çünkü telefonum hala şarj olmadı ve şu an Caroline başka bir odada nasıl ilişkiye girileceğini hatırlamaya çalışıyor.
That's how the bugs spread.
Böcekleri böyle yayacaklar.
Now, we all know this budget is being shoved down the American people's throats in the hopes that if we look like we're doing something, anything, no matter how ill-conceived, they'll shut up and stop asking questions.
Şimdi, biliyoruz ki bu bütçe Amerikan Halkının umutlarının boğazına dizilmiş vaziyette. Eğer biz bir şey yapmazsak ne kadar hastaca yapılmış olsa da susarlar ve soru sormayı bırakırlar.
He's trying to re-create Fukushima on the Hudson. How?
- Hudson üzerinde yeni bir Fukushima oluşturmaya çalışıyor.
Oh, my gosh, this whole time this is the Roxy, like the Roxy you said like adores you, like how could any female not be, you know, intoxicated by your masculine wiles.
Tanrım, bunca zaman Roxy'nin sana hayran biri olduğunu düşündüm, sonuçta kadınlar erkeksi caziben karşısında kendilerinden geçiyordur.
How's the signal?
Sinyal ne durumda?
Well, you know how Amy's the coolest girl on campus, right?
Amy'nin kampüsteki en havalı kız olduğunu biliyorsun değil mi?
Well, how far do you think he's gonna get in the middle of Hollywood?
Hollywood'un ortasında ne kadar... uzaklaşabilir ki?
In the middle of his charmingly psychopathic rant about how he was going to order a hit on Cruz and yours truly, he mentioned there's still $ 17 million on the street.
Pekala, psikopatça gevelemesinin ortasında bir yerde Cruz için öldürme emri vereceğinden ve sokaklarda hala 17 milyon dolar gezdiğinden bahsetti.
I don't know how we're gonna get into the show with no tickets, which are sold out.
Gösteriye bilet olmadan nasıl gireceğiz, hepsi satılmış.
How's the pain?
Ağrın nasıl?