How did you know where to find me tradutor Turco
33 parallel translation
- Well, how did you know where to find me?
- Peki, beni bulacağınız yeri nasıl bildiniz?
- How did you know where to find me?
- Burada olduğumu nereden bildiniz?
Well how did you know where to find me?
Beni nerede bulacağını nasıl biliyordun? Bilmiyordum.
How did you know where to find me?
Beni nerede bulacağını nereden bildin?
How did you know where to find me?
Beni nerede bulacağınızı nasıl bildiniz?
How did you know where to find me, Mr. Dupont? - It was easy.
Beni nerede bulacağınızı nasıl bildiniz, Bay Dupont?
- How did you know where to find me?
- Yerimi nasıI buldun?
- How did you know where to find me?
- Beni bulacağın yeri nasıl bildin?
How did you know where to find me?
Nasıl bildin... Beni nerede bulacağını nasıl bildin?
How did you know where to find me?
Beni nerede bulacağını nasıl biliyordun?
So how did you know where to find me?
Beni nasıl buldunuz?
How did you know where to find me?
Beni nasıl buldun?
- How did you know where to find me?
Beni nerede bulabileceğini nasıl bildin?
- How did you know where to find me?
- Burada olduğumu nereden bildin?
How did you know where to find me?
- Beni nerede bulacağını nasıl bildin?
- So how did you know where to find me?
Beni nerede bulacağını nasıl biliyordun?
How did you know where to find me?
Beni burada bulabileceğini nereden bildin?
She's gone missing. How did you know where to find me?
- Beni nerede bulacağını nasıl öğrendin?
How did you know where to find me?
Beni nerede bulacağını nasıl bildin?
How did you know where to find me?
Beni nasıl buldunuz?
How did you know where to find me?
Burada olduğumu nereden bildin?
How did you know where to find me?
Beni burada bulacağını nereden bildin?
How did you know where to find me?
Yerimi nereden öğrendin?
Yes. But how did you know where to find me?
Evet, ama nerede olduğumu nasıl bildin?
How did you know where to find me when I was 19?
19 yaşımdayken nasıl oldu da karşılaştık?
How did you know where to find me?
Beni nerede bulacağını nereden biliyordun?
How the hell did you know where to find me?
Beni nerede bulacağını nasıl biliyordun?
I mean, how did you, uh, know where to find me, huh?
Yani, nerede olduğumu nasıl bildin, ha?